yuri bondarev etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yuri bondarev etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Mart 2023 Pazar

Kıyı - Yuri Bonderev

...

Nikitin alaycı bir tonla sürdürdü: "Doğru ve düz bir insan oluşumu hoş görün Bayan Herbert.Benim yaşımdaki budalalar mutluluğu değişmezlikte bulabilirler, sarsması güç değişmez bir keyif bizleri pek çok şeyden, belki önce kendi kendimizden kurtarır.Ama bunu bir genelleme olarak kabul edemeyiz doğal olarak.    

...

"Heil Hitler! diye bağıranlar kimlerdi öyleyse...Tümü de nazik, iyi huylu insanla gözüküyor.Peki kim ateş etti bizlere?"

...

"Öykünü bir dergide okudum, biz orada artık sayfa arkadaşıyız, "ballad"ımı gördün mü?Oku onu!Yapıtına gelince, okudum, çok, ama çok iyi.Bir cümle var, nasıl?"Karanlıkta inleyen ışıklar..." gibi bir şey.Gerçek bir şiir dizesi bu...

...

"Hiçbir yerde çalışmıyorsunuz.Emekli subay aylığınız var mı?"

"Hayır, üniversiteyi bitirdikten sonra bir gazetede çalışmaya başladım, sonra bıraktım.Nasıl yaşadığımı açıklamak güç.Subay kaputumu, çizmemi, pusulamı rehin verdim...Daha?Ha evet, muhafız madalyonunu bir çift ayakkabıya değiştim.Daha doğrusu, onu iki yıl önce trende tüm kağıtlarını ve nişanlarını elbiseleriyle çaldıran bir arkadaşıma armağan ettim.O da buna karşılık bana bir çift ayakkabı satın aldı."

...

"Siz aydınlar, her olayda seks arıyorsunuz."

...

"Vatan", "Ulus", "Sorumluluk" gibi çarpıcı kavramlar çoktan değer kaybına uğradı..., diye söze başlayan Bay Dietzmann önündeki küçük masaya iki eliyle vurdu."Hitler bunları öylesine kötüye kullandı ki artık hiçbirinin bir köpeği etkileyecek önemi kalmadı.

...

"Atasözü, 'itiraf edilmiş bir suç cezası çekilmiş suçtur' der Teğmen Yoldaş."

"Bunun açıkçası şöyle; itiraf edilmiş suç cezası yarı çekilmiş suçtur, çekilmeyen ceza ise uzun zaman sürecektir."

...

Teğmen Kinyaşko düzen ve temizlik simgesiydi sanki; gömleğinde tek bir kırış görülmez, sarı saçları her zaman taralı durur, göğsündeki nişanlar titizlikle dizelenir, çizmeleri ayna gibi parıldardı.O anda duman rengi tüyleriyle sıska bir kediyi törenlerde şapka tutarmış gibi kıvrık sağ kolu üzerine yatırmıştı.Hayvanın pek de temiz sayılmayan bıyıklarını okşuyor, o da kısık gözlerini süzerek keyifle hırıldıyordu.

...

Alman Almandır, güç karşısında eğilit, güç onun taptığı tek şeydir.

...

"Ondokuzuncu yüzyıldan liberal bir avukat gibi konuşuyorsun.Düşünlerinde yararlı yön görmüyorum.Sen komutansın, askerlerini işin son noktasına dek götürmek zorundasın."

...

"Aramızda bir nehir var Teğmen Yoldaş.Siz bir kıyıdasınız, ben öbüründe."

...

Galina !

Sahra hastanesinden taburcu olduğum günden sora bataryaya sık sık gelişin beni çok ama çok üzüyor.Aramızda geçenlerin insan yaşamında bir kez görüleceği savunulamaz.Orada, sana karşı davranışımın öbür doktor ve hemşirelere karşı davranışımdan ayrıcalığı yoktu.Sanırım seninle söyleştiğimiz o geceyi de yanlış yorumladın...Böylece ben açık konuşmaya zorlanmış oldum.Kendimi seni sevmekle yükümlü saymıyorum, seni de aynı konuda uyarıyorum.Savaşta Romeo ve Jülyet'ler için saray bulunmuyor.Bu şakamı hoş göreceğini umarım, çünkü özellikle askeri konularda bile vermek zorunda kararlar asıl istediklerimle bağdaşmıyor.Bu nedenle de beni ille de gerçekleri söylemeye zorlama.Çünkü aslında ne olduğumu ben de bilmiyor ve kendime karşı zayıf olmaktan korkuyorum (bir satır silinmiş).O gece beni kadınları küçük görmekle, onlardan çekinmekle suçladın, dediğine bakılırsa kitaplardan edinmiştim bu inançları.Belki de..Dışarda fırtınayla kar yağar, avluyu doldururken babamın sesssiz odasındaki kanepeye uzanıp okumak, eski kitapları karıştırmak ne tatlıydı...Turgenyev'in kadın tiplerine, özellikle Nataşa Rostova'ya aşıktım adeta...Haklısın; savaşta her şey kitaplardakilerden başka oluyor...Ne yazık ki ben bir şovalye...ya da en azından adaşım Andrey Bolkanski olmak isterdim.Bunlar belki de komik gelecek sana...Şunu da bil ki cephe aşklarını, siper çamurları arasındaki ilişkileri, erlerin dedikodularını, tümen Kazanova'larının övünmelerini iğrenç bulurum.Ne isterim, ne de böyle bir şey yaparım...İki yıl önce kendi kendime onu sözü verdim (bir cümle çizilmiş)...Bütün bu nedenlerle aramızda ciddi bir ilişki olamaz.Savaş savaştır, savaşta gerçek aşka yer yoktur (olağanüstü yerinde ve güzel bir söz).Bunlar yalnız aldatıcı görüntüler, pasaklılık ve utanmazlıktır sadece.

Beni anlamanı dilerim.Ayrıca beni bekliyorlar...(Bir cümle çizilmiş.)

Teğmen Kinyaşko

...

Savaştan sonra bir portatif çadıra sarılıp yabancı bir mezarlıkta bir başkasının yerine çukura atılmıştı sanki.Toprak tabakaları çıtırdıyor, ne bir kimse görüyor, ne bir ses duyuyordu.Bağırmak, henüz yaşadığını, yanlışlıkla başkasının yerine gömüldüğünü söylemek istedi.Toprak boğuyor, nefes alamıyor, bağıramıyordu.Karanlıkta sırıtkan bir yüz belirmiş, sarı dişlerini göstererek bağırmaya, mezarın boşaltılmasını emretmeye koyulmuştu.Nikitin gücünün son kalıntısıyla inlemeye, görünmeyen askerleri yardıma çağırmaya koyulmuş, sesini duyuramamıştı.Tabaklar hışırdıyor, daha çabuk parçalanıyor, sert toprak parçaları alnına, boynuna düşüyor, ağır bir çamur kokusu soluğunu kesiyor, arada bir hıçkırık, bir kadın sesi duyuyordu.Vücuduna düşen toprak parçalarının etkisiyle mezar karanlığında avazı çıktığı kadar bağırdı.

...

"Tanrım, insan savaşta hayal kurar mı?"

...

- Günümüz dünyasına karşı görüşünüzün kökenlerdi nedir?

- Umuda ve sabra dayanıyor.

...

"Alman televizyonlarır birer aptallık kutusudur.Ağzı ve gözüyle geviş getirenler düşünemezler, değil mi Bay Nikitin?"

"Çok iyi benzettiniz; gözler için ciklet öyle mi?"

...

Nikitin güldü, Alex, Samsonov'un sırtından kadehini doldururken sözünü sürdürdü.

"Ama burada ilk kez bulunuyorsunuz.Yukardaki tüyler ürpertici gerçekleri anımsayamazsınız burada, zaman durur.Burası çılgın dünyada bir adadır.Kokmuş politikaya, kıskançlık ve kötü ulusalcılığa yer yoktur.Ben müzik, kahkaha ve şarap sunarken hiçbir İsa çarmıha gerilemez.Nefretin yerine tebessüm...Gülen insan iyidir.Tüm insanların gülerek yaşlandıkları bir dünya ne kadar mutlu olurdu değil mi?Baykuş aklın simgesidir.Neşeli baykuş neşeli akılcılıktır."

...

Yuri Bonderev
Kıyı
Türkçesi: Faruk Yener
Yar Yayınları


22 Mart 2022 Salı

Son Yaylım Ateşi - Yuri Bondarev



...
Kardeşler, sizin mutluluğunuz
Onun için can veren
Kardeşinizin anısıdır.

A.Tvardovski

...

Yüzbaşı Novikov, "Gevelemeyi bırak!" diye soğukça sözünü kesti."Benim bataryada tıraş olacaksın.Ve hamama da gideceksin."Şakalaşmaya izin vermeyen bir tonla ilave etti."Tıraşlı olsan da ölürsün.Ölülerin de sakalları uzar.Hiç görmesin mi?"

...

Teğmen Ovçinnikov "Savaştan önce kötü asker, her zaman ishal olur," dedi.

...

"Nereye emrederseniz yüzbaşı!Dediğiniz yere gitmeye hazırım, mahkemeye de, cehenneme de!" Burnu havada, ince yüzlü Ovçinnikov, kaslı kollarını açıp ince dudaklarını hırsla sıkarak uzun zaman ranzada oturdu, yırtıcı bir kuşa benziyordu.

...

"Ben herkesin bildiği gerçeğe aşina olduğumu söyleyebilirim." dedi Yüzbaşı Novikov.

"Ah, dünyada herkes bu gerçekleri bilseydi." dedi Binbaşı Gulko kaşlarını çatarak.

"Ben sadece herkesin bildiği şeyleri yüksek sesle konuşmaktan nefret ederim binbaşı." dedi Novikov."Sık kullanmak düşünceyi erozyona uğratır.Nefret susmayı gerektirir."

...

"Unutma, sen hala bir yeni yetmeden az büyüksün, senin çok şey öğrendiğini inkar etmiyorum.Önünde koca bir hayat var.Henüz gençken iyilik yapmak için acele et.Gençliğinde herkes iyiliğe karşı özellikle hassastır.Felsefe yaptığım için bağışla.Yakında savaş bitecek.Her şey önünde.Eğer hayatta kalırsan tabii.Hayatta kalmaya bak!"

...

O, kendine acımadığı gibi, Teğmen Ovçinnikov'a da hiç acımadı.Bir erbaşken affedilecek şey, bir subayken affedilemezdi.Ovçinnikov'un hala hayatta olan adamlarını terk etmiş olmasını kabullenenemiyordu.

...

O anda sırıtan Willi'nin ona yaklaşıp eğildiğini, tiksintiyle yüzünü buruşturup tercümana baktığını ve hala hayatta olan Ovçinnikov'un yüzüne soğukkanlılıkla üç mermi sıktığını Ovçinnikov artık göremiyor, hissedemiyor, bilemiyordu.

...

Savaşa çok geç katıldığı için şu gerçeği anlayamıyor; bazen iyiliğe doğru atılan bir adım, birkaç kişinin acılarını dindirmek arzusu mazur gösterilemeyecek kadar ağır kayıplara neden olabilir.Daha iki yıl önce başka türlü düşünürdüm.

...

"Onu yaraladı mı? Hayır, olamaz, yaralamadı!" diye düşündü Novikov."Savaşta iki kez yaralanamazsın, ikinci kez öldürülürsün."

...

Yüzbaşı Novikov, Çek komutanla konuştuktan sonra, siperde uzaklaştığında ölü bir vücuda takılarak tökezledi.O, yana yatmıştı, ölüm onu böyle rahatsız bir vaziyette bulmuştu.Gömleğinin kolundan çıkan bembeyaz sıska eli tepeye doğru uzanmıştı, başı uyuyan bir kuş gibi yorgun halde bu kolun altına eğilmişti.Ölümün başından attığı güneşten solmuş şapkası yanındaydı, üzerinde gece çiyi parlıyordu.Cesedin bacakları yukarı toplanmıştı, sanki hissettiği ölümün soğuğu vücudunun son ısısını korumak için kıvrılmasına sebep olmuştu.Birden Novikov  yüzünden değil, sıska elinden ve yatış pozisyonundan onun Telsizci Kolokolçikov olduğunu fark etti.(O gece villada aynı pozisyonda uyumuştu.) Yüzbaşı Novikov, Kolokolçikov'u sırt üstü çevirdi, uzun süre onu izledi.Yüzü hareketsizdi, solgundu, bembeyazdı, yüzünde çocuksu bir şaşkınlık belirmişti.("Neden? Bana nereden ateş ettiler?") Zayıf, ince boynu geri düşmüştü, ayın soğuk mavi ışığı, onun Novikov'u her zaman şaşırtn bu berrak yeşil gözlerine vuruyordu.

