Hak,hukuk adı altında mutsuzluk bir geçim kaynağı haline
getirilmiştir.Kaza tazminatı, depresyon tazminatı, her türlü olumsuzluğa
biçilen ticari değer, her türlü engel, cinsel taciz ve tecavüz, hatta
genetik bozuklukların neden olduğu doğum sonrası çekilen büyük acılar,
şu kör, sağır, zihinsel engelli olan çocuk, doğduğu için yaşam boyu
bakılma tazminatı kazanmıştır.
---
İyilik saydamdır.Bir tarafından bakınca öteki tarafı görürsünüz.Kötülükse daha çok bir ekrandan yansır gibidir.
Ekrandan yansıyansa kötülüğün kendisidir.
---
Gündelik haberler tarihin yok olmasına hizmet eden etkili bir tezgahtır.
---
Her şeyin her şeyle değiş tokuş edilebildiği bir dünyada değerin hiçbir anlam ifade etmediği söylenebilir.
---
Aids, uyuşturucu, acı ve yabancılaşma, bilinçli kölelik, meydan okuma, insanın kendi kendisiyle suç ortaklığı yapması, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde kötülüğü teşvik etmek, kendisinden kaçmanın mümkün olmadığı böyle bir dünya sanki görmezden gelinir gibidir.---
Başkalarına uyguladığınız şiddet kendinize uyguladığınız şiddetin bir ölçüsüdür.Başkalarına uygulanan şiddete bakarak kendinize ne kadar şiddet uygulanacağını görebilirsiniz.
---
İyiliğin doğasında kendini dışa vıurma, kötülüğün doğasında gizlenmek vardır.
---
"Nükleer enerji ve nükleer bombayla birlikte güneşi, teslim olmasına bile fırsat vermeden dünyaya getirip, bu enerjinin bir parçasına dönüştürdük.Nükleer enerjiye özgü ışık askında ölü ışıktır.."Elias Canetti
---
Hiçbir şeyin karşılığı olmayan para, evrensel tutkunun nesnesi haline gelmektedir.Ticari mal adı verilen hiyeroglif para denilen bütünsel fetişizme dönüşmüştür.
---
Bu evrende hakikat ve görünümün yerini bütünsel gerçeklik almaktadır.
---
Yazgı henüz son sözünü söylemedi.
---
Tanrısal bir güce benzeyen şu teknik dünya adlı günahlar bütününden nasıl kurtulacağımızı düşünme zamanı geldi.
---
Suçlu olmak sorumlu olmaktan daha kolaydır.Zira suçu karanlık güçlerin üstüne atabilirsiniz, oysa sorumluluktan kaçış yoktur.
---
"Ahlaki çöküş kapasitemiz sınır tanımıyor.İşlemek istediğin bütün suçları işlemeden rahata ermeyeceğiz..."Guida Ceronetti
"Kapasitesini sonuna kadar zorlamak durumunda bırakılacak bir insan, işi kendi kendini yok etmeye kadar götürmek zorunda kalacaktır.Zira bu olasılık da en az diğerleri kadar önemli ve şereflidir."Saul Bellow
---
Politika kötülüğün yaşama geçirildiği yer olup,; gerek bireysel gerekse ayrıcalık, ahlaksızlık, yolsuzluk gibi kolektif kötülük biçimlerinin yönetimini üstlenmiş bir alandır.İktidarın bu lanetlenmiş payın ve iktidardaki -bu görevin kendilerine sunduğu tüm ikincil ayrıcalıklardan yararlanmayı uman- politikacılara da kurban edilmenin düşmesi kaçınılmaz bir sonuca benzmektedir.
---
İkili yaşamın sonunda iki kere ölünür.
Şeytana Satılan Ruh ya da Kötülüğün Egemenliği
Jean Baudrillard
Sesler yok olmuyor. Geniş ovalarda yankılanıyor. Rüzgârın taşıdığı. Kılıç şakırtıları, nal sesleri, gövdesi yarılan bir adam. Mızrak saplanmış bir atın acıyla kişnemesi. Atın yıkılışıyla bize doğru yükselen toz bulutu. Terimizle karışan tozun gövdemizi çamura bulayışı. Aynı nehir akıyor, aynı tomruklar takılıyor kayalara. Kızıl ve eflatun karışımı ufuk, birbirine sarılan iki siluet o zaman da vardılar.
Tepenin üzerinde bir deve kervanı. Göç var. Derken bir silah sesi, bir daha. Öndeki deve silueti devriliyor. Düşmüyor ama, diz çöküyor, secde ediyor adeta. Ardından peş peşe silah sesleri!..
Sesler yok olmuyor . Olaylar, insanlar gelip geçiyor ama onların sesleri baki kalıyor. Baki kalan bu kubbede bir hoş sadadır bunun için mi denmiştir? Öyleyse, birtakım Japon bilim adamları kubbedeki sesleri duymamızı sağlayacak o makineyi icat ettikleri gün duyacağımız sesler acı içindeki inlemeler, ulumalar, çığlıklar ve avazlardır elbette, hoş sadalar değil. Eşinden ayrılan yaralı ördeklerin, oğlunu yitirmiş babaların, Aslı'sından ayrılıp yanan Keremlerin dertli iniltileri bulacak kulaklarımızı.
O acıyla inlemeleri biz en çok türkülerde duyarız. Hele de bağlamanın teline vurulduğu ilk andan, aşığın tiz bir ahla başlayıp nefes alamayacakmış gibi bitirdiği bozlaklarda. Bir ayrılık, bir yoksuzluk, biri de ölümdür anlattıkları. Seher yelinden haber sorar "O ne dedi sen ne dedin varınca?" diye. Diyar diyar gezerken çan sesleri arasından sitem eder ecele: Var git ölüm bir zaman da gene gel..1
Bozlak , bozulamak'tan gelir. Hem de Türkçenin bütün lehçelerinde. Bozulamak ise devenin acı acı bağırması, daha doğrusu bozulamasıdır. Deve başka türlü bir ses bilmez. Yalnızca acı acı bozular. Birbirinden çok uzakta yaşayan göçebeler dertli dertli feryat eden aşığın bu söyleme şekli ile devenin bozulaması arasında bir benzerlik görmüşlerdir. Bozlak demişlerdir. Deliboran bozular, Karacaoğlan, Abdallar 2, Muharrem ustayla oğlu hep bozularlar.
Bilmem duymayan var mıdır, herhangi bir hayvanın, insan da dâhil acı ile inlemesini. İster Ulysses Gaze'deki 3 ulumayı duyun, ister Gabbeh'teki 4 yaşlı adamın üzüntülü feryadlarını, ister bir belgeselde yavrusu ölmüş bir kurdun, aslanın, ayının, devenin belki içli içli, belki böğüre böğüre ağlamasını. Tarifsizdir.
Geçtiğimiz günlerde yine acıyla bozuladı develer. Anadolu'da göçerliği devam ettiren son Yörük topluluğu olan Sarıkeçililer’in develerine silahlı saldırı düzenlendi. 6-7 yaşlarındaki bir deve ölürken biri ağır olmak üzere 5 deve yaralandı.