"...av için çıktığı inine canını zor kurtararak çekilen bir hayvanın tesellisi gibi bir şey."
...
İşçi pazarlarında dikilip durmaktan, kapı kapı iş aramaktan, o kapıların bir bir suratıma kapanmasından bıkmaya başladım; umutsuzca çırpınışım giderek anlamsızlaştı, sokakları huzursuz adımlarla arşınlarken otele dönme isteğim artmaya başladı.Tuhaf ama, orayı giderek dışarının karmaşa ve kargaşasından, acımasızlığından uzakta korunaklı, beni esirgeyen bir yer olarak algılamaya başlamıştım; av için çıktığı inine canını zor kurtararak çekilen bir hayvanın tesellisi gibi bir şey.Hiç değilse odada iyi ya da kötü hiçbir şey olmuyordu; her şey iyi kötü acılı ama dingin bir huzurun nizamındaydı.
---
İyi ya da kötü hiçbir şeyin meydana gelmemesi, her şeyin alabildiğine yeknesak olması, üzerimde, huzurun ince, görünmez bir tül şeklinde örtülmesi gibi bir duygu yaratmıştı.
---
Ekmek peynir için uğradığım ihtiyar bakkal da suratıma bile bakmıyordu.Bu durumdan memnundum.Sanki yokmuşum gibi davranmaları huzur veriyordu bana.Başkalarının benimle ilgilenmemesi benim de başkalarıyla ilgilenme zorunluluğumu ortadan kaldırıyordu.Nereden bakılırsa bakılsın bunu "hoş" buluyordum.Hiçbir şeyin parçası olmamak.
Uzun, Sıcak Bir Yaz
Otel Odaları
Tayfun Pirselimoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder