Spinoza , kötülüğün bir hiç olduğunu savunan klasik teze özel bir anlam vermektedir.Çünkü ne olursa olsun, her zaman için bileşen ilişkiler vardır (mesela zehir ile kanın parçalarının girdiği yeni ilişkiler arasındaki bileşim) Yalnız, doğanın düzeni uyarınca bileşen ilişkiler, çözülüp dağılmış yani işletilmkten çıkmış olan şu ya da bu ilişkinin korunmasıyla zorunlu olarak örtüşmezler.İşte bu anlamda (kendinde) kötülük yoktur, ama (benim için) kötü vardır: "İnsan bedeninin parçaları arasındaki devinim ve dinginlik ilişkisinin korunmasını sağlayan şey iyidir; buna karşılık insan bedeninin parçalarının kendi aralarında bir başka devinim ve dinginlik ilişkisi almalarını sağlayan şey kötüdür" İlişkisi benimkiyle bileşen her nesneye iyi; ilişkisi başka ilişkilerle bileşmek üzere benimkini çözüp dağıtan her nesneye ise kötü denecektir.
Şüphesiz ayrıntılara inildikçe durum giderek daha da karmaşıklaşır.Bir yandan pek çok kurucu ilişkimiz vardır, öyle ki bir ve aynı nesne bir ilişki altında bizimle uyuşabilirken diğer bir ilişki altında uyuşmayabilir.Öte yandan her bir ilişkimiz de belli bir serbestliğe sahiptir, o kadar ki çocukluktan yaşlılığa ve ölüme dek kaydadeğer bir biçimde değişir.Bir diğer yandan, hastalık ya da başka koşullar bu ilişkileri öylesine değiştirebilir ki, varkalan bireyin aynı birey olmadığı sorulabilir: Bu anlamda, bedenin cesede dönüşmesinden önce gerçekleşen ölümler vardır.Ve nihayet, değişim öyle olabilir ki, değişmiş parçamız, öteki parçalarımızı bozan ve onların aleyhine çalışan bir zehir gibi davranabilir.(birtakım hastalıklar ve uç durumda intihar)
Zehirlenme modeli her türlü karmaşıklığı içerisinde bütün bu durumlar için geçerlidir.Bu model sadece uğradığımız kötülükler için değil, ettiğimiz kötülükler için de geçerlidir.Bizler, sadece zehirlenenler değiliz, aynı zamanda zehirleyenleriz de; hem toksin hem de zehir olarak eylemde bulunmaktayız...
Spinoza, Pratik Felsefe
Kötülük Mektupları
(Blyenbergh ile Yazışma)
Gilles Deleuze
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder