Alman faşiminin basit bir tekrarı gibi görünse de Nano-Faşizm, Doğu ve Batı kapitalinin bir despotun yönetimine verilerek bir islamo-kapitalist-despotik-makinanın oluşturulduğu Türkiye Cumhuriyeti'nde geliştirilmiş bir faşizm biçimidir.Alman Nazizminin yükselişinde Führer'in libidoyu tekelleştirip, ülkedeki her siyasi öznenin arzu-üretim makinasını ele geçirerek hükümranlığını kurduğu aşikârdır.Führer'in bunu becerebilmesinde en büyük pay ifadenin öznesi ve öznenin ifadesi arasındali farkı ne dereceye kadar güdümü altına alabileceğinde yatar.Örneğin , bu aşamada Führer'in ontolojik düzeni, erkin kurumsallaştırılması bağlamında makro düzeyde aşkınsal bir özne yaratmıştır.Makro-Faşizm'de kişi ifadenin öznesi olarak kalmaya rıza gösterdiği sürece kendisine bu erkten pay alma hakkı tanınmıştır.
Makro-Faşizm'in savaş sonrası döneme aktarıldığı biçimiyle, Mikro-Faşizm, Adorno'nun aynı adı taşıyan araştırmasında açıkladığı gibi "otoriter kişilik" olarak çıkar karşımıza.Mikro-Faşizm'de ifadenin öznesi ve öznenin ifadesi arasındaki farkı güdümü altına alan bir Führer'e gerek kalmamıştır çünkü bu baskı özne tarafından içselleştirilmiş ve uygulamaya konmuştur.Mikro-Faşizm'in bu içimizde tıkır tıkır çalışan saati Deleuze ve Guattari'de molar ve moleküler ayrımına dönüşür.Bu dönemde faşizmin başarısı kapitali ekonomik olandan bağımsız kılarak sahte arzu-üretim-makinaları yaratmasında yatar.Öznenin ifadesinin molar/moleküler farkını canlı tutarak var ettiği siyasal'ı günlük sıradan siyasete kurban ettiği sürece pay alabileceği reel politikaya bir davettir bu.
Nano-Faşizm ise makro ve mikro aşamalarındaki faşizmin Türkiye gibi Batılı olmayan ülkelerce özümsenmesi sürecinde ortaya çıkar.Toplumsal, ekonomik ve siyasal baskıların olağanüstü derecelere ulaştığı bu tür ülkelerde olan şey ulusal ve uluslararası kapitalin Doğulu anlamda tekelleştirilmesidir: Neandertal Kapitalizm.Bu süreçte, laiklik ilkesi üstüne kurulmuş Batılı anayasaların aksine, aşkınsalın kişiselleştirilmesine asla izin vermeyecek İslam temel aktördür.Sonuç olarak bu aşamada ifadenin öznesi ve öznenin ifadesi arasındaki fark bile ortadan kalkar.Bu demektir ki, Nano-Faşizm'de ne makro düzeyde kurumlar tarafından organize edilen dışsal faşist bir baskı ne de bunun özne tarafından içselleştirilmesi vardır: Kişi artık faşist, bir nano-faşist olarak doğmaktadır.Neandertal Kapitalizm'in ürünü olarak, nano-faşist tüm dünyası itaate çözünmüş, itaatin ne olduğunu bilmeden itaat eden, biçim dışından biçime geçişinin önü sonsuza kadar tıkanmış, Aydınlanma öncesi döneme ait, birey-öncesi tekilsizliktir.
Zafer Aracagök
Makro / Mikro / Nano-Faşizm
Kavramsız Negative: Adorno+Hayat+Deleuze
Sub Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder