19 Mart 2020 Perşembe

ben ve bacam, herman melville, toplu öyküler


Kardinal Wolsey'in* "ben ve kral" demesi gibi ben de her defasında "ben ve bacam" desem bile bacamdan önce geldiğim bu bencil konuşma tarzı gerçeği pek yansıtmaz, zira yukarıdaki hadsiz sıralama dışındaki her şeyde üstünlük bacamdadır.

*Thomas Wolsey (1473-1530) İngiliz, Kardinal; bir dönem kralın sağ koluydu ve yönetimde büyük bir etkiye sahipti.

...

Garip görüntüsü, çatısından çok hassas zeminiyle ilgilidir.Seneler önce eski evin üçgen biçimindeki orijinal çatısı sızdırmaya başladığından o zamanki ev sahibi kocaman, enine kesen bıçkıları olan bir grup ormancıyı görevlendirmiş ve onlar da eski üçgen çatıyı tamamen doğramaya girişmiş.Zavallı üçgen, tüm kuş yuvaları ve çatı pencereleriyle birlikte yok olup gitmiş.Yerine yaşlı bir sayfiye beyefendisinin evinden çok bir demiryolu barınağı için daha uygun olan modern bir çatı yapılmış.Bu işlem -yapıyı beş metre kadar yükselterek- bacada büyük nehir dalgalarının çarpmasına benzer bir etki yapmış.Garip bir şekilde bütün baca çevresine sular birikince aynı zat bunun üzerine bacanın kafasını keserek onu beş metre kısaltma yoluna gitmiş.Bu davranış krallığa karşı işlenmiş bir suç sayılabilirdi; eğer tavuk ticareti yaptığı için boyun koparmada ustalaşması gibi hafifletici bir sebebi olmasaydı, bu önceki ev sahibinin Cromwell'le* aynı arabada doğruca kaderine uğurlanması gerekirdi.

*Oliver Cromwell (1599-1658), İngiliz diktatör.Ölümünden sonra idama mahkûm edilmiş ve cesedinin asılmasına karar verilmiştir.

...

Bütün ressamların tablolarında çürüme palmiyelerle betimlenir, ben sarmaşığı tercih ederim.Aslında, benim yaşlı bacam için en uygun yerin sarmaşıklarla kaplı eski İngiltere olduğunu sık sık düşünmüşümdür.



...

"Ah, büyüsün diye toprağını belliyorsunuz.Sizin bacanız, bayım, siz küçük olduğunu düşünüyorsunuz sanıyorum, ama özellikle yukarıda biraz işlem yapmayı gerektirmiyor mu?"

"Bayım!" demiştim küreği yere atarak, "kişisel meselelere girmeyin.Ben ve bacam..."

...

Eğer Jül Sezar öyle ölçüsüzce büyük olmasaydı Brutus'un, Cassius'un, Antony'nin ve diğerlerinin daha büyük olduğunu söylerlerdi.Benim bacamın büyüklüğü de böylesine kudretli olmasaydı, odalarım daha geniş olurdu.Karım bana kim bilir kaç kere kaba bir şekilde bacamın tıpkı İngiliz aristokrasisi gibi bütün çevresini daraltan bir gölge yaydığını söylemiştir!

...



O, doğuştan planlayıcıdır.Olan her şey doğrudur ilkesi ona hiç uymamaktadır.Daha çok olan her şey yanlıştır ilkesini takip eder ve daha da kötüsü ona göre, olan değiştirilmelidir, hem de hemen.Haftanın yedi gününü tatil ilan etmiş ve endüstri denen ücretli terörden kendini korumuş benim gibi uykulu, yaşlı bir hayalci için, karısının bu ilkesi oldukça tehlikeli bir hal alabilir.

Eğer ruhlar cennette eşleşiyorsa, benim karım orada I. Petro'nun karısı olabilir.Karman çorman o koca imparatorluğu, karşısındakinin kafasını ütüleyerek tek başına nasıl da çekip çevirirdi.

...

Yaşlı olduğumdan, etrafımdaki şeylerin de yaşlılığından hoşlanmaya başladım; bu yüzden ihtiyar Montaigne'i, eski peyniri, yıllanmış şarabı pek severim; genç insanlardan, ekmek arası köftelerden, yeni kitaplardan ve olmamış patateslerden sakınırım; pençe ayaklı ihtiyar iskemleme, yumru ayaklı komşum Deacon White'a ve bir yaz akşamı evin içinden pencere kenarında dirseğime yaslanırken diğer tarafta kendi dirseğine yaslanan benden yaşlı asmama ve hepsinden önemlisi de yüksek bacama pek düşkünümdür.

...

Had safhadaki enerjisinin gayet iyi farkında olan karım bana sık sık tüm işlerimin sorumluluğunu almayı teklif etmiştir.Başkaca bir kural koymadan, muhterem V. Charles gibi bir tür manastıra kapanarak ev idaresinden elimi eteğimi çekmem için yanıp tutuşur.Ama aslında baca dışında ortaya koyduğum otorite pek zayıftır.



...

Hemen hemen bütün odalar dört bir yandan şömine olarak yararlanmak amacıyla bacaya yanaşmıştı.Bacanın onlara gidecek hali yoktu; onların gelmesi gerekliydi.Bunun sonucu olarak hemen hemen her odanın, felsefi birer sistem gibi kendine özgü bir girişi vardı ve buradan da diğer odalara geçişler oluyordu.Evin içinde sonsuza kadar bir yerlere gidiyor ve hiçbir yere ulaşmıyor gibiydiniz.Tıpkı birinin ormanda kaybolması gibi; baca etrafında döner durursunuz ve eğer bir yerlere varacak olursanız bu ilk başta bulunduğunuz yerdir, böylelikle bir kez daha hiçbir yere gidememiş olarak baştan başlarsınız.

...

Baca yüce devamlılığı temsil eder.Eğer yenilikçiler tarafından rahatsız edilmezse, gelecek yıllarda bütün ev onun etrafında parça parça dökülünce bu baca hala yaşıyor olacak -işte bir Bunker Hill heykeli* Hayır, hayır, hayır, hanım, omurgamı kaldırıp atamam.

*Bunker Hill: Amerika'nın 294 basamağı olan ilk dikilitaşı.

...

Dört metre; on altı metrekare!Bayım, bu ev sanki sadece bacanızın yerleşmesi için inşa edilmiş.

...



Çok uzun zamandır bir arada bulunduğumuz için ben, bacam ve pipomun üç büyük kafadar olduğumuz düşünüldüğünde, ben ve pipoma dair olumsuz izlenimler olabilir, çünkü pipomun üçümüzün en iyisine, yani bacaya karşı olan bu projeye izin vermesi ya da daha ziyade ben ve pipomun hiçbir şeyden haberi olmayan ihtiyar yoldaşımıza gizlice komplo kurmamız söz konusu gibi görülebilir.Fakat, aslında, toprağın oğulları olarak pipomun ve benim, dostumuza ihanet etme fikri bize çok aykırıdır.Ayrıca biz barış yanlısıyızdır.Ortak dostumuza karşı işlediğimiz bu kusur hep bu barış aşkındandı ve en kısa zamanda telafi edilmesi gerekiyordu.Fakat daha iyi ve cesur düşüncelerin hemen geri geldiğini eklemekten büyük sevinç duyuyorum ve bunları burada kısaca açıklamaya çalışacağım.

...

"Kimin kalbi kırılırsa kırılsın *Holofernes illa kendi dediğini yapacak" dedi karım ertesi sabah kahvaltıda yarı öğretici, yarı kınayıcı tarzıyla ki bu onun en hareketli ataklarından çok daha zor başa çıkılan bir tarzdı.

*Holofernes: İncil kahramanı Judith tarafından başı kesilen Asurlu komutan.

...

Zavallı Polonya'nın bölünmesi, karımın ve kızlarımın bacamı parçalara ayırma merakından daha acımasız değildi.

...

Herman Melville
Ben ve Bacam
Toplu Öyküler
Everest Yayınları
Türkçesi: Burcu Erdoğan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder