4 Şubat 2021 Perşembe

Ârif, Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri, Abdülbaki Gölpınarlı


Ârif, tanıyan, sezen, anlayan demektir.Ârif olmak kabiliyetli, sufilerde "irfan" sözüyle dile getirilir.Âlim olmak, okuyup bellemekle mümkündür; fakat irfan, Tanrı vergisidir.Bu yüzden de tasavvufta irfan, ilimden çok üstündür.

Bir de bilgi, insanı gurura yelter, adama varlık, benlik verir; irfansai bilmediğinin çokluğunu, bilgiyle kemale ermenin mümkün olmadığını sezdirerek insanı yokluğa sevk eder.İrfan özden doğar; ilimse bellemekle elde edilir.Âlim, öğrenmeden bilemez, anlayamaz; ârifse sezişiyle anlar, bilir.Mevlâna "Mesnevi"de irfanla ilmi şu hikayeyle pek güzel anlatır:

Padişahın biri, oğluna remil belletmek ister.Üstad, çocuğun kabiliyeti olmadığını padişaha bildirmek dilerse de padişahın ısrarına dayanamaz; uzun müddet çocuğa gereken şeyleri öğretir.İmtihan günü, padişah, parmağındaki yüzüğü çıkarıp avucuna alır; çocuğa, avucumdaki nedir, bil bakalım der.Oğlan noktaları atar, sonuçları bulur.Yuvarlak, ortası delik, madeni bir şey der.Padişah pek memnundur.Peki der, söyle bakalım, nedir?Oğlan düşünür, düşünür, şu cevabı verir:

- Değirmen taşı.

---

Ariflere yapmamışlar mektep medrese, anınçün nasib olmaz isteyen herkese

sözüyse on üç heceli bir beyit olsa gerektir; irfanın okumakla elde edilemeyeceğini ifade eder.
Yunus Emre'nin,

Biz talib-i ilmleriz, aşk kitabın okuruz;
Çalap müderris biz, aşk hod medresesidir

beyti, bu gerçeğin tam bir ifadesidir.

...


Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri
Abdülbaki Gölpınarlı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder