MELAMİ
Müstağnîdir Melâmî avâlimden, ârâzdan;
Onu Şer'i  Şerîf'e hâdim kılmıştır  Yezdân.
Aldırmaz gösterişe, hırkaya, posta, tâca;
Hak için hizmet eder  fukarâya, muhtâca.
Kınar durur nefsini, sed çeker hevâsına;
İksîrdir  Hak'kın aşkı nefsinin  devâsına.
Rızk için, bir Melâmî, talepkâr olmaz halkdan;
Hiç bir  şey kabûl etmez; böyledir, işte, merdân.
Nûr-i Hak mücellâdır, anlayana, vechinde;
Erimiş  gibi yaşar, cemiyyetin içinde.
Apaçıktır zâhiri, hakîkatıysa mestûr!
Bâtınını  sırlamak olmuştur ona düstûr.
Her işi olur onun adâletle, ihsânla;
Bundaki  inceliği fehmet de iyi anla!
Ehl-i da'vâ değildir, aslā, has bir Melâmî!
Hiç bir  vehme hayâle kapılmaz, olmaz hâmî.
Ahlâk-ı Muhammedî olmuş onun ahlâkı;
Bu  ahlâkla müstesnâ kılmış onu Hallâk'ı.
Ganiyy  iken fakîrdir; râzıdır Lâyezâl'den.
El hayru fî mâ vaka' düstûrudur  ezelden.
Mi'râcına ulaşmış, yok etmiştir nefsini;
Rûh'u Bekābillâh'da  bulmuştur neş'esini.
Aldatmasın ahvâli: halkla halk, Hak'la Hak'dır.
Rûh'uyla zinde olmuş,  nefsi ise helâkdır.
Hassü-l Havas'sın tavrı hiç olur mu avâmî?
Nice ulu  makāmın sâhibidir Melâmî.
"Fe eynemâ tuvellû..." sırrının âgâhıdır;
Vahdet  neş'esinin de münîr, parlak mâhıdır.
Hüviyyetini müdrîk nâdir erdir Melâmî.
Kim bilir  ki gönlünde bütün avâlim câmî?
Velhâsıl, Melâmîlik Nebî'nin meşrebidir;
Kim ki  onu giyinir sanki Nebî gibidir.
 
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder