Bergman böyle dillendirmişti 'Bir Evlilikten Manzaralar'ında..Aslında Bergman filmlerini sağa sola dönüp, bir şeyler söylemeye gayret ettiğin zamanlarda izlemek de bir o kadar acı verir; ne kadar yaralı olduğunu hatırlatır insana.Velhasıl, yarayı anlamak için bıçağa lüzum duyduğumuz günlerden geliyoruz...Pişmanız, değiliz bilmem ama yaralıyız işte.En güzeli de her kaybedişten bir manzara çıkacağını bilmeden kaybetmek.O zaman, insanın manzaraya bakası dahi gelmiyor ve iyi bir şey bu.
16 Ekim 2011 Pazar
her kaybediş bir manzara
Bergman böyle dillendirmişti 'Bir Evlilikten Manzaralar'ında..Aslında Bergman filmlerini sağa sola dönüp, bir şeyler söylemeye gayret ettiğin zamanlarda izlemek de bir o kadar acı verir; ne kadar yaralı olduğunu hatırlatır insana.Velhasıl, yarayı anlamak için bıçağa lüzum duyduğumuz günlerden geliyoruz...Pişmanız, değiliz bilmem ama yaralıyız işte.En güzeli de her kaybedişten bir manzara çıkacağını bilmeden kaybetmek.O zaman, insanın manzaraya bakası dahi gelmiyor ve iyi bir şey bu.
çay, nihat genç
...
…
Bu topraklarda hepimizin ilk işi önce çay içmektir.Hayata girmek için tutkunun, hayatın tutkalı gibidir.
…
Hepimizi aynı karakterden, Anadolu insanını mutlu gerginler yapar.Mutlu gerginlik, sadece bize has bir birleşim.
…
Semaverin güzelliği, köşklere yalılara değiştirilmez.Çay tutkumuz bizi imha edip kurtaracak kadar manyakçadır, kölesiyiz.
şiir nerede başlar, ece ayhan
istanbul'da
karagümrüğü'nde karşılıklı iki paşa konağı.bir paşanın konağında meşk
edilecektir; musiki yapıyorlar; adamlar gelir hep birlikte çalgılar
çalmaya, şarkılar söylenmeye başlanır..sokak kapısı çalınır, karşı
konağın uşağı gelmiştir ve der "bizim paşa haber gönderdi, fazla gürültü
etmesinler, ben riyaziye çalışıyorum"...işte şiir burada başlayabilir bence.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)