Hisar'da Mikrop Korkusu
"Ona göre elle tutulan her şeyde mikrop vardı.Temizlik ve titizlik tutkusunu, benliğini saran bir virüs gibi ölünceye dek taşıdı" diyen Taha Toros, Hisar'daki mikrop korkusunun el sıkmaya kadar vardığını şöyle anlatıyor: "Hisar, pek az kişinin elini sıkardı.Özellikle laubali sohbette bir eli, hele tanımadığı bir kadın elini sıktıktan sonra, karşısındakine hissettirmeksizin, elini cebindeki küçük bir şişede taşıdığı alkolle veya kolonyayla silerdi.Ondaki mikrop korkusu ölüm korkusu ile eşit gibiydi."
...
Markiz'in karşı köşesindeki Lebon Pastahanesi'nde, daha çok olgun yaştaki sanatçılar toplanmaya başlayınca (Gençler hep çiçek Pasajı'ndadır.), Abdülhak Şinasi "nakl-i hane" edip dostlarıyla burayı mekan tutar...(Hisar, temizliğe olan düşkünlüğünü/titizliğini burada da sürdürür...Gelen çay bardağını, kaynar suyla çalkalamadan çayı koydurmaz!..Hatta Süleyman Nazif'le olan çay "latife"si Lebon'da geçer: Yanlarına gelen yeni garsona Süleyman Nazif: "Aman, der, Beyefendi çok titizdir.Önce demliği iyice yıka, sonra içine koyacağın çayı yıka, sonra da demliğe koyacağın suyu iyice yıka!"
Sermet Sami Uysal
Bir Abdülhak Şinasi Hisar Vardı
Bilge Kültür Sanat Yayınları, Şubat-2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder