20 Mart 2023 Pazartesi

Sağlam Adam, Bir Maskeli Geçit - Herman Melville


...

Merhamet uzun süre acı çeker de yine iyilikle mukabele eder.

...

"Görünüş başka, gerçekler başka" diye yapıştırdı cevabı beriki; "varsayıma gelince, bir alçak hakkında, alçak olduğundan başka ne varsayımda bulunabilirsin?"

...

Ben hazin meczuplarla dolu ne tımarhaneler gördüm, ve orada şüphenin sonunun nereye vardığını gördüm: Kinayelerle konuşan kişi, bir köşede cezbeye kapılmış gibi kendi kendine söylenir durur; yıllar yılı orada öylece sabit duran bir nesnedir; kafası öne düşmüş, kendi dudağını kemirir, kendi kendinin akbabasıdır; karşı köşedeki budala ise durup durup ona kaşlarını çatar.

...

New Orleanslı Fransız'ın biri, cüzdanı kendisinden daha şişkin yaşlı bir adam, bir akşam tesadüffen tiyatroya gitmiş, oyunda sanki gerçek gibi canlandırılan sadık bir eş karakterinden öylesine etkilenmiş ki evlenmekten başka bir şey düşünemez olmuş.Böylece Tennessee'den güzel bir kızla evlenmiş.İlk dikkatini çeken şey, kızın özgür davranışları olmuş, ardından kızın akrabaları da onun serbest bir eğitim aldığını, hal ve tavırlarının rahat olduğunu söyleyerek methetmişler.Övgülerin bini bir paraymış ama hepsi boş çıkmış.Çünkü çok geçmeden dedikodular hanımefendinin rahat tavırlarının başka bir anlama geldiğini kanıtlamış.Gelgelelim, pek çok Benedictlinin kesin kanıt kabul edeceği bir sürü vaka yaşlı Fransız'a arkadaşları tarafından aktarıldıysa da, adam karısına öylesine güveniyormuş ki anlatılanların tek kelimesine itibar etmemiş, ta ki bir gece, bir seyahatten beklenmedik bir biçimde dönmek zorunda kalıp da evine girdiğinde kuytu bir köşeden fırlayan bir adama rastlayana kadar: "Dilenci!" diye bağırmış Fransız, "işte şimdi şüphelenmeye başlıyorum."

...

Aziz Pavlus gayet anlamlı bir biçimde, "Bir mümin için kimse ölümü göze almaz, ama gün gelir, iyi bir adam için ölümü bile göze alacak biri çıkar."

...

Ayıklık nöbetindeki sarhoş, insanların en can sıkıcı olanı ise, mantık nöbetine girmiş coşkulu bir kişinin de pek iç açıcı olduğu söylenemez.Hakkını yemeyelim, anlayış yetisi bu sırada, önceki haline göre hayli ilerleme katetmiştir; çünkü coşku eğer çılgınlığın zirvesiyse, umutsuzluk da akilliğin en uç biçimidir.

...

Gerçek dost olabilmek için insanın durmadan dostça sözler sarfetmesi gerektiğini sanmak, batıl bir inançtır, sürekli dostça hareketlerde bulunmasını beklemek de öyle.Hakiki din gibi hakiki dostluk da edimlerden bağımsızdır bir bakıma.

...

Avustralya'da bulunan ördek gagalı sincap ilk kez doldurulup İngiltere'ye getirildiğinde, doğa bilimciler ellerindeki sınıflandırmalaa dayanarak, gerçekte böyle bir yaratığın var olmadığını ileri sürmüşlerdi.Modelin üzerindeki gaga, sonrada insan eliyle takılmış olmalıydı.

Fakat doğa istediği kadar doğabilimcileri hayrete düşüren ördek gagalı sincaplar üretsin, okuru ördek gagalı karakterlerle şaşırtmak naçizane bir yazarın ne haddine, diye düşünenler olabilir.Yazarlar insan doğasını muğlaklık içinde değil, daima şeffaflık içinde göstermelidirler, çoğu romancının izlediği yol da zaten budur ve böylelikle bazı durumlarda insanlığı onurlandırdıkları düşünülebilir.

...

Antik Yunan'da yaşamış bir soyguncu olan Procrustes, kurbanlarını işkence yatağına sığdırmak için bedenlerine zorla şekil verirdi.

...

Cimri, sıska, yaşlı bir adamdı, tuzlanmış morina balığını andıran kupkuru derisi tutuşmaya hazır gibiydi; kafası, bir ağaç budağından budalanın teki tarafından yontulmuştu sanki; yayvan, kemikli ağzı, akbaba burnuyla çenesi arasına sıkışmıştı; inatçı bir ihtiyarınkiyle bir gerizekalınınki arasında gidip gelen ifadesiyle karşılık vermedi.Gözleri kapalıydı, başının altında duran, rulo yapılmış köstebek derisinden eski, beyaz bir paltoya yasladığı yanağı, çamurlu bir kar birikintisi üzerindeki buruşuk bir elmayı andırıyordu.

Sonunda canlanarak yardımcısına doğru eğildi ve öksürükten kırılan bir sesle, "Ben ihtiyar ve sefilim, bir ayakkabı bağı kadar değeri olmayan zavallı fukaranın tekiyim- ama size borcumu nasıl ödeyebilirim?" dedi.

...

Dürüstlüğün en güvenilir makbuzu dürüst bir yüzdür.

...

Güvenin peşinden umudun gelmesi gerekir, peki umut nereden doğacak?

...

Yalan söylüyorsun! Bazı ağrılar uyuşturmadan dindirilemez ve insanı öldürmeden de iyileştirilemez.

...

