Gece yarısı durdu ay, yıldızlar,
uyku.
Ölü, zamanın adılını
mırıldanıyordu
Hiç bilmediği yabanıl bir dille,
Ay gibi karanlıkta dinliyorduk
bizse,
Neden hep sonumuza doğru
benziyoruz,
Madem aramaya çıkmış tohum bu
Ölüyü saklıyoruz evde.
Bu ölü açık denizdeydi, kılıç gibi,
Başlamanın hiç bilmediğimiz
istenci,
Bilgeliğin altın kemeri başımıza
değdikçe
Her sabah her akşam görünür
gözümüze
Yaşlı bir kıral gibi sağına soluna
bakan
Zamanın duvara yazılmış ikiz
resmi,
Ölüyü saklıyoruz evde.
Bir ölü gerekli her eve
Dalmış parmaklarının
kalenderliğine,
Hiç bilinmez ki öldüğümüz
Bu yağmur hem gece yağar hem
gündüz,
Söndürüp camlara damlayan ayı
Gündüzle gece yanyana iner
denize,
Ölüyü saklıyoruz evde.
Melih Cevdet Anday
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder