17 Ocak 2022 Pazartesi

Barbarın Tarihi Ezilenin Dini - Hikmet Kıvılcımlı'da Tarih ve Din / Canan Özcan Eliaçık

...

*** Sartre, aydının hiç kimse tarafından görevlendirilmediğini ve bu nedenle "emekçilerin gözünde şüpheli" ve "egemen sınıfların gözünde hain" olduğunu ifade eder.

...

*** Batı'dakinin tersine Osmanlı'da aydınlar, otoriteyle çelişkiye düşmedikleri gibi tam olarak da otoritenin emriyle aydınlaşır.Aydın olduktan sonra da devlet yapısı içinde kalan bu kişiler, aydın kimlikleri ile bürokrat kimliklerini bir arada taşır.

...

*** Klasik Türk aydınından farklılaşan bu tip aydınlar, 1950'ler ve 60'lar boyunca yeni üniversitelerin de artmasıyla birlikte sayıca çoğalmıştır.Bu aydınlar, bürokratik kurumlar dışında geçimlerini sağlayabilcek imkânlara sahip olduğundan daha özgün ve yaratıcı olmanın da yollarını bulabileceklerdir.Bu durum bize, bir önceki başlık altında bahsettiğimiz Gouldner'in devlete bağlı çalışanlarla devletten bağımsız çalışanlar arasında eleştirellik konusunda fark olduğuna dair sözlerini ve bizim bir psikiyatri doktoru olan Kıvılcımlı'nın mesleğine yaptığımız atıfı akla getiriyor.

...

*** Yalçın Küçük'e göre gazeteler kitlelere hitap ederken, dergiler elitlere yönelir ve bu anlamda dergiler önem taşır.

...

*** Nazım Hikmet, Ali Fuat Cebesoy'un yeğeni iken Kıvılcımlı sadece yoksul bir muhacir ailenin çocuğudur.

...

*** ...Nazım Hikmet de aynı yerde yargılanır fakat onun tutuklanması daha başka şekilde gerçekleşmiştir.1938 yılında Harp Okulu'nda Nazım Hikmet hayranı olan ve sınıf arkadaşları üzerinde de etkili olan Ömer Deniz isimli bir öğrenci vardır.Kıvılcımlı, bu durumu, "ordunun, geleneğin zırhı içinde dünyadan habersiz olduğunu ve Tanzimat ve Meşrutiyet duyarlılıklarını sezen bazı ordu gençlerinin Nazım Hikmet'in ve kendisinin yayınlarını okuduğu" şeklinde değerlendirir.Ömer Deniz, Nazım Hikmet'i görmek üzere Hikmet'in annesinin Kadıköy'deki evine gier.Ömer Deniz, Nazım Hikmet ile görüştükten sonra Hikmet, bu durumdan şüphelenerek İstanbul Polis Müdürü'ne telefon eder ve "asker kılıklı" bir kişinin kendisini ziyarete geldiğini söyler.Yapılan incelemede bu kişinin Ömer Deniz olduğu ortaya çıkar.Nazım Hikmet'in "ihbarı ben yaptım nasıl suçlu olabilirim." diyeceği Harbiye Davası da bu şekilde başlar ve Nazım Hikmet 20 yıl hapse mahkum edilir.Hikmet Kıvılcımlı, Nazım Hikmet, Kemal Tahir, Fatma Nudiye Yalçı ve Emine Alev Sultanahmet Cezaevi''ne gönderilir.

...

*** Kıvılcımlı ve Hikmet arasındaki anlaşmazlık ile ilgili göserilebilecek bir örnek de ikisinin birlikte hapis yattığı 1935 yılında yaşanmıştır.Kıvılcımlı'nın hayatı boyunca ona yardımcı olan, hapis yattığı dönemlerde şehir şehir arkasından gelen annesi yine bu dönemde de hapishaneye yemek getirmektedir.Nazım Hikmet de ona bir miktar para vererek, bu para bitinceye dek, annesinin iki kişilik yemek getirmesini ister.Ne var ki paranın bitmesinden aylar sonrasına kadar Kıvılcımlı'nın annesi iki kişiye de yetişmeye çalışır fakat Nazım Hikmet bu konu ile ilgili tek laf etmeden yemeğe ortak olmaya devam eder.Kıvılcımlı bu durumu dile getirdiğinde ise sessizce kabul eder.Diğer taraftan Kıvılcımlı hapisten çıktıktan bir süre sonra Nazım Hikmet'in hapiste kendisini aç bıraktığı söylentisini yaydığını duymuştur.Bunu söyleyen kişi ise Kemal Tahir'dir fakat ikisini yüzleştirdiğinde Nazım Hikmet, böyle bir şey söylemediğini ifade etmiştir.Kıvılcımlı ise Tahir ile Hikmet'i, ikisinden biri yalan söylediği için, meselelerini kendi aralarında halletmeleri için yalnız yalnız bırakmıştır. (Kaynak: Emin Karaca)

...

*** Parti'nin bir diğer önemli mitingi de Eyüp Mitingi'dir.15 Ekim 1957 günü Eyüp Sultan Camii'ne yakın bir yerde yapılan bu mitingde, Kıvılcımlı, konuşmasının başında Vatan Partisi'nin amaçlarını anlatmaya başlar ve bunu dini değerlerle ve somut örneklerle ortaya koymaya gayret eder.Bu sırada ezan okununca dinleyicilerin büyük bölümü namaza gider ve Kıvılcımlı da "Allah kabul etsin," diyerek konuşmasına ara verir.O gün orada bulunan Anadol, Kıvılcımlı'nın bu hareketinin insanlar üzerinde olumlu bir etkide bulunmasını beklerlerken, namaz dönüşü dinleyici kitlesinin daha da azaldığını anlatır...

