en az üç dayanak noktası gerekir, diye yazmış Roithamer.
...
O, başkalarının vazgeçemediği her şeyden vazgeçti, sürekli başkalarının vazgeçmediği ve geride bırakamadıkları her şeyden vazgeçmeyi ve geride bırakmayı her zaman düşündü, başkalarının yaptıklarını ya da yapmadıklarını gözlemlemesi yeterli olmuştu, bunları kendisi için yapması ya da yapmaması gibi, başkalarının yapmadıkları onun çalışmalarıydı, onun çalışmaları başkalarının yapmadıklarıydı, bu mekanizma için daha çocuk yaşlarında, diğerleriyle ilgili her şeyi gözlemleyerek, kendisi, karakteri, düşüncesi dışında kalan her şeyi gözlemleyerek, böylesine büyük bir deneyim kazanabilmişti, çünkü o her zaman başka her şeyden ve başka herkesten başkaydı, böylece o sürekli her şeyi ve herkesi gözlemleyerek, diğerlerinden başka bir yöne girmesi, diğerlerinden başka bir yolda ilerlemesi, diğerlerinden başka bir yaşam sürmesi, diğerlerinden başka ya da diğerlerinin sürmeleri gerekliliğine inandıklarından başka bir varoluşu sürdürmek durumunda olduğunu yüksek derecede bir açıklıkla görmüştü, böylece onun önünde açılan ve başkalarının önünde açılmayan başka olanaklar doğmuştu, zamanla o bunları gittikçe artan çok özel, yalnız ona özgü, yalnız doğuştan onun olan ve eğitimle edindiği ritim içinde kendini bağımlı buldu, Roithamer başkalarının çok sonradan kavradıkları ya da hiçbir zaman kavrayamadıklarını çok önceden kavramıştı ve onun başkalarıyla olan ilişkisinin en belirgin göstergesi her zaman bütünüyle idraksizlik ve bundan kaynaklanan sürekli anlayışsızlık olmuştu, herkes kendi arasında anlaşıyordu sürekli, ama onu asla anlamamışlardı, bugün ölümünden sonra da anlamıyorlar.
---
Erkek kardeşlerimle benim aramda anlayışsızlık, tiksinmeden başka bir şey yok, başka hiçbir şey, okuyoyorum bunu, Altensam ve kendi geçmişimi çürük bir koku gibi geride bıraktım.
---
O, Altensam'ı Altensam'la en az ilişkisi olan ortanca oğluma bırakayım ki, o ortanca oğlum Altensam'ı mahvetsin ve sonra da hangi biçimde olursa olsun son bulsun diye düşünmüş olabilir.
---
Her insanın sonunda kendisini öldüren bir fikri vardır, öyle bir fikir ki onu çözer ve onu izler ve onu önünde sonunda hep en büyük gerilim içinde öldürür, yok eder.
---
Bizim, Höller, Roithamer ve benim okul yolumuz aynıydı, Roithamer, Altensam'dan aşağıya iner, önce Höller'i alır, sonra beni, üçümüz Stocket'teki ilkokula giderdik, kışları bizim deri okul çantalarımıza odun kömürü bağlanırdı, öğrencilerin hepsi okula odun getirirdi, durumu iyi olanlar, anne babası zengin olanlar tıpkı Altensamlı Roithamer gibi sert odun parçaları, daha yoksul olanlar yumuşak odun parçaları getirirdi, öğrencilerin getirdikleri bu odun parçaları ile eski çini sobalar ısıtılırdı.
...
Üçümüz okula birlikte yürürken bizimle ilgili en belirgin şey suskunluğumuzdu.
---
Roithamer (ve benim) gibi yapılı ve gerçekten her zaman korunmasız karakterler, varlıklar, her ne olursa olsun uyuma yeteneğine sahip değildirler, uykuya dalarlar ve uyanırlar, ömür boyu, ama asla uyuyamazlar.Kafalarından ve sinirlerinden sürekli bir şeyler geçer ve onları uyutmaz.Ömür boyu bu dayanılmaz duruma karşı çare ararlar ve böyle bir çareyi bulamazlar, çünkü bu hastalığın çaresi yoktur, ve bu gerçekten de akıl hastalığından başka bir şey değildir.Bu şekilde uykusuz insanlar akıl hastalığı ile doğarlar, daha çocukken bu akıl hastalığı onlarda vardır ve ister Roithamer cinsi ister Höller cinsi olsunlar iyileşmeleri olanaksızdır.
---
Herkes bir şekilde çıkış yolu bulamamaya mahkumdur.
---
Huzur yaşam değildir, diye yazmış Roithamer, huzur ve mutlak huzur ölümdür, diyor Pascal, diye yazmış Roithamer.
---
Nefret dışında hiçbir şey bizi ileriye, öne götürmez.
---
Anne babam hafızamda hep yaşlı kişiler olarak yer etti, yaşlı kişilerin altı çizilmiş, kendilerine bile tahammülleri yoktu ve çocuklarına ise daha da az tahammül etmeye yatkındılar, temelinde onlara yabancı, tuhaf olan yaratıkları dünyaya getirmeleri gerçeği yüzünden mutsuzdular, bir ya da birkaç doğum suçu işlemiş olmanın vicdan azabını çekiyorlardı, kimin önünde suçlu, kime karşı suçlu olduklarını bilmedikleri halde.Felaket bir gecede gelir, derdi babam, diye yazmış Roithamer, gecedenin altı çizilmiş.Annem sürekli endişeleniyordu, bayılma nöbetleri geçiriyordu, bunlar benim bayılma nöbetleri geçirmemi izliyordu ya da tersine oluyordu.Bizim soru sorma hakkımız yoktu, böylece onlar cevap vermek durumunda kalmıyorlardı.Denilir ya hani, hep sıkılıyorduk.
---
Acı denilenin kavranması için de büyük bir olasılıkla mutlu olunabilir, diye yazmış Roithamer.Örneğin en büyük mutsuzluğun yazılması en büyük mutluluk olabilir, diye yazmış Roithamer.Algılama olanağı, algılamanın dile getirilmesi olanağı en büyük mutluluk vesaire olabilir, diye yazmış Roithamer.Hangi saptama olursa olsun saptamanın kendisinin gerçeğine bilinçli olabilirsek en büyük mutluluk olabilir.
---
Fransa'da, ilk karısından farklı olarak, ikincisi annemiz, hep yaşlıydı, genç bir kadınken de yaşlıydı, bu gibi insanlar henüz çocukken bile yaşlıdırlar, diyor babam ve iyice bakıldığında bunu onaylayabilirim, bu gibi insanlar daha doğumlarında iyice yaşlı görünürler, yüzlerindeki ihtiyar görüntü hep ürkütücüdür, böylesi yeni doğmuş bir insan, ki annem bunlardandı, daha ilk bakışta yetmiş ya da seksen yaşındayken görüneceği gibi görülür, ama bu ihtiyarlık hep yüzde kalır.
---
Altensam'a gelişimin üzerinden henüz birkaç dakika bile geçmeden onu ufacık bir şey yüzünden azarladım, çünkü temelde ondaki her şey benim için iğrenç olmasının dışında bir şey değildi, temelde o ne yaparsa yapsın, benim için iğrençti, ne giyerse giysin örneğin, benim için iğrençti, ne söylerse söylesin, ne düşünürse düşünsün iğrençti benim için, doğrusu bu, diye yazmış Roithamer, bu gibi şeylerin üstünü örtmenin anlamı yoktu ve bu yüzden bu gerçeklerin üstünü örtmüyordum.
---
Benim kıymetli gördüğüm insanları benden ayırma sanatına egemendi.
---
Ortak geleceklerini sadece ortak, ömür boyu süren işkence olarak kavradıkları halde yine de biraraya gelen ve evlenenler olarak, birden bütün bu insanlar, hain kişiler olarak, diye yazmış Roithamer, birleşiyor, evliliğe kalkışıyor, kendi mahvoluşlarına dalıyor, adım adım akla gelebilecek en dehşetli duruma, evlilik mahvoluşuna, ki bu düşünce ve duyguların ve gövdenin mahvoluşu demektir, her yerde görebiliyoruz, bütün dünya bu gerçeği onaylayan örneklerle dolu, diye yazmış Roithamer, neden bu saçma mühürlenme diye soruyoruz kendimize, çünkü örneğimiz var, nasıl oldu da bu örnek oluştu?, bu son derece akıllı, sıradışı ve olağanüstü insan şu bütünüyle basit ve hain, hatta iyice pespaye insanı kendine çekip evlenebildi ve üstelik ondan da çocuklar yapabildi, doğa bu diyoruz, sürekli doğa diyoruz, bize ömür boyu inanılmaz ve anlaşılmaz, içindeki her şeyde akıl olan ama aynı zamanda akla yer olmayan doğa, diye yazmış Roithamer.Önce insanlardan hiçbir olağanüstü şey duymayız, onlar hakkında bir şey duyduğumuzda bu daha çok sadece itici bir şeydir.
---
Sonra kendilerini bir uçuruma atarlar ya da bir köprünün korkuluklarından aşağıya ya da kendilerini vururlar, amcam gibi, ya da kendilerini asarlar, öbür amcam gibi, ya da kendilerini trenden aşağıya atarlar, üçüncü amcam gibi, diye yazmış Roithamer.Kendimiz de intihara eğilimliyiz, diye yazmış Roithamer, eğilimlinin altı çizilmiş.Hele yeğenimiz, üçüncü amcamızın tek oğlu da Krems kıyısındaki Kirchdorflu bir doktorun kızıyla , hiç de iyi gitmeyecek bir evlilik yaptıktan sonra ntihar etmemiş miydi, diye yazmış Roithamer.
---
Biz sürekli düzeltiriz ve kendimizi düzeltiriz ve de en büyük acımasızlıkla, çünkü her an her şeyi (yazdığımız, düşündüğümüz, yaptığımız) yanlış yaptığımızı kavrarız, yanlış davrandığımızı, o zamana kadar her şeyin bir yanlışlık olduğunu, bu yüzden bu yanlışlığı düzeltiriz ve bu yanlışlığın düzeltisini de düzeltiriz ve bu düzeltinin düzeltisinin sonucunu düzeltiriz vesaire, diye yazmış Roithamer.Ama asıl düzeltiyi erteleriz, başkalarının ise hiç çekinmeden hemen anında yaptıkları gibi yapmamışızdır diye düşünüyorum, diye yazmış Roithamer, onların kendileri bunu düşünmekten bile korktukları için artık düşünmezler, ama sonra kendilerini düzeltirler,, tıpkı yeğenim gibi, onun babası gibi, amcam, onlar iyice kavramışlardır, inanıyoruz buna, ama biz karakterler olarak bu insanları kavramamışızdır, çünkü onların düzeltileri bizi şaşırtmıştır, yoksa biz onların asıl önemli düzeltilerine, intiharlarına şaşırmazdık.
---
İnsanlar intihar etmek yerine işe dalıyorlar.
---
Höller tıpkı benim düşündüğüm gibi, amcam gibi her zaman intihar etmekten söz eden bir insanın, neredeyse sürekli bunu konuşan bir insanın kendini öldürümeyeceğini düşünüyordu, ama o kendini öldürdü.
---
Biz amcam gibi kendini öldürmüş bir insana hayranlık duyuyoruz, çünkü o insanların mutsuzluğuna daha fazla dayanamıyordu, ceketinin cebinde bulunan ve onun Kaserei yarığına kendini attığı günün tarihini taşıyan kağıda yazmıştı bunları, çünkü o sadece intihar etmekten söz etmemek, ama intihar etme yeteneğini gösterebilme konusunda bizden daha önde olduğu için, diye yazmış Roithamer.Her gün umutlarımızı bağladığımız kişilerdir kendilerini öldürenler, diye yazmış Roithamer, yetenek ve duruşlarını sevdiklerimizdir ve yakınlıklarının en çok hoşumuza giden oluu ve en güvendiğimiz kişilerdir, diye yazmış Roithamer, yetenek ve duruşlarını sevdiklerimizdir ve yakınlıklarının en çok hoşumuza giden oluşu ve en güvendiğimiz kişilerdir, diye yazmış Roithamer.
---
Çevre saygı sahtekarlığı gösterir ve dünyadaki fikirleri mahvetmek için her şeyi yapar, diye yazmış Roithamer.Böylece biz ne tarafa bakarsak bakalım dünyada mahvedilmiş fikirler görürüz, her şeyin mahvedilmiş fikirler olduğunu salim kafayla söylemek zorundayız.
---
Roithamer her şeyi yeniden düzenlemekten çekinmedim ve her şeyi yeniden düzelttiğimde, diye yazmış Roithamer her şeyi mahvetmiş oldum.
---
Hep çok ileriye gidildi, diye yazmış Roithamer, böylece en uç sınıra kadar gittik hep.Ama onu delmedik.Bir kez onu delmiş olursam, her şey son bulacak, diye yazmış Roithamer, her şeyin altı çizilmiş.O an geldiğinde o anın geldiğini bilmeyiz, ama doğru andır.Varolduğumuz kadar en yüksek yoğunlukta yaşarız, diye yazmış Roithamer (7 Haziran).Son niyet değildir.Ağaçsız alan.
Thomas Bernhard
Düzelti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder