elif sofya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
elif sofya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ekim 2018 Perşembe

iz, elif sofya


Kaçıyor elimden ucu ırmakların
Akan sulardan, ışıklardan parlayan
Toprağı dinle
Sonra unut duyduklarını
Sonra kırılsın ses orada

Hayvanların ayak sesleri dağılıyor
Kesif kaplan kokusuyla doluyor orman
Ucu kaçıyor ırmakların
Ben yüzümü bu korkuya çevirdim
Alnıma toprağın eşyası yazıldı
Gece ismimi sahiplense
Fısıldasaydı ölü dillerin hayvanları
Kurtulurdum gölgesinden zamanın
Erimezdi içimdeki tuz dağı

Kapan yaraları hâlâ açık bileklerimde
Mağara duvarlarına iz bıraktım
Bundan böyle
Uzağa düşen taşlar
Sesini saklasın içinde.

Elif Sofya
İz
Ters Düşünce

28 Ağustos 2018 Salı

tartı, elif sofya


Kızıl bir çam diye düşünün beni
Açılmış gitmiş gibi rengi diye düşünün
Düzende yerimi aldım, hizaya geçtim
Sıradan bir sıradaydım zıplayamazdım
Dil erirken ağızda
Söz gecikir gecikmez ölecektim
Uğuldayın dedim yerimi belli edin
Hiç şakası yok bendeki yokluğun
Kaç vakit bilinmez
Zaten vakit bilinmez
Kanı dondurmanın lüzumu bundan

Kör bir göze dönüştüm
İki yarım aya sığındım
Bir suya eğildim rengim bulandı
Su sağlam kaldı ben kırıldım

Bir ateş seçtim ve geçtim yanmaya
Eridim gözlerim aktı
Gözlerim siyahtı
Kalbim terazide bir tüyle
tartılmak için alındı

Elif Sofya
Tartı
Dik Âlâ

10 Mayıs 2018 Perşembe

o zamandan beri, elif sofya



Seni eski bir ağacın
gölgesinden almışlar.
Küflerin, mantarların
tortusuymuş zaman.
Suyu bitmiş deniz yatağına yatırmışlar.
Alnın üç bölgeye ayrılmış.
Kıtmir gelip gözlerini yalamış,
Gözlerin öylece açık.
Sarı kumlar, kurumuş denizatları
Sararken gövdeni,
Kadınlar seslerini yanına bırakmış.
Sessizlik o zamandan beri bahtiyar.

Elif Sofya
Ters Düşünce

9 Mayıs 2018 Çarşamba

yılan, elif sofya

Ben yılanım, yoldan uzun karanlıkla yarışan
Daha doğmadan ve olmadan
Suların gebeliğini bekleyen bebek
Beni emzirdi parmaklarıyla
Adımla ıslandı saçları
Yumuşadı korkusuyla yontulan taş

Yerin de göğün de acelesi benden
Bir bulut uzunluğuna sızarak sindim
Açtım derimi aktım aranızdan
Bunun için saçlarınız
Sırılsıklam


Elif Sofya
Ters Düşünce

tatar çölü, elif sofya


Denizleri saran ikindide
Bulutlar kendini yere bırakmıştı
Uzun uzun beklerdik
Konuşur muyduk, hatırla.
Bulduğumuz uçurumu dolduran zaman
Titreyip geçen sıtmayı hatırla
Her yer kendince renklerdendi
Gülüşümüz tozları kaldırırdı
Işıkta uçuşan tozlardı
Günleri öpen, örten, koruyan
Uzakları uzakta bilirdik
Ve bilirdik,
Yola çıkmak gerek
Yolu bitirmek.
Ne söylemek yetti, ne istemek
Tatar Çölü'nde ikindide
Bir kaplumbağa kabuğunu ateşe verdi.

Elif Sofya
Ters Düşünce

22 Ocak 2017 Pazar

hayvanlar üzerine, elif sofya



"Kuşlar, beraberce Afrika'ya uçtuklarında, dans ederler.Bizimkilerden daha ince ve daha dolu dolu ritimleri kanat çırpışlarından gelir.Yerde tepinmez, ama havaya vururlar; hava, onlara karşı iyi niyetlidir.Topraksa bizden nefret eder." 
                                                                        Hayvanlar Üzerine, Elias Canetti




.../ Kendi kesiklerini kendisi diken 
Bütün yaraların yaması olmaya razı 
Benden ölüm geçti 
Ki geçerdi her zaman /...

atlar, elif sofya

Gümüş gözlerinden alıyoruz atların
Isırınca pembeleşen gözlerinden
Bu acıyla büyüyor gözlerindeki bebek
Dik durabiliyoruz
Yukarıya doğru boynumuzun açısı
Durum kıyısı belirsiz su
Su içinde korkutucu
İşaret fişekleriyiz yeryüzünün
Gizliliğimiz yanıltıcı
Benzersiz benzemezliğimize güveniyoruz
Parmak izlerimizden tanıyoruz birbirimizi
Susuyoruz sesimiz sıkıcı

Tam orada durduğumuz ara yerde
Atlar geliyor öfkelerini büyüterek derilerinde
Atlar geliyor
gözleri enselerimizde
Ayaklarımızda hızlanıyor yarım yamalak adımlar
Soğuk su derine batıyor
Birbirini biliyor bıçakları avcıların
Artık bizim de gözlerimiz
körlüğümüzden azade

            Elif Sofya
Atlar
Dik ÂLâ

18 Şubat 2016 Perşembe

dik âlâ, elif sofya


...
Beni sorma
Ben bildiğin gibiyim
Bilmediğim bir çengelde
hâlâ asılı kaburgalarım


Elif Sofya
Bulutların Geliş Hızı Üzerine
Dik Âlâ

17 Şubat 2016 Çarşamba

körleşme, elif sofya

Şimdi burada siyah
Şimdi burada kör oldum
Bir hayat sesi buldum çabucak
Sonra suya ve suça batmış ıslıkları duyacaktım.

Sırtını bırakmış gölgeye
Görünmeyen bir meyveye hunharca
Omurgası orada kuruyup dökülecek dediler
Mutantan bir yürüyüş aradım
Bir gidiş geliş haritası
ve esnek acılar aradım
Aklımı çeldim, çelmeledim
Burası uzun zaman önceydi
Süresini sürmeyen vakitler gibi
Tekrarlanıyordu körleşme
Zaman mekândan ayrılıyordu gizlice

Sesimin içi söyledi
Öl şimdi
Öl şimdi
Sadece ölürken öğreneceksin ölmeyi.
  
Elif Sofya

                                                                Körleşme
                                                               Düzensiz

16 Şubat 2016 Salı

ağız tadı, elif sofya


Bana birkaç hayvan geldi güneyden
Birkaç ağaç çığlığı
Kapanması zor yaralar geldi
Üstümde derin çizgili bir üst deri
ve su pireleri yaşıyordu
Sularınıza ırmak olmak
gelmiyordu içimden

Kalkıp geçtim geçmişteki mevsimlerden
Bir beden diğerine titreyişle değerken
Tek ve uzun bir cümle ile bırakıldım
Yüzünüze çarpan budur
Budur saçlarınızda dolaşan
Gözünüze batan diken
Yaranızı yırtan budur

İri, iyi sesleri unutup
O boşluğa sözcükler doldurdunuz
Bunun için ağzınızda
Ateşten geçirilmiş ölülerin tadı var

Elif Sofya
Ağız Tadı
Dik Âlâ