Novikov eğildi, ıslak parmaklarıyla Kolokolçikov'un göğsüne dokundu, hala tütün kokan keseye ulaştı, orada bazı belgeler ve geçmiş yıllarda Kolokolçikov'a verilen iki cesaret madalyası vardı.Ve bunların soğukluğunu avucunda hissederken şimdi ona ne cesaret ne de madalya gerekmediğini düşündü.

...

"Kadınlar savaşa gitmesin diye, iki yüz kez savaşa gitmeye hazır olduğunu söylemişti." diye düşündü Lena su kabının kapağını açarken."Daha dün gece söylemişti bunu."

...

Anneciğim, geldi haber
Son kez yatağımı ser
Yarın kaput giyinip
Olacağım bir asker.

...

"Öbür dünyadan bizi son defa ara..."

...

Top mürettebatının olduğu oyukta onların depoladığı cephaneden tek bir mermi bulamadı.Hepsinin kullanılmış olduklarını anladı.Ay ışığında hırpalanmış bir kızıl Yıldız nişanı parladı.Onun kimin olduğunu bir süre düşünüp hatırlayamadı, cebine attı.

...

Novikov Ladya'nın vücudunu dikkatle sipere yerleştirdi, Ladya'nın omuzları daralmış, yüzüne umutsuzluk ifadesi aksetmişti.Göğsünün sağında ve solunda olan altı madalyasının hepsi koyu kan lekesi kaplanmıştı.Anlaşılan, son anda bir emir veriyordu, ama emir yerine ulaşmadı, belki de oraa emri duyacak kimse kalmamıştı.

...

Yüzbaşı Novikov bir şefkat duygusuyla."Fakat yıllar bakımından hemen hemen aynı yaşta olduğumuzu göremiyor.Genelde aynı şeyleri düşündüğümüzü ve benim tek tecrübemin savaş tecrübesi olduğunu bilmiyor.Ben de zaman zaman çikolata yemek, nöbet değişmek ya da yaktığım tanklarla övünmek isterim.Fakat benim bunları yapmaya hakkım yok.Sanırım benim çatışma sırasındaki davranışım ona büyük bir cesaret gibi görünüyor.Eh Vitya, Vitya! Bir gün eğer savaştan sonra hayatta kalırsak sana bütün bunları anlatacağım ve bahse girerim ki bana inanmayacaksın!Fakat bütün bunlar doğru.Sen sadece gençsin ve ben ise başkalarının hayatı için birçok sorumluluğu yüklenmek zorundayım."

...

"Onu sipere taşıyın, daha sonra gömeceğiz." dedi Novikov kısık bir sesle, neredeyse kendi sesini duymamıştı.Kısa bir süre için, son saatlerinde Stepanov'a karşı sarf etmiş olduğu kötü ifadeleri anımsayarak üzüntü duydu.Fakat onun ne haklı ne de suçlu olduğunu hatırlayıp kavramak için ne zamanı ne de manevi gücü vardı.Başı döndü, midesi bulanacak gibiydi, galiba siperde beyin sarsıntısı yaşamıştı.

...

Kendine hiçbir zaman askerlerin onu sevip sevmediğini ya da onların kendisini sevmesinin ne anlam ifade ettiğini sormamıştı.Zaman zaman kendisine karşı olduğu gibi onlara da acımasız davranıyordu.Özverili nezaket, sevgi, güneş ışığı bütün bunlar barış zamanında hayatı güzelleştirebilirdi.Bunları hep savaştan sonraya ertelemişti.

...

Yuri Bondarev
Son Yaylım Ateşi
Çeviri: Badegül Can Emir
Kastaş Yayınevi