14 Nisan 2019 Pazar

geçmiş zaman fıkraları, abdülhak şinasi hisar


GEÇMİŞ ZAMAN FIKRALARI / ABDÜLHAK ŞİNASİ HİSAR

*Gecesini Nasıl İdare Edeyim?


Evvel zaman içinde, muhtelif vilayetlere gönderilmiş bir vali, ahaliye zulmeder, hakimler, bilhassa idam kararlarına imza vermezler, onunla hiçbiri geçinemezlermiş.O esnada o kadar mürtekip bir hakim türemiş ki Babıali, hah, bunu onun yanına gönderirsek biri istediğini alıp keser, öteki de çalıp çırpar, birbirleriyle anlaşırlar!Diye mürtekip hakimi o gaddar valinin idare ettiği vilayete göndermişler.V filhakika Babıali aradığı rahata konmuş.Vali ne yapsa, hakim onu imzalar ve hiçbir şikayet mevzuu duyulmazmış.


Fakat, günün birinde kendi imzası alınmadan astırılan bir adam gören hakim: "Aman paşam, kimbilir o mendebur da ne haltlar etmiştir.Günahını söyleyin de idamını derhal imza ile göndereyim" demiş.Vali, "Bundan büyük edepsizlik olur mu?Rüyamda onun bulunduğu odaya girdim.Herif oturduğu yerden ayağa bile kalkmadı!" deyince, hakim imzasını atar atmaz, evine koşmuş, "Aman karı, pahada ağır, yükte hafif, ne varsa bunları topla, yarın sabahtan evvel vilayetin hudutlarından dışarıya varmalı;" demiş, "Zira, herifin gündüzünü idare edebilirim ama, rüya gecesini nasıl idare edeyim?" (s. 20).


...


* Orta Yaşlı Adamı Nerede Bulmalı?


O zamanki insanların idam korkusu Sultan Mahmut'tan ziyade Halet Efendi'den gelirmiş.O idam kararlarının şefaatçilerine kızar: "Genç oldu mu, acırsınız; ihtiyar oldu mu günah dersiniz.Peki, idam olunmak için her zaman orta yaşlı adamı nerede bulmalı?" dermiş. (s. 58).

...

* Bir Eski Zaman Zarfı

Koca Hüsrev Paşa'nın adamlarından bir Ali Rıza Paşa varmış.Kendisini, çocukluğunda sünnet olunacakken, Paşanın elini öptürmeğe göndermişler.Onun eski zaman ihtişamını herkes bilirmiş.Hüsrev Paşa: "Evladım, ben fakir düştüm.Bir şeyim kalmadı." diye, anahtarlı bir dolap açıp karıştırmış.İçinden bir gümüş divit, bir de murassa bir fincan zarfı vermiş."Bunları satsınlar da, ihtiyacını tatmin etsinler." demiş.Bu divit ve fincan zarfının getirdiği para ile o adam sünnet olmuş, sonra Hacca gitmiş, sonra İstanbul'da bir ev satın almış ve sonra, yine bu para ile evlenmiş. (s. 82, 83).

...

* Filozof Taklidi

Tevfik Fikret'e: "Rıza Tevfik kendi imzasının başına Feylesof kelimesini ilave ediyor.Bu, olur mu?" diye sormuşlar.Fikret: "O bir zamanlar Arnavut taklidi yapardı, şimdi de filozof taklidi yapıyor!" demiş. (s. 212).

...

* Rıza Tevfik'in Payesi

Polisler Rıza Tevfik'in bir ramazanda oruç tutmayarak yemek yediğini görmüiş, kendisini tevkif etmek istemişler.O: "Ben Yahudi'yim!" demiş.Polisler bir Yahudi'yi teşvik eder: "Git şu adamla konuş, bakalım Yahudi mi?" demişler.Yahudi, Rıza Tevfik'le konuşmış.Ve o da kendisine ne söylediyse söylemiş ki, gelip cevaben: "Halis Yahudi, hem de haham!" diye tezkiye etmiş. (s. 212).

...

* Fuat Paşa

Keçecizade Fuat Paşa hem doktor, hem memur, hem ticaret adamı, hem de devlet ihtişamını muhafaza eden bir Tanzimat adamı, hem alafranga hayata en muvaffakiyetle intibak eden bir alafranga adam, hem Sadrazam, hem Hariciye Nazırı, isterse gazel ve tarih yazar, isterse Fransızca espriler söyler, Kanlıca'daki yalısında suareler tertip eder, Beyazıt'taki (sonra Maliye Nezareti olan) konağı Avrupa Nezaretlerine benzerdi.Fuat Paşa zeki, zarif, kudretli, neşeli sözler söyler ve alışılmadık cesaretli hareketlerde bulunurmuş."Lüzumlu olunca asker olup kılıç taşıdığım gibi, yarın lazım olursa Şeyhülislam olup sarık sarmayı da bilirim" dermiş. (s. 95).

Sermet Sami Uysal
Bir Abdülhak Şinasi Hisar Vardı

Bilge Kültür Sanat Yayınları, Şubat-2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder