3 Şubat 2021 Çarşamba

Angels in America (2003)

Angels in America s01xe04
Son

"Beni tanıyorsun, peygamber.
Yaralar evreninde çarpan kalbin,
kanayan hayatın,
kitabın bir parçası arık.
Üzerinde, içinde, kanında yazdıklarımız...
yazılanlar, dolaşımın duruşu.
Son."








Angels in America s01xe05
Bir şeyi sevmek

 - Öyle lânet olası ıslak ve perişanım ki.
Her şeyin eskiden olduğu hâle dönmesini istiyorum.
O zaman çok kolay olmaz mıydı her şey?

- Senin sorunun ne, biliyor musun?

Senin sorunun şu; 
buharı üstünde pislikle öylesine dopdolusun ki...
...adının söylenmesi bile sinekleri üstüne çekiyor.
O herif hakkında bir tek şey bile bilmiyorsun, değil mi?
Acıklı değil mi bu?
Ve sadece düzeltmek için söylüyorum...
Prior'ı seviyorum, ama ona asla âşık olmadım.
Şehir dışında bir erkeğim var benim ve çok önceden beri de vardı...
...gözlerimin, senin o hüzünlü kıçını gördüğü ilk anın çok daha öncesinden beri.

- Bilmiyordum, senin bir...

- Doğru, çünkü hiç zahmet edip sormadın.
Havada o, tıpkı şu melek gibi.
Dünyadan, detaylarını seçemeyecek kadar uzakta. 
Louis ve büyük fikirleri.
Senin tek sevdiğin şey büyük fikirler.
Louis'in sevdiği şey Amerika.

- Ne olmuş?
Belki de öyle.
Neyi sevdiğimi sen bilemezsin.

- Bilmiyorsun.

- Ben nefret ediyorum Amerika'dan.
Bu ülkeden nefret ediyorum.
Bir sürü büyük fikir ve hikâyeden başka bir şey değil...
...ve ölen insanlardan,
bir de senin gibilerden.
Millî marşı yazan gürültücü beyaz, "özgürlük" kelimesini öyle tiz bir notaya denk getirmiş ki,
 kimse ulaşamıyor.
Bunu kasten yapmış.
Yeryüzündeki hiçbir şey bana özgürlük kadar anlamsız gelmiyor.
Benimle hastahanenin 1013 numaralı odasına gel de, sana Amerika'yı göstereyim.
Ölmeye yüz tutmuş, deli ve aşağılık.
Amerika'da yaşıyorum.
Onu sevmek zorunda değilim. 
Sen sev.
Herkes bir şeyi sevmeye mecburdur.













Angels in America (2003)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder