woyzeck etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
woyzeck etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ocak 2018 Pazar

woyzeck (1979), werner herzog, georg büchner




"Yeryüzü cehennem kadar sıcak, bense buz kadar soğuğum.
Cehennem soğuk..."
...
"Hava da pek güzel, yüzbaşım.
Kaskatı kesilmiş bu kurşuni havada, 
insanın ağaca ipi atıp kendini asası geliyor.
Sırf şu basit "evet" meselesi yüzünden...
Evet mi yoksa hayır mı? Ne?
Yüzbaşım, evet hayırdan mı oldu, yoksa evet hayır mıdır?
Bunu düşünmek istiyorum."



"Her insan bir cehennem çukuru.
Başın döner içine bakınca."




"Şunu al, Andres...Bu gömlek askeriyeden değil.Onu kullanabilirsin.Bu yüzük ve haç kız kardeşime aitti.Küçük bir aziz resmi bile var.Bunlar da iki altın kalp.Annem İncil'in içine koyardı.

Er Friedrich Johann Franz Woyzeck...
2'nci Piyade Alayı, 4'üncü Tabur, 4'üncü Bölük.
Doğumu, 20 Temmuz, 
Meryem Yortusu Günü.
Ben doğalı 40 yıl, 7 ay, 12 gün olmuş.
Marangoz talaşlarını toplarken, 
ne bilsin hangi başlar uzanacak o tabutun içinde?"



Bizim yolcu, bırakmış kendini zamanın akışına.
Girmiş en derinden ilahi mevzulara.
Kendine şöyle soruyor:
"Ne için var insan?"
Ne için var insan?




Gelin size bir hikâye anlatayım.
Evvel zaman içinde, anası babası olmayan bir çocuk yaşarmış.
Her bir şey ölmüş ve dünyada hiç canlı kalmamış.
Dışarı çıkıp, gece gündüz birilerini aramış.
Bakmış yeryüzünde kimsecikler yok, 
göğe doğru yola çıkmış.
Önce ay kucak açmış ona.
Oraya vardığında ayın çürük bir tahta olduğunu görmüş.
Sonra güneşin yolunu tutmuş...
Ama onun da kurumuş bir ayçiçeği olduğunu görmüş.
Ve sonra yıldızlara gitmiş,
onlar da küçük birer altın böcekmiş.
Yeniden dünyaya dönmek isteyince,
onun ters dönmüş bir kazan olduğunu görmüş.
Yapayalnızmış.
Oturmuş ve ağlamış da ağlamış.
Şu an bile orada oturmuş, 
yapayalnız ağlamakta.





Music: Alessandro Marcello - Oboe Concerto in D Minor




Woyzeck (1979) - Werner Herzog
Friedrich Johann Franz Woyzeck: Klaus Kinski

Eser: Georg Büchner

26 Ocak 2018 Cuma

georg büchner üzerine, elias canetti, sözcüklerin bilinci

Yaşamının son günlerinde Büchner, peşpeşe ateş nöbetlerine yakalanır; bu nöbetlerin türüne ve içeriğine ilişkin olarak elimizde bulunan bilgiler azdır ve kesin olmaktan da uzaktır.Bu sınırlı bilgilerin kaynağı, Caroline Schulz'un tutmuş olduğu notlardır.Şunlar yazılıdır bu notlarda:

"14 Şubat...Saat 8'e doğru nöbet ve sayıklamalar yeniden başladı, işin tuhaf yanı, düşlemlerinin doğru olmadığı anlatıldığında, Büchner'in bunlardan sık sık söz etmesi ve düşlemlerini değerlendirmesiydi.Sık yinelenen düşlemlerden biri de teslim edileceği sanısıydı."

"15 Şubat...Konuşması, kendinde olduğu zaman biraz ağırdı, ama sabuklamaya başladığında çok akıcı konuşuyordu.Bana uzun ve tutarlı bir öykü anlattı: Dün kente getirildiği, daha önce pazar yerinde bir konuşma yaptığı vb."

"19 Şubat...Hasta, tutuklanacağını ya da tutuklanmış olduğunu sanarak, kurtulmak amacıyla birkaç kez kaçmak istedi."

Öyle sanıyorum ki, bu düşlemleri oluşturan sözler elimizde bulunsaydı, Woyzeck'e çok yaklaşabilecektik: içinde kovalanma korkusunun bulunmadığı, acının ve sevginin yumuşak atmosferine bürünmüş bu dar kapsamlı notlarda bile Woyzeck'ten bir şeyler vardır.Büchner 19 Şubatta öldüğünde, iç dünyasında hala Woyzeck'i taşımaktaydı.

Büchner yaşasaydı, diye düşünmek, insanı onun ölümünde bir anlam aramaktan alıkoyacağından, boşuna bir çaba değildir.Her ölüm gibi, Büchner'inki de saçmaydı; ama onunki, ölümün saçmalığını daha da belirgin kılmaktadır.Büchner, geride bıraktığı yazın ürünlerinin olgunluğuna ve taşıdığı ağırlığa karşın, kendi sınırlarına henüz varabilmiş değildi.Kişiliğinin yapısı gereği, daha uzun yaşasaydı bile bu sınırlara hiçbir zaman varamayacaktı.Büchner, sınırlarına hiçbir zaman varamayan insana en yetkin örnek olarak karşımızdadır.Onun zaman zaman birbirinin yerini tutan yeteneklerinin çok yönlülüğü, tükenmezliği içerisinde sonsuz bir yaşamı gereksinen bir kişinin varlığını kanıtlar.

Elias Canetti
Georg Büchner - Sözcüklerin Bilinci