Eyüp mitingi sonrasında Kıvılcımlı'ya "dini siyasete alet etmek" suçundan soruşturma açılır; konuşma metni inceledikten sonra ise Kıvılcımlı, "komünizm propagandası yapma" suçuyla yargılanır.

...

*** 1953-54 yıllarında Şefik Hüsnü, Mihri Belli'ye, Kıvılcımlı'nın tarih tezi ile ilgili olarak "Nazizme mi kayıyor, barbarları idealize ediyor," der.Kıvılcımlı ise buna karşılık, Engels'in, Bebel'in de bunları yazdığını ama Şefik Hüsnü gibilerinin onun tarihini kuru bir primitivizme indirgediklerini söyler.

...

*** 27 Mayıs 1960 darbesi meydana gelir ve Kıvılcımlı hemen ertesi gün Milli Birlik Komitesi'ne bir telgraf çekerek "İkinci Kuvayı Milliye Gazalarının kutlu olmasını" diler.Dahası, Kıvılcımlı ile Alaattin Hakgüder, Ankara'ya giderek Harp Okulu Komutanı Talat Aydemir ile bir görüşme gerçekleştirir.Bu görüşmeye "Birinci Açık Mektup" ismiyle bir mektup daktilo edilerek götürülmüştür.Bu olayı anlatan Suat Şükrü Kundakçı, Talat Aydemir ile yapılan görüşmenin içeriği hakkında kimsenin bilgi sahibi olmadığını, Kıvılcımlı'nın ise bunu bir sır olarak götürdüğünü ifade eder.

...

*** Kayaoğlu, Kıvılcımlı'nın 50 yıllık politik yaşamının 40 yılını "legaliteyi istismar" taktiğini uygulamakla geçirdiğini söylüyor fakat bu 40 yılın 22 yılının cezaevlerinde geçtiğini bu noktada hatırlatmıyor.

...

*** Kıvılcımlı'nın tarih tezinin en verimli sonucunu "tarihsel materyalizmi ekonomizmden uzaklaştırmak" olarak belirleyen Bora, bu sayede onun, tarih tezini ilerlemeci tarih anlayışından uzaklaştırdığını savunur.Aynı zamanda bu isimle kullanmasa da eşitsiz gelişme ve üretim tarzlarının eklemlenmesi kavrayışını da "kuramsal alet çantasına eklemiş"tir.

...

***  "...Ancak 1965 yılı son bir çaba ile, "Tarih Tezi'nin "Bakıyyetüs Suyuf'unu (Kılıç artıklarını) bin telaş ve acele ortasında yayınlama fırsatını kaçırmadık.Çıkan kitap: "Tarih-Devrim-Sosyalizm" oldu.Kimi gençler, kitabın "şok etkisi" yapacağını ummuşlardı.Kendilerine: "görürsünüz!" demiştim.Beklediğim oldu.Tez bir zindan kuyusunun yaş ve taş duvarına vurulmuş yumruk gibi yankısız kaldı." Hikmet Kıvılcımlı

...

*** Kıvılcımlı için medeniyette yeni olan tek şey ise devlettir.Barbarlıkta herkes silahlıyken, medeniyette sadece devlet silahlıdır ve Kıvılcımlı'ya göre içlerinden bir avuç kişinin silahlanıp, diğerlerini silahsız ve zayıf hale getirivermeleri, barbar insanın aklının alamayacağı bir sosyal devrimdir.Kan ve kabileler, dışarıdan kişilerin katılmasıyla, karmakarışık bir hale gelmiş ve kan üyeleri, kendi meselelerini görüşmek için bir araya gelemez olmuştur.Kendiliğinden oluşmıuş olan ilkel demokrasinin yerini, kan üyelerinin bir araya gelerek oluşturduğu aristokrasi almıştır.Kan örgütünün işlevsiz kalıp, neticede parçalanması sonucu yerine geçen ise devlet örgütü olmuştur.

...

*** ..Dahası medeniyet çökerken, tekniğinin bir kısmı barbarlara kalır ve bu da tarihte bir gerileyip sıçraama anlamına gelir.Yani bu şekilde insanlık durmadığı gibi -aksine- gerileyip atlayarak hız alır.

...

*** ...Yıktıkları medeniyette boğulmuş olan üretici güçleri serbest bırakan barbarlar, kendi geldikleri coğrafyanın üretici güçlerini de eskilere aşılarlar ve daha ileri teknik üretici güçlerin doğmasını sağlarlar.Yıktıkları medeniyeti küçümserler ve kendi kurum ve kurallarını da dayatacakları güçte oldukları için daha ileri ve orijinal bir medeniyet kurabilirler.Kıvılcımlı, Roma kentinden çıkan Romenlerin, Roma Medeniyeti'ni ve Mekke kentinden çıkan Arapların, İslam Medeniyeti'ni kurmalarını bu tip devrimlere örnek olarak gösterir.

...

*** ...Kayaoğlu, yukarı barbarların medeniyet kurabileceğini söyleyen Kıvılcımlı'nın orta barbarlıktan gelmelerine rağmen Osmanlı'nın yeni bir medeniyet yaratabildiğini söylediğini fakat bunun nedenini açıklayamadığını öne sürer.Halbuki Kıvılcımlı Osmanlı'nın orta barbarlık aşamasında olduğunu kabul eder fakat orijinal bir medeniyet yarattıklarını iddia etmez.Orijinal bir medeniyet yaratabilecek olanlar yukarı barbarlık konağındakilerdir.Osmanlı ise yıkılmakta olan İslam ve Bizans medeniyetlerine barbar aşısı yapmıştır.

...

Barbarın Tarihi Ezilenin Dini - Hikmet Kıvılcımlı'da Tarih ve Din
Canan Özcan Eliaçık
İletişim Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder