İşte, Abdülhak Şinasi Hisar, bu soydan bir rahat endişeyledir ki Ali Nizami Bey'i, insan oğlunun eşyada kendi mahiyetini sezebildiği yepyeni bir plana oturtuyor.Beşeri şartımızın facialı karakterini azdırarak, onu "hafıza"nın alabildiğini geriye uzandığı bir ülkede gezdiriyor.Belli ki, başlıca emeli, fani eşyaya bir temaşa değeri kazandırmak ve kainatı beşerileştirmektir.
Nazım Kemal (Yeni Sabah, 15 Aralık 1952)
---
Usaresini bir hafıza ve muhayyele hazinesinden alan üslup ve Ali Nizami Bey'in garip hayat macerası, okuyucuyu, Ali Nizami Bey'i her akşam Büyükada'ya taşıyan vapurun peşinden çizilen köpük şeridi gibi sürükleyip götürmektedir.
Çelik Gülersoy (1952)
---
Dilimizde (pirinç üzerine Fatiha yazmak) diye bir tabir vardır.Çamlıca'daki Eniştemiz muharriri pirinç üzerine yazılan fatihanın bu eseriyle tefsirini yapmıştır; yani zamanına göre deli, yine zamanına göre akıllı olan bir adamın hayatını inceden inceye tasvir ederek Abdülaziz ve Abdülhamit devirlerinde saray ve hükümet erkanının karargahı olan Çamlıca'yı ve o devrin insanlarını, adetlerini, yaşayışlarını, sevinçlerini ve kederlerini anlatmıştır.Bu suretle çifte hüviyetli bir adamın hayatından (355) sayfalık bir eser yaratmıştır.
Asım Us
(Vakit, 12 Kasım 1944)
---
Aşağı yukarı Fahim Bey ve Biz dışındaki bütün yazdıkları onun, artık özlemini çektiği bu dünyayı anlatmasına birer bahanedir.Belki Abdülhak Şinasi Hisar'ın suçu yalnız bu kadarcıktır.O dünyanın özlemini çekmek.Bu kadar, Çamlıca'daki Enişte'si bir bahanedir.Kitap ne romandır, ne de hikaye.Öyle bir kitaptır.Abdülhak Şinasi Hisar'ın dili bile, şimdi acı acı özlemini çektiği o dünyaya bağlıdır.
Turgut Uyar
(Forum, 1 Mart 1957)
---
Fahim Bey ve arkadaşları morga kaldırılmış ölüler gibi ruhlarının her köşesinde yoklandılar, didiklendiler.Onlar tıbbi bir tecrübe için kendini doktora teslim eden fedakarlardır.
Hamdullah Suphi Tanrıöver
(Akşam, 15 Haziran 1943)
---
Bir gün Abdülhak Şinasi Hisar'a Fahim Bey'in gerçekle münasebetini, hayali ve hakikilik derecesini sormuş ve üstaddan şu cevabı almıştım: "Bazıları Fahim Bey'de kendilerini ve tanıdıklarını buldular.Hatta benim kendisini tanımadığım biri bile kendisinin bu Fahim Bey olduğunu iddia etmiş."
Enver Naci Gökşen
(Son Posta, 26 Ağustos 1955)
Sermet Sami Uysal
Bir Abdülhak Şinasi Hisar Vardı
Bilge Kültür Sanat Yayınları, Şubat-2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder