15 Nisan 2019 Pazartesi

kitaplar ve muharrirler ll, abdülhak şinasi hisar


KİTAPLAR VE MUHARRİRLER II /  ABDÜLHAK ŞİNASİ HİSAR

Süleyman Nazif Üzerine

...İttihatçıları hiç sevmediğini söylemiştim.Belki bu saikle, belki de hatırladığı bir nükteyi sarf etmeden feda etmeye zevki müsaade etmediğnden, belki de sadece latife olarak, şimanlığı malum olan esbak Hariciye Nazırı Halil Bey'e hücum ederdi."Halil Bey yüz elli okka sıkletinde bir sığırdır!" derdi.

Aynalı Halil Bey için, 'Enver Paşa ile Talat Paşa Cermenofil, Cemal Paşa ile Cavit Bey Frankofil, 'ya Halil Bey nedir?' diye sormuşlar, 'O sadece fildir!" diye cevap vermiş.

...

Süleyman Nazif, kendi akrabasından olan Ziya Gökalp'in ilmine inanmaz, fikirlerini beğenmez ve şiirini sevmezdi.Bu üstat için bizim duyduğumuz hürmet ve muhabbetten onda eser yoktu.Hatta o bizim hissiyatımızı safdilane bulur ve bize şaşardı.'Ziya Gökalp zaten deli idi.İntihar etmek için beynine sıktığı kurşun, alnında kalınca büsbütün çıldırdı!' derdi.

---
Ahmet Haşim Üzerine

27 Haziran 1936'da Ağaç dergisinde yayınlanan "Edebiyata Dair Fıkralar ve Düşünceler" başlıklı yazısında Hisar, Ahmet Haşim'in "rakip"leriyle gizli kıskançlığını açıklayan hoş bir fıkra anlatıyor: "Ahmet Haşim'in kıymetli arkadaşı Ahmet Bedi hasta ve Yakup Kadri İsviçre'de tedavide iken, Yahya Kemal'in de hastalığı haberi gelince  Ahmet Haşim'in müthiş kıskançlığı birden feveran ederek beyni dönmüş.Vücuduna düşmüş ve kendini kemirerek bu arkadaşlarının hepsinden evvel kendini devirecek kurdu bilmeyen zavallı şair, Ahmet Bedi'ye, 'Monşer' diye bağırmış, "hepiniz hastasınız, hepinizin asabını inceletecek bir gizli sebebiniz var da, yalnız ben hasta değilim!" (s. 425)

---

Yine bu ciltte de bol paradokslu çok güzel özdeyiş niteliğinde özlü sözler var...Bunlardan bir kısmı metinler içinde geçiyor, bir kısmı da bağımsız başlıklar altında verilmiş...İşte birkaçı:

"En derin kinler, bozulmuş muhabbetlerdir." (s. 65)

"Müstebit idareler, zulümleri nispetinde maskara olurlar." (s. 139)


"Edebiyatta hiç kimseye benzememek bir gayedir...Lakin bunun da hiçbir şeye benzememek gibi bir tehlikesi var!" (s. 435)


"Şairler çok kere göklerde ve ruhlarındaki yıldızları toplamak isterler.Fakat kopardıkları yıldızların, ellerinde ve nefislerinde birer birer söndüklerini görürler.Nihayet ellerine bir gül gibi yanan bir yıldız geçti mi, bütün semayı kendilerinin olmuş sayarlar." (s. 436)


"Menba, kendinden çıkan suyun tuttuğu yola bakar ve mahzun olur.!" (s. 440)


"İnsan uzun müddet, ancak kendisini aldatabiliyor." (s. 442)


"Tecrübe bir şeye yararsa, bir şeye de mani oluyor.Çok kere cesaret için tecrübesizlik lazımsa, muvaffakiyet için de çok kere cesaret lazımdır." (s. 442)

"Değerli ölüleri methetmek fırsatını hiç kaçırmamalı ki, kendilerini değerli bilen bütün metholunmayanlar da, bir gün sırası gelince böyle methedileceklerini umsunlar." (s. 447)

---

...Ve en güzeli, Hisar üslubunu en çok duyuranı en sona saklandı:

"Okumayı bir çalışmak sanmak, çalışkan cahillerin kârıdır.Halbuki biz okumuş tembeller, pekala biliriz ki okumak mükeyyifattan bir şeydir.Bir kanepeye uzanır, yatağımıza yatar gibi kitaplarımıza dalarız.Sanki afyonlu bir çubuk içeriz.Muhitimiz değişir.Hayatımız genişler.Dünya bizim olur.İklimler, mevsimler, devirler gelip geçer.Başka hayatlar ve tabiatlar hayatımıza girer.Bize benzeyen asıl akrabalarımız yanımıza gelir, bize sırlarını fısıldarlar.Hayat bize en tatlı, en zengin zevklerini sunar.Okumak; gezmek, uyumak, rüya görmek, musiki dinlemek, hatırlamak, seyahat etmek, unutmak, dua etmek, doğmak, tekrar yaşamaktır." (s. 455)

Sermet Sami Uysal
Bir Abdülhak Şinasi Hisar Vardı
Bilge Kültür Sanat Yayınları, Şubat-2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder