5 Temmuz 2015 Pazar

simülakrlar ve simülasyon, jean baudrillard

İnsanın aklına gelebilecek en güzel simülasyon alegorisi olduğunu düşündüğümüz bu Borges masalında: İmparatorluğun hizmetindeki haritacıların çizdikleri harita sonunda imparatorluğun topraklarına birebir eşit boyutlara sahip bir belgeye dönüşmektedir.Ancak çökmeye başlayan imparatorlukla birlikte lime lime olmuş bu harita parçalarıyla çölde karşılaşan insanlar vardır.Sonuçta bu harap olmuş soyut metafizik güzelliğin, imparatorluğun şanına yakışan bir görünüme sahip olduğu ve eskidikçe gerçeğiyle birbirine karıştırılan sahtesi gibi İmparatorluğun da bir leş gibi çürüdükçe özüne yani toprağa dönüştüğü görülmektedir.Bu güncelliğini yitirmiş masal ikinci basamak (ordre) simülakrların gizli çekiciliğine sahiptir.
---
Zaten bütün bilimlerin, varlıklarını kavradıklarını sandıkları nesnelerinin zamanla yok olup gitmesi gibi bir paradoks üzerine oturtmaya mahkum edildikleri ve o zaman da ölü nesnenin, bilime hiç acımadan  sahip olduğu anlamı tersine çevirdiği görülmektedir.Tıpkı arkasına bakması yasaklanan Orfeus'un dayanamayarak başını geri döndürmesi sonucunda sevgili karısı Eridikya'nın cehenneme geri gönderilmesi gibi.
---
Artık ölme hakkı da ellerinden alınan şeylerin yaşama hakkı da ellerinden alınmıştır.Tıpkı "funeral homes"un (cenaze işleriyle ilgilenen şirketler) ölüye gömülmeden önce makyajla o insanın yaşarken sahip olduğu görünümünden daha doğal ve mütebessim bir görünüm kazandırmaları gibi.
---
Disneyland çocuksuluğun gerçek anlamda her yere hakim olduğunu gizleyebilmek amacıyla kurulmuş minik bir evren olup, yetişkinlerin de buraya gelerek çocuklaşmalarına olanak tanımakta ve gerçekte çocuk olmadıklarına inandırılmaya çalışılmaktadır.
---
Bourdieu'nün şu saptamasına katılmamak mümkün değil: "Güç ilişkilerinin özünde yatan şey, güç ilişkilerine benzememeye çalışarak gücünün tamamını bu gizlilikten almaktır."
---
Eskiden bir skandal gizlenmeye çalışılırdı; günümüzdeyse tam tersine bunun bir skandal olmadığı gizlenmeye çalışılmaktadır.
---
Faşizm, yitirdiği iktidarın yasını tutan ve bir türlü ondan vazgeçmek istemeyen bir toplumun "anormal boyutlara ulaşan gönderen (referans) sistemidir.
---
Birbirleri ardına sıralanan tüm Firavun hikayelerinde, kahramanların adı istisnasız hep Firavun'dur.
---
Bir katliamın unutulması da katliam türünden bir şeydir.Çünkü bir katliamı unutmak insanın bir belleği olduğunu, bir tarihle bir toplumun varlığını, vb. unutmak demektir.
---
Bizler artık bir senaryoya indirgenmiş toplumsalın hayatı kaymış okuyucularıyız.
---
Engizisyon cellatlarının sorunu, Kötülüğü, Kötülük İlkesini itiraf ettirebilmekti.Suçlulara kazara suç işlemiş olduklarını, ilahi düzenin bir parçası olan Kötülük ilkesine istemeden uyduklarını söyletmek gerekiyordu.
---
Bilimsel deney, bir amacın aracı olmaktan çok güncel bir meydan okuma ve günahtan arındırma işkencesidir.Akla uygun bir ortam oluşturamayan bilimsel deneyler, eskiden insana imanını topluluk  önünde bağırta çağırta itiraf ettirmeye çalışan işkenceciler gibi hayvanlara bilimsel denek olduklarını itiraf ettirmeye çalışmaktadırlar.
---
Yük hayvanı olup , insanlar için çalıştılar.Deney hayvanı olup bilimin sorularını yanıtlamaya zorlandılar.Tüketim hayvanı olup sınai ete dönüştüler.
---
Borrolar hayvan ruhuna sahip "varlıklardır", tıpku Kanaklı yerlilerin ölüleri hakkında hayvan görünümüne bürünerek canlılar arasında dolanıyorlar demeleri gibi.(Acaba Deleuze'ün hayvanlaşmak dediği böyle bir şey midir? Birer "Pembe Panter olun" deemsinin nedeni bu olabilir mi?)
---
Deliler bizi bir bilinçaltı varsayımını kabul etmeye zorladılar, biz de onları bu bilinçaltı adlı tuzağa düşürerek karşılık verdik.Çünkü ilk aşamada bilinçaltı, akla karlı gelerek onu bozguna uğratmaya kalkışmış ve deliliğin akılla olan ilişkisine hala bir son verebilecek güce sahip olsa da sonradan deliliğe karşı çıkmıştır, zira bilinçaltı klasik akla oranla onun daha evrensel bir akılla ilişkilendirilmesini sağlamaktadır.
---
Eskiden sessizliğe mahkum ettiğimiz insanları, bugün konuşmaya mahkum ediyoruz.
---
Masallarda hayvanlar, insanlara özgü ahlaki söylevler çekmişlerdir.Totemizm kuramında yapısalcılık söylevine tahammül etmek zorunda kalmışlardır.Laboratuarlarda her gün bize (anatomik, fizyolojik ve genetik) "nesnel" söylevler çekmektedirler.Erdemlerle günahlar konusunda bir metafor görevi yaptıktan sonra ekolojik ve enerjetik bir model, biyonik alanında mekanik bir model, bilinçaltı içinse hayali bir söylev görevi yapmışlar ve son olarak da Deleuze'ün "hayvanlaşma/başkalaşma" örneğinde yaşamsal bir alandan tamamıyla mahrum bırakılan arzu modeline dönüşmüşlerdir.
---
Hayvanların biliçaltı yoktur çünkü bir yaşama alanları vardır.İnsanlar sahip oldukları yaşama alanlarını yitirdikleri gün ortaya bilinçaltı denilen şey çıkmıştır.Yaşama alnlarıyla birlikte insanlar biçimsel dönüşüme uğrama olanağını da yitirmişlerdir.Bireysel yas tutma aracı olarak bilinçaltı durup dinlenmeksizin umarsızca bu yitirdiklerinin yasını tutma oyunu oynamaktadır.Bu oyunda hayvanlar duyulan özlemi temsil etmektedir.

Simülakrlar ve Simülasyon
Jean Baudrillard

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder