9 Haziran 2020 Salı

Kötülük, Ürün Şen-Sönmez


...

Zamanla kötülük, iyiliğin yokluğu olarak tanımlanmanın ötesinde özgün bir kavramsal değer kazanır."İyi, artık kötünün karşıtı değildir; hiçbir şey apsisler ve ordinatlar halinde düzenlenemez artık." (J.Baudrillard) Kötülük artık bir aşırılıklar halidir ve bu kötülüğün tikel varlığının kabulü demektir."İnsan türünün maruz kaldığı tehlikeler, eksiklikten kaynaklanan tehlikeler olmaktan çok aşırılıktan kaynaklanan tehlikelerdir."

Ürün Şen-Sönmez
Türk Edebiyatı ve Kötülük
Cogito Dergisi, Sayı: 86
Kötülük

Kötülük ve Sorumluluk, Berrak Coşkun


...
Biz, makinede küçük bir dişli değiliz.Ece Ayhan'ın dediği gibi "Her yakın zulmün küçük hisseli uzak ortağı"yız.İnsan olduğumuz için sorumluyuz başka insanın acısından, yoksunluğundan, yoksulluğundan.Adaletin, vicdanların körleştiği, değerlerin tersyüz edildiği zamanlar hep olacaktır.Ama kötülüğe direnmek yine bizim elimizdedir.Kılınç'ın ifadesiyle, "Kötüyü görme ve gösterme inadımızdan, direncimizden vazgeçmemeliyiz.Konuşarak, yazarak, resmederek, şarkı söyleyerekk, her biçimde.Herkes sustuğunda, bu herkesi yok eden kötülük, iyiyi gösterenlerin çizeceği sınırdan da kurtulmuş olur.Bu sınırı tutmalı ve mümkün olduğu kadar genişletmeliyiz."Eski Yunanlar gibi farklılığa tanık olmanın değerini anlayabilmemiz için işe kendimizden; başkalarının bakış açısına göre düşünmeyi deneyerek başlayabiliriz.Kötülüğün egemenliğine direnmek yönünde kararlı davrananlarımız, insanın değerinin bilgisinden hareketle bir tavır alma sorumluluğunun tek tek her birimize ait olduğunu unutmayacaktır.

Berrak Coşkun
Hannah Arendt'te "Radikal Kötülük" Problemi
Cogito Dergisi, Sayı: 86
Kötülük

Stroszek (1977), Werner Herzog & Bruno S.

Stroszek (1977), Werner Herzog


Arhatlar ve Bodhisattvalar, İnan Mayıs Aru


Dört yolcu, epey bir süredir koca bir çölde ilerliyormuş. Bir gün yüksek duvarlarla çevrili bir alana gelmişler. İçeride ne olduğunu öğrenmek için içlerinden biri duvara tırmanmış ve diğer tarafa atlamış. İlkinden haber gelmeyince bir süre sonra ikinci yolcu da duvara tırmanıp aşağı atlamış. Ve ardından üçüncü de. Üçünden de haber alamayınca dördüncü yolcu da duvara tırmanmış ve duvarın üstüne çıkınca aşağıda nilüferlerle kaplı irili ufaklı göletler ve yemyeşil ağaçlarla dolu cennet gibi bir vaha görmüş. Tam aşağı atlayacakken vazgeçmiş. Duvardan geri inmiş ve karşılaşacağı diğer yolculara bu vahadan bahsetmek üzere çölde yürüyüşüne devam etmiş. İşte ilk üç yolcu arhatlardır ve dördüncüsü ise bir bodhisattva.

Arhat: (Sans. Muteber kişi) Budizm’de varoluşun hakiki doğasını kavramış ve Nirvana’ya ulaşarak doğum ve ölüm çemberinden kurtulmuş kişi.

Bodhisattva: (Sans. Özünde bilgelik olan kişi) Budalık mertebesine ulaşan ancak başkalarına duyduğu merhamet nedeniyle tüm varlıklar Nirvana’ya ulaşana dek yeryüzüne geri dönmeye karar veren kişi.

İnan Mayıs Aru

Ojibwa Resimli Şarkıları, Türkçeleştiren: İnan Mayıs Aru


Türkçeleştiren: İnan Mayıs Aru

Kaynak: Alcheringa, Güz 1972 
(Temmuz-Aralık 1971’de Howard A. Norman tarafından derlenip İngilizce’ye çevrilen Kanada Ojibwa şarkıları)


Tüm bu şarkılar şifa aramak ve almak üzerinedir.
Ojibwa şifacılık geleneği özel bir Şaman topluluğu olan Midewiwin arasında şifa şarkıları ve bu şarkılara eşlik eden piktograflar/resimçizitlerle aktarılırdı. Bu piktograflar daha uzun “Mide” yazıtlarının yanında ayrık parçalar olarak yer alır ve huş ağacı kabuğunun içine oyulmuş olurdu.
Ojibwalar, Midewiwin geleneğini ilk insanlara açlık ve hastalıktan korunma yollarını öğretmek isteyen Yüce Ruhun hizmetkârı Büyük Tavşan’a dayandırır. Büyük Tavşan, Susamuruna kutsal davul, çıngırak ve tütünü vererek insanlara yollar ve Susamuru insanlara şarkıları öğreterek şifa verir.

Long Day's Journey into Night (2018), Bi Gan

Long Day's Journey into Night (2018), Bi Gan
Uzun Bir Günden Geceye Yolculuk

-Işıltılı bir yolculuk ve Şarkı-



"Yaşanan her şey, bir dostun ölümüyle başladı."





Long Day's Journey into Night (2018), Bi Gan
Uzun Bir Günden Geceye Yolculuk

-Yılanın Hamlesi-







Long Day's Journey into Night (2018), Bi Gan
Uzun Bir Günden Geceye Yolculuk

-Aylak adam ve şarkı-

"Saat sonsuzluğun simgesi ve bu bozuk."


"Film ve anı arasındaki fark, filmler daima yanlıştır.
Ama anılar, gerçekler ve yalanların birleşimidir."






Long Day's Journey into Night (2018), Bi Gan
Uzun Bir Günden Geceye Yolculuk

-Final Sahnesi ve Kapanış Şarkısı-




"Geçmişte yaşamak korkutucu, toprak kayması değil."



Long Day's Journey into Night (2018), Bi Gan
Uzun Bir Günden Geceye Yolculuk

-Kapanış Enstrümantal Müzik-






Long Day's Journey into Night (2018), Bi Gan
Uzun Bir Günden Geceye Yolculuk








Long Day's Journey into Night (2018), Bi Gan
Uzun Bir Günden Geceye Yolculuk

Söz, İnan Mayıs Aru


Söz bir kuştur, uçmuştur.
Bir zamanlar, bir düştür.
Unutturan bir öpüş.

“Ben bir başkasıdır”
daha önce söylenmiştir,
doğrudur da.

Tüm bunlar bir zamanda kaldı.
Üstüne bir çizgi çek o zamanın.
Orada sözcükler kutsanmıştır
ve gidebilirsin gideceğin yere,
saf sesten kanatlarla.

Ağlama! Ağlama!
“Kara suyun aynasında el bağlama”
salkım söğüde söylenmiştir.

Söz bir kuştur.
O bunları unutmuştur.
Bak şimdi gece şehrin ışıklarında,
martılar beyaz kâğıtlar gibi minarelerin etrafında.

Doğrudur; söz uçar yazı kalır.
Ya kendini martı sanan
sözsüz, yazısız kâğıtlar?

Bu şiiri gömün!
Su kuşları yumurtlasın toprağına.

İnan Mayıs Aru

İlya Glazunov, Netochka Nezvanova - Kış Uykusu, Nuri Bilge Ceylan


İlya Glazunov, Netochka Nezvanova - Kış Uykusu, Nuri Bilge Ceylan


Büyük İç Savaş Oyunu, Tiqqun


kural 1


İkinci bir emre kadar, tüm haklarınız askıya alınmıştır. Şüphesiz halen bazı haklara sahip olduğunuz yanılgısını bir müddet daha sürdürmenizde fayda var. Böylece bunları yeri geldiğinde birer birer ihlâl edebiliriz.

kural 2

Zorluk çıkarmayın. Kanunlardan, anayasadan ya da artık başka bir çağa ait, geçmişin büyük emeklerle ortaya konmuş yapıtlarından söz açmayın. Sizin de fark etmiş olacağınız gibi, kısa bir süre önce, kendimizi kanunların ve sözüm ona “anayasa”dan geriye ne kaldıysa onun üstüne koyan yeni yasalar çıkarttık.

kural 3

Siz zayıf, yalıtılmış, aptal ve hırpalanmışsınız. Bizse kalabalık, örgütlü, güçlü ve aydınlanmışız. Kimileri bizim “bir mafya” olduğumuzu söyleyebilir; yalan – biz MAFYA’nın ta kendisiyiz, öbürlerinin hepsine galip geldik. Sizi dünyanın keşmekeşinden yalnızca biz koruyabiliriz. Tam da bu yüzden size zayıf olduğunuzu düşündürmek, sizi “emniyet”e ihtiyacınız olduğuna inandırmak bizi bu denli mest ediyor. Dalaveremizi kârlı kılan da bu.

kural 4

Sizin için oyun kaçmaktan ibaret olacak ya da hiç değilse kaçmaya çalışmaktan. Kaçmaktan kastımız şu: bağımlı halinizin ötesine geçmek. Şimdilik, şurası bir gerçek ki hayatınızın her alanında bize bağımlısınız. Bizim ürettiklerimizi yiyorsunuz, bizim kirlettiğimizi soluyorsunuz, ufacık bir çürük diş için bile bizim insafımıza kalmışsınız ve her şeyin ötesinde gerek takdir yetkisi gerek güç kullanımı bakımından tam yetkiyle donattığımız kolluk kuvvetlerinin saltanatı karşısında eliniz kolunuz bağlı.

kural 5

Asla tek başınıza kaçmayı başaramayacaksınız. Bu yüzden işe, gerekli dayanışmayı kurmakla başlayacaksınız. Oyunu biraz daha güçleştirmek için tüm otonom toplumsallık biçimlerini tasfiye ettik. Sadece tek bir şeyin varlığını sürdürmesine müsaade ettik: çalışma; yani denetimli toplumsallık. Kaçmak zorunda kalacağınız şey de işte bu; hırsızlıkla, dostlukla, sabotajla ya da öz-örgütlenmeyle. Ha, bu arada: tüm kaçış yolları suç kapsamı içerisine alındı.

kural 6

Şunu durmaksızın tekrar edeceğiz: suçlular düşmanımızdır. Ama sizin bundan anlamanız gereken şey şu: düşmanlarımızın hepsi suçludur. Potansiyel firariler olarak her biriniz aynı zamanda potansiyel birer suçlusunuz. İşte bu nedenle kimlerle telefon görüşmesi yaptığınızın listesini tutmamız, cep telefonlarınız sayesinde yerinizi her an tespit edebilmemiz ve kredi kartlarınız sayesinde alışkanlıklarınızı kolayca takip edebilmemiz gayet iyi.

kural 7

Bizim bu küçük oyunumuzda yalıtılmışlıklarından kaçan herkes “suçlu” ilan edilecek. Bu duruma itiraz etme cüretini gösterenlere gelince; onları “terörist” ilan edeceğiz. Bu ikinciler her an vurularak öldürülebilir.

kural 8

Bir banliyö tren yolculuğunda neşeye ne kadar yer varsa mevcut toplumsal hayatımızda da o kadar yer olduğunun; kapitalizmin bugüne dek refah adına ürettiği şeyin evrensel bir yalnızlıktan öteye geçmediğinin; kokuşmuş “düzen”imizi savunmak için polis panzerleri dışında bir argümanımızın kalmadığının biz de pekâlâ farkındayız. Ama ne bekliyordunuz ki, işler böyle yürüyor! Sizi zihnen ve bedenen silahsızlandırdık ve şimdi size yasakladığımız her şeyi tekelimizde tutuyoruz; şiddet, gizli anlaşmalar ve tezahür. En nihayetinde, dürüstçe söyleyin, bizim yerimizde olsanız siz aksini mi yapardınız?

kural 9

Hapishaneyi bileceksiniz.

kural 10
Başka kural yok. Her türlü saldırı serbest.

imza,
DEVLETİNİZ

Tiqqun
Çeviren: İnan Mayıs Aru

Yağmurun Sesi, Alan Watts


Japonya’da büyük bir ustayla bir sohbette Zen kitaplarını İngilizce’ye çeviren çeşitli kişilerden bahsediyorduk.Usta dedi ki; “Zaman kaybından başka şey değil bu.Zen’i hakikatten kavradıysanız herhangi bir kitabı kullanabilirsiniz.İncil işinizi görür.Ya da Alice Harikalar Diyarında.Bir sözlük bile işinizi görür, çünkü yağmurun sesi çeviriye ihtiyaç duymaz.”

Alan Watts
Çizim: Toyokuni Hitsu