behçet necatigil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
behçet necatigil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Mayıs 2021 Salı

Hava - Behçet Necatigil Şiiri

 Hava - Behçet Necatigil

Bacadan tüten duman havaya karışıyor
Yalnız fena yoruldum demin seni düşündüm

Şimdi aşkla ilerde çok gençler top oynuyor
Öylesine dalmışlar anneleri çağırsa
Gelin, yemek yiyoruz...bozulacak hepsi.

Koşar çok zaman daha göğüslemek için ipi
Kiminle yarışıyor demin seni düşündüm.

Behçet Necatigil
Gazeller



3 Mayıs 2021 Pazartesi

Evler, Behçet Necatigil

Evler - Behçet Necatigil

İnsanlar yüzyıllar yılı evler yaptılar.
İrili ufaklı, birbirinden farklı,
Ahşap evler, kagir evler yaptılar.
Doğup ölenleri oldu, gelip gidenleri oldu,
Evlerin içi devir devir değişti
Evlerin dışı pencere, duvar.

Vurulmuş vurgunların yücelttiği evlerde
Kalbi kara insanlar oturdu.
Gündelik korkuların çökerttiği evlerde
O fıkara insanlar oturdu.

Evlerin çoğu eskidi gitti, tamir edilemedi,
Evlerin çoğu gereği gibi tasvir edilemedi.
Kimi hayata doymuş göründü,
Bazılara zamana uydular.
Evlerin içi oda oda üzüntü,
Evlerin dışı pencere, duvar.

Evlerde saadetler sabunlar gibi köpürdü:
Eve geldi bir tane, nar gibi,
Arttı, eksilmedi.
Evleri felaketler taunlar gibi süpürdü.
Kaderden eski fırtınalar gibi,
Ardı kesilmedi.

Evlerin çoğunda dirlik düzen
Kalan bir hatıra oldu geçmişte.
Gönül almak, hatır saymak arama.
Evlatlar aileye asi işte,
Bir çığ ki kopmuş gider, üzüntüden.
Evlerde nice nice cinayetler işlendi,
Ruhu bile duymadı insanların.
Dört duvar arasında aile sırları,
Bunca çocuk, bunca erkek, bunca kadın,
Gözyaşlarıyla beslendi.

Çocuklar, büyük adam yerine evlerin kiminde:
Çocukları işe koştu kalabalık aileler.
Okul çağının kadersiz yavruları,
Ufacık avuçlardan akşamları akan ter,
Tuz yerine geçti evlerin yemeğinde.

İnananların kaderi besbelli evlere bağlı,
Zengin evler fakirlere çok yüksekten baktılar,
Kendi seviyesinde evler kız verdi, kız aldı.
Bazıları özlediler daha yüksek hayatı,
Çırpındılar daha üste çıkmaya
Evler bırakmadı.

Yeni yeni tüterken ocakların dumanı
Kadın en büyük kuvvet erkeğin işinde
Erkekleri kaçtı, kadınları kaçtı
Evler dilsiz şikayet kaçmışların peşinde.

Şu dünyada oturacak o kadar yer yapıldı,
Kulübeler, evler, hanlar, apartmanlar
Bölüşüldü oda oda, bölüşüldü kapı kapı
Ama size hiçbir hisse ayrılmadı
Duvar dipleri, yangın yerleri halkı,
Külhanlarda, sarnıçlarda yatanlar.

Behçet Necatigil


8 Haziran 2020 Pazartesi

Remzi'nin Ardından - Nilüfer, Behçet Necatigil

Remzi Gürkan'ı yitirdik.Kalender dostu Mehmet İşten'in, 
Necatigil şiiriyle eşleşen sızısı oldu.


Ben oraya koymuştum, almışlar,
Arasına sıkışık saatlerin.
Çıkarır bakardım kimseler yokken; 
Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar. 

Kışken ilkyaz, sularımda açardı; 
Buzlu dağlar gerisine kaçıracak ne vardı? 
Eski defterlerde sararırmış yaprak.
Beni bana gösterecek anlamdı, almışlar.

Bir ışıktı yanardı gecelerde;
Akşam, çiçekler uykuya yattı,
Sardı karşı kıyıları karanlık-
Beni bana gösterecek lambamdı, almışlar. 

Behçet Necatigil

21 Mayıs 2020 Perşembe

The Lighthouse (2019) - Gif

The Lighthouse (2019) - Robert Eggers


"Geçer gider ömürler kışlar, baharlarla değil,
Eriyen yağlarla, sabunlarla, mumlarla geçer gider" 
                                                                        Behçet Necatigil

Yıldızlar, Behçet Necatigil

YILDIZLAR 

Seni karanlıkta yatırıyorlar.
Korkuyorsun geceden:
Bakıp bakıp pencereden,
Yatağına sokuluyorsun. 

Ben hep eski yerimdeyim, biliyorsun. 
Hava açık olduğu zamanlar 
Beni seyrediyor, seviniyorsun. 

Ne olurdu, ben de, 
Sana göründüğüm şekilde 
Odana gelseydim. 
Ateşböcekleri gibi, 
Küçücük avucunda 
Yanıp yanıp sönseydim. 

Seneler geçip gider, büyürsün. 
Bir gün olur, hepsi biter: 
Endişeler, o çocuk üzüntün 
Hepsi biter. 
Aydınlanır seninçin geceler, 
Güneş gibi görünürsün. 

Biraz sabır, küçük çocuk, biraz sabır. 
Ama, Allahın koyduğu yerde, 
Yıldızlar daima yalnızdır.



Behçet Necatigil


(Varlık, 336, 1 Temmuz 1948)

21 Mart 2020 Cumartesi

dönme dolap, behçet necatigil


Dönme Dolap

Nerden niçin mi geldim
Bilmeden bir şey diyemem, ya siz?
Hem hiç önemli değil
Geldim, yer açtılar, oturdum
Girip çıkanlar vardı
Zaten ben geldiğimde.


Başka şeyler de vardı, ekmek gibi, su gibi
Gülüşler öpüşler ne bileyim hepsi.
Doğrusu anlamadım bir düğün-dernek mi
Sonra da kimileri düşünceli, durgundu
Gidenler neye gitti doğrusu anlamadım
Zaten ben geldiğimde.


Bir luna-park mı bir konser bir gösteri
Bilmem pek anlamadım önüm kalabalıktı
Sıkıştığım yerde vakit çabuk geçti
Bak dediler baktım pek bir şey göremedim
Hem her yer karanlıktı
Zaten ben geldiğimde.


Benim tek düşüncem büzüldüğüm köşede
Nasıl kalkıp gideceğim kalk git dediklerinde
Çünkü çıkmak sıkışık sıralardan mesele
Kalkacaklar yol vermeye bakacaklar ardımdan
Az mı söylendilerdi şuracığa ilişirken
Zaten ben geldiğimde.

Behçet Necatigil

17 Mart 2020 Salı

liman, behçet necatigil


Liman 


Güçlü fırtınalarda direkleri kırılmış 

Gemiler bize sığınır - bulduk sanırız. 

Görmezler. Varsa yoksa uzaklar 
Onarırız. Giderler, kalırız. 

Sonra gecelerde. 
Bu son olsun, son Gönderme - Engine yalvarırız. 

Sonra büyür daha da 
Korkunç yalnızlığımız 



Behçet Necatigil



Not: Mehmet İşten'e, çağrışımının güzelliğinde teşekkürler ile.

20 Mart 2019 Çarşamba

dönme dolap, behçet necatigil



"...Bir luna-park mı bir konser bir gösteri
Bilmem pek anlamadım önüm kalabalıktı
Sıkıştığım yerde vakit çabuk geçti
Bak dediler baktım pek bir şey göremedim
Hem her yer karanlıktı
Zaten ben geldiğimde."

Behçet Necatigil, Dönme Dolap

8 Temmuz 2018 Pazar

buz üzerine bir yorum, behçet necatigil


Sıcak çok sıcak 
Alışmış olmalıydık 
Sıcağın geçmişi var 
Buzun geleceği yok. 

İçimize kapandıkça hüzün 
'Bir gül açılmaz yüzün tek.' 

İster gibi geri gelsin geçmişler 
Şimdi birimiz ölsek başlar tık 
Yani her şey başımızın altından 
Ansızın çekilen bir yastık.

Behçet Necatigil
(Yazı 3 , 1978)
Söyleriz

9 Mayıs 2018 Çarşamba

burç, behçet necatigil



Falınız öyle gösteriyor 
Hangi su bengi su 
Gurbetin ucundasınız. 

Bir tren ya da gemi 
Bir zaman geçiyor 
Siz de içindesiniz. 

Karanlığa çıkınca 
Bilen çıkmıyor 
Hikmet burcundasınız.

Behçet Necatigil

(Varlık, 804, Eylül 1974)

22 Ocak 2017 Pazar

kedi yokken gitmeli, tatil & behçet necatigil


Ayrılıkları birer kaçış gibidir
Alışılmış bir kedi varsa
Kedi yokken gitmeli.
Ya da bizden bıktığını
Bilmeli, gitmeli.

Behçet Necatigil-Tatil
(Türk Dili, 320, Mayıs 1978)


hani bir sevgilin vardı, behçet necatigil, erol evgin

Hani Bir Sevgilin Vardı-Erol Evgin

Gizli Sevda 
Hani bir sevgilin vardı
Yedi sekiz sene önce,
Sevindi beni görünce.
Dün yolda rastladım

Sokakta ayaküstü
Evlenmiş, çocukları olmuş
Konuştuk ordan burdan,
Bir kız, bir oğlan. 

Mesutmuş, kocasını seviyormuş,
Seni sordu
Hiç değişmedi, dedim,
Anlıyordu.
Bildiğin gibi... 

Sana selâm söyledi.
Kendilerininmiş evleri..
Bir suçlu gibi ezik,



Behçet Necatigil


12 Aralık 2015 Cumartesi

dönme dolap, behçet necatigil

 
Nerden niçin mi geldim
Bilmeden bir şey diyemem, ya siz?
Hem hiç önemli değil
Geldim, yer açtılar, oturdum
Girip çıkanlar vardı
Zaten ben geldiğimde.
 
Başka şeyler de vardı, ekmek gibi, su gibi
Gülüşler öpüşler ne bileyim hepsi.
Doğrusu anlamadım bir düğün-dernek mi
Sonra da kimileri düşünceli, durgundu
Gidenler neye gitti doğrusu anlamadım
Zaten ben geldiğimde.
 
Bir luna-park mı bir konser bir gösteri
Bilmem pek anlamadım önüm kalabalıktı
Sıkıştığım yerde vakit çabuk geçti
Bak dediler baktım pek bir şey göremedim
Hem her yer karanlıktı
Zaten ben geldiğimde.
 
Benim tek düşüncem büzüldüğüm köşede
Nasıl kalkıp gideceğim kalk git dediklerinde
Çünkü çıkmak sıkışık sıralardan mesele
Kalkacaklar yol vermeye bakacaklar ardımdan
Az mı söylendilerdi şuracığa ilişirken
Zaten ben geldiğimde.
 
Behçet Necatigil
 
(Türk Dili, sayı 111, 1 Aralık 1960;
Bütün Eserleri 2 Şiirler 2: Dar Çağ, Cem Yayınevi, İstanbul 1982, ss. 56-57)

5 Nisan 2013 Cuma

abdal, behçet necatigil





Abdal

Yürür asfalt ovalarda abdal.
Vitrinlerin düşen kepenklerinde
Hep hüzün çeşmeleri: lambalar.

Yüzer gibi önce bir tulum yavaşça

Yanaşır kıyımıza eski diclelerden
Ve fırlar ilk bedevi, dalar çadırımıza.
Nerde bu leylâ, aslı nerde?
Çıkartmalar, yağma ve leylâ!
Vurur ferhat dağlarında abdal-
Bir fener olacak ilerde bir yerde.

Sığ sularda dönen yorgun gemiler

Yangın ve tütün içinde arar da
Görmez geçer sönmüş eski feneri
Bir ses çınlar karanlıkta: Kayalar!

Ateşin daha yeni bulunduğu çağlarda

Yine böyle yanardı lambalar,
Sonra asfalt ovalarda
Akan seller ve abdal.

Behçet Necatigil

15 Nisan 2012 Pazar

abdal, behçet necatigil

Abdal

 

Yürür asfalt ovalarda abdal.
Vitrinlerin düşen kepenklerinde
Hep hüzün çeşmeleri: lambalar.

Yüzer gibi önce bir tulum yavaşça

Yanaşır kıyımıza eski diclelerden
Ve fırlar ilk bedevi, dalar çadırımıza.
Nerde bu leylâ, aslı nerde?
Çıkartmalar, yağma ve leylâ!
Vurur ferhat dağlarında abdal-
Bir fener olacak ilerde bir yerde.

Sığ sularda dönen yorgun gemiler

Yangın ve tütün içinde arar da
Görmez geçer sönmüş eski feneri
Bir ses çınlar karanlıkta: Kayalar!

Ateşin daha yeni bulunduğu çağlarda

Yine böyle yanardı lambalar,
Sonra asfalt ovalarda
Akan seller ve abdal.

Behçet Necatigil