5 Şubat 2021 Cuma

Rüştü ölmüş, Muzaffer Tayyip Uslu'dan Rüştü Onur'a & Rüştü'den Gelen Mektup - Şimdilik

                           (1922-1946)                                                  (1920-1942)

"Benden zarar gelmez
Kovanındaki arıya
Yuvasındaki kuşa
Ben kendi halimde yaşarım
Şapkamın altında."

Rüştü Onur

...

Yirminci yüzyılda yirmi dört yıl ömrü olan Muzaffer'den,
"Yirminci yüzyılda yirmi iki yıl ömrü olan Rüştü"ye

Rüştü ölmüş..Onunla aynı hastalıktan yan yana yattığımız günleri hatırlıyorum; bize o zaman ıstırabın ta kendisiymiş gibi gelen o günlerde, şimdi saadeti görür gibi oluyorum.Rahmetlinin ağzından hiç düşmiyen bir söz vardı: "Saadet, kaybedilenler arasındadır." Fakat o saadeti, yenide ve yeniye giden yol demek olan macerada aradı.Bu macera düşkünlüğü değil midir ki onu havası ve suyu kadar insanları da yabancı bir şehirde beklenmedik bir zamanda yalnız, yapayalnız ölümün kucağına terketti.

Rüştü ölmüş...Demek ben artık, Rüştü gelirse; şöyle yaparız, böyle yaparız, diye hülyalara dalamıyacağım.Demek artık, bir zamanlar başbaşa tasarladığımız yarına ait o güzel projelerden hiçbiri tahakkuk etmiyecek.Demek artık, bu şehrin caddelerinde dolaştığımız ve yeni yazdığımız şiirleri birbirimize okumak için deliler gibi sokaklara düştüğümüz günler, bulutu bulut, ağacı ağaç, denizi deniz olarak seyrettiğimiz saatler, sırf şiirden bahsederek sabahladığımız geceler birer hâtıra oldu.

Rüştü ölmüş..Ve ben daha şimdiden insanları yorulmadan sokakları yorulan bu küçük şehirde yalnızlığımı hissetmeye başladdım.

(Ocak Gazetesi, 16.12.1942 ve 23.12.1942)


RÜŞTÜ'DEN GELEN MEKTUP

                                               -Oktay Rifat'a-

Önce bütün şairlere selâm
Sonra şunu söylemek isterim
Ölüm hiç de güzel değil
Ne sabah var ne akşam

Sokakların ellerinden öperim
Bana yaşamasını öğretmişlerdi
Dost olsun, düşman olsun
İnsanlara iyi günler dilerim

Söyle sarı saçlı daktiloya
Ben yokum artık
Vefasız dostlara hatırlat
Kimseye kalmaz o dünya

Nasıl unuturum güzeldi yaşamak
Fakat hakkı varmış Oktay'ın
"Hatıralar da dal istiyor
"Kuşlar gibi konacak."

Muzaffer Tayyip Uslu
Şimdilik

Olive Kitteridge (2014) - HBO

Olive Kitteridge (2014)
Açılış Sahnesi








Olive Kitteridge (2014)
Peter Mullan'dan Şiir

"Sararmış bir ormanda, yol ikiye ayrıldı.
Hem ikisine birden gidemediğim,
hem de tek yolcuları olamadığım için üzüldüm.
Durdum da baktım öyle uzun uzun
yollardan birine.
Çalıların arasında,
...kıvrıldığı yere dek."










Olive Kitteridge (2014)
Kevin & Psikozları









Olive Kitteridge (2014)
Tüfekler & Babaların İntiharları

"Bizi tüfeklerden ve babaların intiharlarından koru"










Olive Kitteridge (2014)
Henry & İyi Bir Yaşam Çıkarmak

Çok ilginç bir gün yaşadım, Henry.
Bana bir kart gönderdiği için Louise Larkin'i ziyarete gittim.
Bana yardım etmek istediğini sanmıştım...
...ama meğerse tamamen aklını kaçırmış.
Sırf deli de değil, çok habis bir deli olmuş.
Kocasını horluyor, herkesi horluyor.
Biri hakkında söylediği en güzel söz sanaydı Henry.
Dünyadaki en nazik adam olduğunu söyledi.
Çok da doğru.
Doğuştan iyiymişsin.
Büyürken de iyiymişsin.
Sonra da bir canavarla evlenip onu sevmişsin.
Oğlun çetrefilli bir şekilde büyüse de, en azından bir kızı öldürmedi.
İlaçlarını almaya gelen kasaba halkına her zaman iyi davrandın.
O temiz ve beyaz önlüğünün içinde hastalıklarını hafiflettin.
Güzel bir hayatın oldu, Henry.
Gerçekten.
Artık ölebilirsin, hayatım.
Sorun yok, yanında olacağım ben.
Tek başına yapmak zorunda değilsin.
Seni seviyorum, Henry.










Olive Kitteridge (2014) - HBO

Remzi Bey'e Şiirler, Muzaffer Tayyip Uslu, Şimdilik

REMZİ BEY'E ŞİİRLER

                                 - Soysal'a -

-I-

Nasıl yaşamışsın Remzi bey 
Nasıl yaşamışsın sen
Bugüne kadar böyle
İnsanlardan habersiz.
Oturup bir masa başına 
Kaydederek
Falanca evrağın
Nereden gelip
Nereye gittiğini
Hiç de mi canın sıkılmadı
Hiç de mi gözüne ilişmedi deniz
Bunca zamandan beri 
Hayret Remzi Bey 
Hayret doğrusu 
Hayret… 

-II-

Remzi Bey diyor ki bana
İyi ki bir kelime öğrenmişsin
Söylenip duruyorsun ikide bir
Yaşamak, yaşamak
Fakat yaşamak dediğin nedir
Ben de diyorum ki Remzi beye
Gülerekten
Sigara içmek aziz dostum.

-III-

İşte böyle Remzi bey
Sen ne söylersen söyle
Ben seviyorum insanları
Bana benziyor hepsi
Meselâ sokakta birisi
Sigarasını yakıyor sigaramdan
Bir başkası meselâ
Durup bakıyor arkamdan
Saatlerce
Kimbilir kime benzetmiş beni
Ve akşam karanlığında
Dönerken evime
Uğurlar olsun diyor bir ses
Eyvallah diyorum hemşerim.

Muzaffer Tayyip Uslu
Şimdilik

Karanlıkta Kahkaha, Nabokov

...

Başlangıçta bebek, kırmızı ve havası kaçmaya başlamış balon gibi kırış kırıştı.Ama zamanla yüzü gerginleşti, bir yıl sonra da konuşmaya başladı.Şimdiyse, sekiz yaşında ve çok daha sessizdi, çünkü annesi gibi içine kapanıktı.Neşesi bile annesine çekmişti -kendine özgü, göze batmayan bir neşe...Sanki varolduğundan sessiz bir keyif duyuyor, hatta hafiften eğlenerek yaşadığına biraz şaşıyor gibiydi.Evet, evet, niteliği böyleydi -ölümlü neşe.

...

Altı ay önce, Margot'suz bir dünyada, ideal bir eş olarak yaşıyordum.Kader her şeyi nasıl da altüst etti!Başka erkekler ufak tefek kaçamaklar yaparak mutlu evliliklerini sürdürebiliyorlar.Oysa benim hayatım anında yıkıldı.

...

Yaşamın gülünçleştiğini, çaresizce karikatüre yaklaştığını görmek çok hoşuna giderdi.

...

Bir gün çok büyük bir ressam, çok yüksek bir iskelenin üstünde çalışıyormuş.Bitirdiği freskleri daha iyi görebilmek için geri geri gitmeye başlamış.Öyle bir yere gelmiş ki, bir adım daha geri atsa düşecek.Onu ikaz etmek için bağırsa dengesini yitirip ölüme atlayacağından korkan yardımcısı, aklını kullanarak, bir kova dolusu pis suyu şaheser freskin üstüne boşaltmış.Çok komik!Ama, kendinden geçmiş ustanın boşluğa yuvarlanmasına izin vermek -hele de seyirciler kovayı beklerken- çok daha komik olmaz mı?Böylece, Rex'in anlayışına göre, karikatür sanatının temelinde (yapay ve yeniden aldanma etkeninin yanısıra) bir yanda zalimlik, bir yanda inanma saflığı arasındaki karşıtlık yatıyordu.Gerçek hayatta, kör bir adamın bastonunu takırdatarak, yeni boyanmış bir banka oturmaya kalkışmasını, onu engellemeyi aklından geçirmeyerek seyredebilen Rex'in tek yaptığı, çizeceği yeni karikatürün konusunu yakalamaktan başka bir şey değildi.

...

Vladimir Nabokov
Karanlıkta Kahkaha

Dünya Gözüyle - Sami Baydar

Hayatın incelikleriydi
hatırlamayan.
Nuh'un tufanıydı.

Birçok insan
nedensiz.
İnsanlar
nedensizdir.

Dünya gözüyle
bir eski suluboya.
Dünya gözüyle
dünya.

Dünya gözüyle
gördüğüm
bir insanım.

Sami Baydar
Nicholas'ın Portresi

Kesik Yastık, Sami Baydar

Kesik yastık
bir evin vadisinde
rüzgâr geliyor içinden.
Hiç rastlanılmamış çiçek
zamanın gezintisinde
geri de dönmeyecek.

Anlam sonunun insanı
belki sayısız ürken.
Belki artık sunağı kaybolmuş
kurbanıdır dizelerimin
tanrısıyla dolaşan.

Sami Baydar

Tampopo (1985), Juzo Itami

Tampopo (1985) - Juzo Itami
Hayat & Bir Film Şeridi

Derler ki; ölürken film gibi bir şey görürmüşsünüz.
Tüm ömrünüzün birkaç saniyeye sığdırıldığı bir film şeridi.
Bu filmi dört gözle bekliyorum.
Hayatta görebileceğin son film.
İzlerken rahatsız edilmek istemem.
"Sevgilim, beni bırakma!" demeler, hıçkırıklar...
Ne işime yarayacaksa?
İşte filmimiz başlıyor.





Tampopo (1985) - Juzo Itami
Sessiz Yemek





Tampopo (1985) - Juzo Itami
Hoşçakal Usta

"Ne kadar da değerlidir
Hocamızın öğretileri
Zaman akıp geçer
Bu bilgi bahçesinde
Akıp geçer
Bunca yıldan sonra
Geldi ayrılık zamanı
Hoşça kal"





Tampopo (1985) - Juzo Itami
Son Akşam Yemeği & Anne





Tampopo (1985) - Juzo Itami
Sağlıklı Beslenme





Tampopo (1985) - Juzo Itami
Son Film: Ölüm & Domuzlar

- Aşkım! Yalvarırım ölme!
Aşkım!

- Sana anlatmış mıydım hiç?

- Neyi?

- Kış aylarında avlanılan yabandomuzlarını...
Yiyecek hiçbir şey bulamazlar, 
bu yüzden toprağı eşeler, tatlı patatesleri çıkarırlar.
Tek besin kaynaklarıdır bu.
Bir yabandomuzunu vurduğunda, 
vakit kaybetmeden karnını yarar, bağırsaklarını çıkarırsın...
açık ateşte ızgaraya verirsin.
Bağırsakları ağzına kadar tatlı patatesle doludur.
Tatlı patatesle dolu sucuklar, bir düşünsene?
Onları ızgaraya verdiğini düşün.
Ardından dilimleyip sıcak sıcak yediğini düşün.
Güzel olur muydu sence de?

- Evet. Soya sosu ve karaturp yakışırdı yanına.
Aşkım, neler oluyor?
Yalvarırım, doğrul!

- Sen yanımdayken tatmayı o kadar isterdim ki.

- Bir gün yeriz birlikte.
Kış gelince yabandomuzu avına çıkarız.
Aşkım!
Yalvarırım ölme!

- Şşt! Sessiz ol!
Son filmim başlıyor.





Tampopo (1985)
 Juzo Itami