...
Housatonic Nehri, yamaçlardan yansıyan gün ışığında yıkanan göz alıcı çayırlar arasından, sudan labirenti içinde kıvrım kıvrım yoluna devam eder.Bu mevsimde etrafınızdaki her şeyin güzelliği, yolun yalnızlığını doldurur.Bu civarı bundan daha kalabalık halde göremezdiniz.Tüm duyulaınızla bu güzelliği kana kana içerken, canınız doğadan başka yoldaş arzulamaz.
...
Ormanda bir inziva, insanlardan kaçan bir dar kafalının sığınağıdır; okyanusun üzerinde bir hamak ise dara düşmüş bir cömert yüreklinin barınağı.Okyanus doğanın hüzün ve trajedisiyle dolup taşar; dehşetin o engin sularında insanın kendi kederi, bir zerre gibi yitip gider.
...
Gelgelelim, güvercin nezaketinden nasibini fazlasıyla almış olan Israel, yılanın bilgeliğinden de yoksun değildir.*
*İncil, Matta 10:16: "İşte, sizi koyunlar gibi kurtların arasına gönderiyorum.Yılan gibi zeki, güvercin gibi saf olsun."
...
Amerika'nın yabani topraklarında yaşayan hiçbir vahşi hayvan bir ateş gördüğünde, kaçak Israel'in o dönemde bir kızıl ceketli karşısında duyduğu kadar büyük bir korkuya kapılamazdı.
...
Sefalet, ister masumiyetten kaynaklansın isterse suçtan, neden olduğu en kötü sonuç istisnasız bütün insanlara güvensizlik duymaktır.Hiç şüphe duymamak kimi zaman insana akılsızlıktan daha fazla zarar verir gerçi ama çok fazla şüphe de kıt akıl kadar kötüdür.
...
Küçük kitapçığı rastgele açan Israel'in karşısına şu paragraf çıktı: yüksek sesle okudu:
"O halde daha iyi günleri dilemek ve umut etmek ne anlama gelir?Eğer harekete geçersek içinde bulunduğumuz zamanı daha iyi hale getirebiliriz.Çalışkanlık, dileklere bel bağlamaz, oysa umutla yaşayan açlıktan ölür, der Yoksul Richard.Acıya katlanmadan hiçbir şey elde edilmez.Öyleyse kollarıma kuvvet, çünkü benim toprağım yok, der Yoksul Richard."
'Hay başlarım böyle bilgeliğe!Benim gibi bir adama bilgelikten bahsedeceğine hakaret et daha iyi.Bilgeliğin bini bir para, pahalı olan servet.Yoksul Richard'da bu yazmıyor, ama yazmalıydı' diye bitirdi Israel, kitapçığı birden yere çalarak.
...
Böyle işe daldıkları sırada aniden, sanki güneş tutulmuşçasına, bir gölgenin hızla güverteyi kapladığı görüldü; tahtaların birleşim yeri gibi keskin bir çizgi üzerinden ilerliyordu.Önüne çıkan çıkan her şeyi kendine katıyordu.Juan Fernandez'i andıran Ailsa Kayası^nın muazzam gölgesiydi bu.Ranger, Grampianların bu denizaltı kolunun yüce zirvesini çepeçevre saran ve eteklerine kadar sokulan derin sulardaydı.
Çevresinin uzunluğu bir milden fazla olan kaya, bin fitin üzerinde yükseklikte, Ayrshire kıyısının 8 mil açığındadır.Öksüz bir çocuk kadar yalnız, Keops gibi kibirli konisi, orada öylece yükselir.Gelgelelim mağrur zirvesi, Gath Devi'nin delik deşik beyni gibi, viran bir kale ile taçlandırılmıştır.Havai bir sis, avare hayaletler gibi kalenin kemerleri altından bir girip bir çıkarak anaorlar yaratmakta, saltanatını yitirmiş de olsa yüce fikirlerden başkasıyla iştigal etmeyen harap bir dehanın ruhunu sıkıştırmaktadır.
...
Adamlar bütün gece fırınların ağzında oturup ateşi besliyorlardı.Kapkara bir duman -çektikleri çilenin dumanı- bacalardan yükseliyordu.
...
Fakat gerek olayların şiddeti gerekse kahramanın yalnızlığı başından geçen bu deneyimleri fazlasıyla kasvetli kılıyor.En iyisi bunlardan uzun uzadıya bahsetmemek.Zira umudun yokluğunda çekilen derin acı mazlum için ne derece dayanılmaz ise, bu acının tasviri de, ona denk bir avuntunun yokluğunda, dinleyenler açısından bir o kadar katlanılmaz olacaktır.En karamsar ve doğru sözlü tiyatro yazarı bile, alt sınıftan, alelade kişilerin başlarından geçen badireleri, ne kadar olağandışı olursa olsun, pek nadir konu edinir; hele de bir garibanınkileri, hiç.Bilir ki, içinde kralın uzandığı, mateme bürünmüş saraya binlerce meraklı akın edecektir, oysa içinde bir dilencinin kuru bir tahta üstüne uzanmış cesedinin pişmiş kelle gibi sırıttığı gecekondu pek az kişiyi cezbeder.
...
Doğduğu köyün dağlarındaki en yaşlı meşenin devrildiği gün öldü.
...
Herman Melville
Israel Potter
Sürgünde Elli Yıl
Çeviren: Ayşe Deniz Temiz
İletişim Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder