Hai Tan De Yi Tian (1983) - Edward Yang
-Kaçış-
Hai Tan De Yi Tian (1983) - Edward Yang
-Yürüyüş-
Hai Tan De Yi Tian (1983) - Edward Yang
-Geçmiş-
Zaman çok ezici.
Korkutucu.
Babam öldü ve klinik de ölüyor.
Dünya hepimizi geride bıraktı.
Kaçtığın geceyi hatırlıyor musun?
Burada uzun uzun, sessizce konuşuyorduk.
Hatırlıyor musun?
Sen ve De-wei'nin işlerinin pek iyi gitmediğini duydum.
Bunun bu hale geleceğini bilseydim,
Korkutucu.
Babam öldü ve klinik de ölüyor.
Dünya hepimizi geride bıraktı.
Kaçtığın geceyi hatırlıyor musun?
Burada uzun uzun, sessizce konuşuyorduk.
Hatırlıyor musun?
Sen ve De-wei'nin işlerinin pek iyi gitmediğini duydum.
Bunun bu hale geleceğini bilseydim,
o gece seninle konuşmaya asla bu kadar safça gelmezdim.
Öyle ya da böyle, şimdi olayların haline bak.
Artık De-wei ve benim aramdaki işleri nasıl düzelteceğimi biliyorum.
Ne düşünüyorsun?
Bana güvenmesini sağlamalıyım.
De-wei'ye gerçekten güveniyor musun?
Hayatta en iyi öğrendiğim tek ders, her şeyin kendine bağlı olduğudur.
Hayatım boyunca kendi dayanağım oldum.
Bir keresinde başka birini körü körüne takip ettim.
Bunu asla yapmamalısın.
Jia-li, bir zamanlar babama çok fazla inandım.
Şimdi bana bak.
Onu takip ediyorum.
Hala geride kalmış o zamanı takip ediyorum.
Ama o gece yaptığın gibi yine bana gelseydin...
...sana farklı bir şey söyleyebileceğimi sanmıyorum.
Sana cesaret verenin kısmen benim sözlerim olduğunu biliyorum.
Evden ayrılmak için.
Ama gerçek niyetim, kendine güvenmeyi öğrenip kendi kararlarını vermeni sağlamaktı.
Tahminim...Şimdi yine aynı türden bir seçimle karşı karşıyasın.
Öyle ya da böyle, şimdi olayların haline bak.
Artık De-wei ve benim aramdaki işleri nasıl düzelteceğimi biliyorum.
Ne düşünüyorsun?
Bana güvenmesini sağlamalıyım.
De-wei'ye gerçekten güveniyor musun?
Hayatta en iyi öğrendiğim tek ders, her şeyin kendine bağlı olduğudur.
Hayatım boyunca kendi dayanağım oldum.
Bir keresinde başka birini körü körüne takip ettim.
Bunu asla yapmamalısın.
Jia-li, bir zamanlar babama çok fazla inandım.
Şimdi bana bak.
Onu takip ediyorum.
Hala geride kalmış o zamanı takip ediyorum.
Ama o gece yaptığın gibi yine bana gelseydin...
...sana farklı bir şey söyleyebileceğimi sanmıyorum.
Sana cesaret verenin kısmen benim sözlerim olduğunu biliyorum.
Evden ayrılmak için.
Ama gerçek niyetim, kendine güvenmeyi öğrenip kendi kararlarını vermeni sağlamaktı.
Tahminim...Şimdi yine aynı türden bir seçimle karşı karşıyasın.
Hai Tan De Yi Tian (1983) - Edward Yang
-Ayrılış-
Jia-sen'in, önceki kış kanserden öldüğünü ancak o zaman öğrendim.
Aile kliniği artık bir apartman bloğuydu.
Jia-li bana son birkaç gününde Jia-sen'in bir gün,
derin bir uykudan nasıl aniden uyandığını söyledi:
"Saat iki güneşi hissettiriyor.
Kışı apazlayan.
Tıpkı bahardaki günışığı gibi.
Kuşlar şarkı söylerken etrafımda bir şeyler canlanır gibi oluyor.
Her şeyi en baştan öğrenmek istiyorum.
Ne yakıcı bir zıtlık.
Buradaki her şey çok soğuk.
Ama kalbim harlı ve süratli atıyor.
O buzsu dünyaya karşı garip, biçimsiz bir enerjiyle merak ettiğim şey...
...bu kadar çalışmasını sağlayan nedir?
Ama, yeterince mutluyum.
Haksız mıyım?
Bilirsin?
Bu küçük hayatı bu kadar uzun sürdürüyorum.
Is something worth celebrating in itself
Kendi başına kutlamaya değer bir şey mi..?"
Hai Tan De Yi Tian (1983) - Edward Yang
That Day, on the Beach
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder