raymond carver etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
raymond carver etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ağustos 2023 Cumartesi

Katedral - Raymond Carver Öyküleri

...

Ayda bir ailemi sorar.Sorduğunda da herkesin iyi olduğunu söylerim."Herkes iyi," derim.Sefertasını kapatıp sigaramı çıkarırım.Bud başını sallayıp kahvesini yudumlar.Gerçek şu ki, çocuğumun içten pazarlıklı bir yanı var.Ama ben bunu konuşmam.Annesiyle bile.Özellikle onunla.Onunla gittikçe daha az konuşuyoruz.Çoğunlukla televizyon seyrediyoruz.Ama o geceyi hatırlıyorum.Tavus kuşunun, gri ayaklarını kaldırarak masanın etrafından dolandığını anımsıyorum.Sonra arkadaşımla karısının veranda da bize iyi geceler dilediğini.Olla'nın Fran'e, eve götürmesi için birkaç tavus kuşu tüyü verdiğini.Hepimizin el sıkıştığını, kucaklaştığını, bir şeyler söylediğini hatırlıyorum.Arabada, oradan uzaklaşırken, Fran bana sokuldu.Elini bacağıma koydu.Arkadaşımın evinden kendi evimize böyle gittik.

...

(Tüyler)

...

 Jack London'ın eskiden bu vadinin öbür tarafında büyük bir evi vardı.Tam şurada, baktığınız şu yeşil tepenin arkasında.Ama alkol onu öldürdü.Bu size ders olsun.Hepimizden daha iyi bir adamdı.Ama şu mereti idare edemedi.

...

Hiç Jack London kitabı okuyup okumadığımı hatırlamaya çalışıyorum.Hatırlayamıyorum.Ama lisede bir öyküsünü okumuştum."Ateş Yakmak"tı adı.Yukon'da bir adam donmaktadır.Bir düşünün; eğer ateş yakmazsa, gerçekten donarak ölecektir.Ateş sayesinde, çoraplarıyla giysilerini kurutabilecek ve ısıtabilecektir.

Ateşi yakar; ama sonra ateşe bir şey olur.Bir daldaki kar olduğu gibi üzerine düşer.Ateş söner.Bu arada, hava gittikçe soğumaktadır.Gece çökmektedir.

Cebimden biraz bozukluk çıkarıyorum.Önce karımı deneyeceğim.Eğer cevap verirse yeni yılını kutlaycağım.Hepsi bu.İş konusunu açmayacağım.Sesimi yükseltmeyeceğim.Zorluk çıkarsa bile.Nereden aradığımı soracak, ben de ona söylemek zorunda kalacağım.Yeni yıl kararlarıyla ilgili bir şey söylemeyeceğim.Bu konuda şaka yapmak mümkün değil.Onunla konuştuktan sonra kız arkadaşımı arayacağım.Belki önce onu ararım.Veledin telefona çıkmamasını ummaktan başka çarem yok."Merhaba şekerim," diyeceğim, kız arkadaşım açtığında."Benim."

...

(Nereden Aradığım)

...

Tezgahlar silinmiş, eviye dolaplar temiz.O kadar da kötü değil.Temizlik gereçlerini ocağın üstüne bırakıp banyoya bakmaya gidiyorum.Küçük bir ovma telinin icabına bakamayacağı bir durum yok.Sonra, havuza bakan yatak odasının kapısını açıyorum.Storlar yukarı çekilmiş, yatak çarşafları çıkarılmış.Zemin parlıyor."Teşekkürler," diyorum yüksek sesle.Kadın her nereye gidiyorsa, ona şans diliyorum."İyi şanslar, Betty." Şifoniyer çekmecelerinden biri açık, kapatmaya gidiyorum.Çekmecenin arka tarafında bir köşede, Holits'in ilk geldiğinde içeri taşıdığı at başlığını görüyorum.Aceleden gözlerinden kaçmış olmalı.Ama belki de kaçmadı.Belki de adam onu bilerek bıraktı.

"At başlığı," diyorum.Onu pencereye tutup ışıkta bakıyorum.Süslü değil, altı üstü eski, koyu renk bir deri at başlığı.Bunlardan pek anlamam.Ama bir parçasının ağıza girdiğini biliyorum.O parçaya "gem" denir.Çelikten yapılır..Dizginler hayvanın kafasının üzerinden geçip boynunda parmakların arasında tutulur.Binici dizginkeri sağa sola çeker ve at döner.Basit.Gem ağır ve soğuk.Bu şeyi dişlerinin arasında taşıman gerekse, herhalde bir çırpıda kavrardın.Onun çekildiğini hissettiğinde, zamanın  geldiğini anlardın.Bir yere gideceğini anlardın.

...

(At Başlığı)

...

Katedral
Raymond Carver
Çeviri:Ayça Sabuncuoğlu
Can Yayınları

17 Mart 2020 Salı

aşk konuştuğumuzda ne konuşuruz, raymond carver öykülerinden


Babamın işini bitiren şeyleri anlatacağım size.Üçüncü şey Kukla'ydı, Kukla'nın ölmesi.İlk şey Pearl Harbor'dı.

İkinci şey ise büyükbabamın Wenatchee yakınlarındaki çiftliğine taşınmaktı.Babam günlerini orada tüketti, ancak muhtemelen ondan önce tükenmişlerdi.

Babam Kukla'nın ölümünün suçunu Kukla'nın karısına yükledi.Sonra balıklara yükledi.Sonunda  da kendini suçladı; çünkü Field & Stream'in arka kapağındaki ABD'nin her yerine yollanan canlı siyah levreğin ilanını Kukla'ya gösteren kendisiydi.

Kukla'nın tuhaf davranması balıkları almasından sonra oldu.Balıklar, Kukla'nın bütün kişiliğini değiştirdi.Babamın söylediği buydu.

...

Kukla gölcüğün uzak ucunda, suyun hızla dışarı aktığı yerin yakınında duruyordu.Öylece duruyordu, o güne dek gördüğüm en üzgün adamdı.

...

Bir dost ölünce böyle mi olur? Geride bıraktığı arkadaşlarının talihi yaver gitmez mi?

(Babamın Canını Alan Üçüncü Şey)

---

"Alçakgönüllülük sana yakışmıyor," dedi Terri.

"O sadece mütevazı bir operatör," dedim."Ama bazen o zırhın içinde havasızlıktan boğulurlarmış, Mel.Hava çok sıcak olursa, onlar da çok yorgun ve bitkinlerse, kalp krizi bile geçirirlermiş.Bir yerde okumuştum, üzerlerindeki o zırhla ayakta duramayacak kadar yorgun oldukları için atlarından düşerler ve ayağa kalkamazlarmış.Bazen kendi atlarının ayakları altında kalırlarmış."

(Aşk Konuştuğumuzda Ne Konuşuruz)

---

Dışarıda başka bir hayat var.İnanın bana, piknik değil bu, burası tımarhane.

...

"Bir şey daha söylemek istiyorum," dedi.
Ama bunun ne olabileceği aklına gelmedi.

(Bir Şey Daha)

Raymond Carver
Aşk Konuştuğumuzda Ne Konuşuruz
Can Yayınları
Çeviri: Ayça Sabuncuoğlu

en küçük şeyleri bile görebiliyordum, raymond carver, aşk konuştuğumuzda ne konuşuruz






En Küçük Şeyleri Bile Görebiliyordum
Raymond Carver 

Aşk Konuştuğumuzda Ne Konuşuruz
Can Yayınları
Çeviri: Ayça Sabuncuoğlu

20 Mart 2019 Çarşamba

ayak işi, raymond carver


...Bir başka ziyaretçi de Leo Tolstoy'du.Ülkenin en büyük yazarını karşılarında görmek hastane personelinde huşu uyandırdı.Rusya'nın en ünlü adamı mı?"Zorunlu olmayan" ziyaretçiler yasak olsa da, Çehov'u görmesi için onu içeri almadan edemediler tabii.Sakallı, sert bakışlı yaşlı adam, hemşireler ve nöbetçi doktorların türlü yaltaklanmalarıyla Çehov'un odasına buyur edildi.Bir oyun yazarı olarak Çehov'un yeteneği hakkında pek de iyi şeyler düşünmemesine rağmen (Tolstoy oyunların durağan ve her türlü ahlaki görüşten yoksun olduğunu düşünüyodu."Karakterlerin seni nereye götürüyor?" diye ısrarla sormuştu bir keresinde Çehov'a."Kanepeden sandık odasına ve tekrar kanepeye")Tolstoy, Çehov'un öykülerini beğenirdi.Üstelik adamı düpedüz severdi.Gorki'ye şöyle demişti: "Ne kadar güzel, muhteşem bir adam: alçakgönüllü ve sessiz, tıpkı bir kız gibi.Hatta yürüyüşü bile kız gibi.Gerçekten harika."Tolstoy hatıra defterine de şöyle yazmıştı (o günlerde herkes hatıra defteri ya da günlük tutuyordu): "Sevdiğime memnunum...Çehov'u."

...

Çehov, Berlin'de, akciğer hastalıkları alanında isim yapmış bir uzman olan Dr. Karl Ewald'a danıştı.Ama bir görgü tanığına göre doktor, Çehov'u muayene ettikten sonra ellerini başının üzerinde birleştirdi ve tek kelime etmeden odadan çıktı.Çehov'a yardım etmek için artık çok geçti: Bu, Dr. Ewald, mucize yaratamadığı için kendine, bu kadar hasta olduğu için Çehov'a öfkelendi.

...

Raymond Carver
Ayak İşi
Fil, Can Yayınları

13 Mart 2019 Çarşamba

fil, raymond carver

...
Arada sırada canıma tak eder ve hepsine mektuplar yazar, adımı değiştirmekle tehdit edip işimden ayrılacağımı söylerdim.Avustralya'ya taşınmayı planladığımı söylerdim.Sorun şu ki, Avustralya'dan söz ederken ciddiydim, oysa Avustralya hakkında en ufak bir şey bilmiyordum.Sadece dünyanın öbür tarafında olduğunu biliyordum, benim olmak istediğim yer de orasıydı.

Ama iş o raddeye gelince hiçbiri Avustralya'ya gideceğime gerçek anlamda inanmadı.Avuçlarının içindeydim ve bunu biliyorlardı.Çaresiz olduğumu biliyorlardı, üzgündüler ve bunu söylüyorlardı da.Ama ayın birinden önce, oturup çekleri yazmak zorunda kaldığımda bu halimin geçeceğine güveniyorlardı.

Raymond Carver
Fil
Can Yayınları
Çeviri: Ayça Sabuncuoğlu

çocuk oyuncağı, raymond carver

Çizim: Josh Robbins
...
Elyazısı hala bir soru işareti.Bu çok şaşırtıcı.Ama elyazısı meselesi önemli değil tabii.Mektubun kendisinin değil, mektubun içinde olduğunu unutamadığım şeylerin.Hayır, mektup hiç de en önemlisi değil -birinin elyazısından çok daha fazlası var bunda."Çok daha fazlası" incelikli şeylerle ilgili.Örneğin, bir kadını eş olarak almak bir tarihi almaktır, denebilir.Eğer böyleyse, o zaman artık tarihin dışında olduğumu anlıyorum- atlar ve sis gibi.Ya da tarihimin beni terk ettiğini söyleyebilirsiniz.Ya da tarih olmadan devam etmem gerektiğini.Ya da tarihin artık bensiz olması gerekeceğini -sözgelimi karım başka mektuplar yazmadıkça ya da günlük tutan bir arkadaşına anlatmadıkça.Derken, yıllar sonra, birisi geri dönüp bu zamana bakabilir, onu kayıtlara göre yorumlayabilir, dalaşlarına ve tiratlarına, suskunluklarına ve imalarına göre.İşte o anda, otobiyografinin yoksul insanın tarihi olduğu kafama dank ediyor.Ve tarihe güle güle dediğim.Güle güle, sevgilim.

Raymond Carver
Çocuk Oyuncağı
Fil, Can Yayınları

12 Mart 2019 Salı

kutular, raymond carver






...Hatırlıyorum da -nasıl unutabilirim?- biz evlenmeden önce karıma orospu derdi; on beş yıl sonra karım başka biri için beni terk ettiğinde, yine orospu dedi.
---
...
Başka insanlar yazın tatile çıkarlar, benim annemse taşınır.Yıllar önce taşınmaya başladı, babam işini kaybettikten sonra.Bu olduğunda, babam işten çıkarıldığında, sanki yapmaları gereken buymuş gibi evlerini sattılar ve işlerin düzeleceğini sandıkları yere gittiler.Ama işler orada da düzelmedi.Yeniden taşındılar.Taşınmaya devam ettiler.Kiralık evlerde, dairelerde, karavanlarda, hatta motel odalarında yaşadılar.Taşınıp durdular, her taşınmayla yüklerini hafiflettiler.Birkaç kez benim yaşadığım kasabaya geldiler.Bir süre karım ile benim yanımıza yerleşiyor, sonra da yeniden taşınıyorlardı.Bu bakımdan göçmen hayvanlar gibiydiler, sadece hareketleri belli bir düzeni izlemiyordu.Yıllarca sağa sola taşındılar, hatta bazen daha yeşil olduğunu düşündükleri bir yer için eyaleti terk ettiler.Ama çoğunlukla California'nın kuzeyinde kaldılar ve orada taşındılar.Derken babam öldü, ben de annemin taşınmayı bırakacağını ve bir süreliğine bir yere yerleşeceğini sandım.Ama yerleşmedi.Taşınıp durdu.Bir keresinde psikiyatriste gitmesini önerdim.Parasını ödeyeceğimi bile söyledim.Ama kulak asmadı.Onun yerine eşyalarını toplayıp kasabadan taşındı.Çaresiz kalmıştım, yoksa psikiyatristin lafını etmezdim.

Her zaman eşyalarını toplama ya da boşaltma sürecindeydi.Bazen aynı yıl içinde iki-üç kez taşınırdı.Ayrıldığı yer hakkında ağır laflar eder, gideceği yer hakkında iyimser konuşurdu.Postası karışır, yardım çekleri başka yerlere giderdi; mektuplar yazıp her şeyi yoluna koymaya çalışarak saatler harcardı.Bazen bir apartmandan taşınır, birkaç sokak ötedeki başka birine geçer, sonra da, bir ayın ardından, ayrıldığı yere tekrar taşınırdı; ancak binanın farklı bir katına ya da tarafına.İşte bu yüzden, buraya taşındığında ona bir ev kiraladım ve zevkine göre döşenmiş olmasına dikkat ettim."Sağa sola taşınmak onu diri tutuyor" dedi Jill."Yapacak bir işi oluyor.Bundan tuhaf bir keyif alıyor sanırım.."Keyif olsun ya da olmasın, Jill annemin aklını kaçırmakta olduğunu düşünüyor.Bence de öyle.Ama annene bunu nasıl söylersin?Eğer durum buysa ona nasıl davranırsın?Deli demek, bir sonraki taşınmasını planlayıp uygulamaktan alıkoymuyor onu."
...

Raymond Carver
Kutular
Fil, Can Yayınları