İşte, al bakalım, bu arada, hazır kalkmışken git de vücudunun geri kalanına da sargı sardır.Duydun mu?Kendini tepeden tırnağa bir burnun üzerindeki bir yara gibi düşün ve defol git.

...

Sanatın mı?Kırık çıkıkçı -doğal bir kırık çıkıkçı olduğunu söylememiş miydin?Git de zıvanadan çıkmış dünyayı yerine oturt, sonra gelip benim kemiklerimi düzeltirsin.

...

Benim deneyimim -ki otuz beş çocukla çalıştım- bana ergenliğin doğal bir alçaklık durumu olduğunu kanıtlıyor.

...

İnsan doğasının genç bireyinde alçaklığın akıllara durgunluk verici sonsuz çeşidini bulabilirsiniz.

...

Bu tür oda hizmetçisi işlerine tenezzül etmiyordu beyefendi.Kasti ihmallerinin ardı arkası gelmiyordu.Üstelik, görevini suistimal ettikçe daha da kibarlaştı.

...

Her neyse, yeter: Kibar ya da laubali çocuklar, beyaz çocuklar ya da zenci çocuklar, zeki çocuklar ya da tembel çocuklar, Kafkasyalı çocuklar ya da Moğol çocuklar -hepsi birer alçak.

...

"Kabaran denize karşı, ıslak bir bez parçasıyla!" 

"Ve beyefendi, şimdi anlıyorum ki aslında sözlerinizin tamamı, dalgalı denizde ıslak bir bez parçasından başka bir şey değil; kuvvetli esen başıboş bir rüzgar; benim sözlerime tam bir tezat teşkil ediyor.

...

Ama hakikat bir çim biçme makinesi gibidir, hassas mizaçlar onun yolundan çekilmeli.

...

Şeytan çok bilgedir.Gidişata bakılırsa insanı, Yaratan'dan bile daha iyi anlamış gibi görünüyor.

...

Kinaye öylesine adaletsizdir ki, kinayeden asla haz etmem; şeytani bir yan vardır kinayede.Tanrı beni kinayeden korusun ve onun can dostu hicivden.

...

Köstebek için olduğu gibi orman adamında da içgüdüler, ilkelerden önce gelir.

...

Etrafında pek az can yoldaşı vardır, kaçınılmaz kaderi olan yalnızlığa göğüs gerer -hafife alınacak bir iş değildir bu, çünkü yalnızlık, doğru biçimde katlanıldığında, ölümü saymazsak, dayanıklılığın belki de en çetin sınavıdır.Fakat orman adamı yalnızlığa razı olmakla kalmaz, çoğu durumda yalnız kalmak için didinir.On kilometre ötede tüten bir baca, bulunduğu yeri terk ederek ormanın bir adım daha içine doğru ilerlemesi için kışkırtır onu.İnsanın, her ne olursa olsun, evrenin tamamı olmadığına, zaferin, güzelliğin, iyiliğin insanla sınırlı olmadığına mı inanır?İnsanın varlığı kuşları nasıl ürkütürse, kuş misali düşünceleri de kaçırdığını mı düşünür?Her halükarda, orman adamının mizacı incelikten hepten yoksun değildir.Kıllı bir Tarzan gibi görünse de Shetland foku gibi, onun da dikenlerinin altında belki de kürkü gizlidir.

...

Şefin keskin zekası onu olsa olsa daha zalim kılıyor.

...

Hatırlıyorum da, Sicilya'nın huysuz tiranı Phalaris'in bir keresinde gülüşü bir atın anırmasını andırıyor diye zavallı bir adamın kellesini binek taşında kestiğini anlatır.

...

Bu sürüngenin güzelliğiyle büyülendiğiniz vakit onun yerine geçmek hiç aklınızdan geçmedi mi?Bir yılan olmak nasılmış görmek?Çimenin üzerinde fark edilmeden süzülmek?Bir dokunuşla sokmak, öldürmek; güzel bedeninizin tamamı ışıltılı, ölümcül bir hançermiş gibi?Kısacası, kendinizi bilgiden ve vicdandan muaf hissetmek ve bir süreliğine tümüyle içgüdüsel, kayıtsız, sorumsuz bir yaratığın tasasız, keyifli yaşantısını sürmek arzusu hiç içinizden geçmedi mi?

...

Şu anda çıngıraklı yılan olsaydım insanlarla samimiyet kurmam söz konusu olamazdı -insanlar benden korkar, ben de çok yalnız ve mutsuz bir çıngıraklı yılan olurdum.

...

İşte İncil'deki o mühim paragraf da bu yüzden nail olmuştur; "Yılan oynatıcıyı yılan soktuğunda ona kim acır?"

"Ben acırım" dedi gezmiş-görmüş adam, sanki bir parça damdan düşmüş gibi.

"Peki ama" diye karşılık verdi diğeri, sakin tavrını elden bırakmayarak, "peki ama, doğanın acımasız olduğu yerde insanın merhamet etmesi bir parça kibirli bir tavır olmaz mı sizce?"

"Dil cambazları ne isterlerse desinler, merhamete yürek karar verir."

...

"Evet, ne olmuş" Ben tutarlı olmayı nadiren dert edinirim.*Felsefi bakış açısından, tutarlılık, her zaman belli bir düzeydedir, insanın aklındaki bütün düşüncelerde bu düzey korunur.Fakat doğa hep inişli çıkışlı olduğuna göre insan bilginin içinde doğal olarak ilerlerken, bu sürecin içerdiği doğa eşitsizliklere boyun eğmekten başka ne gelir elinden?Bilgide ilerlemek büyük Erie Kanalı'nda ilerlemeye benzer, çevrenin özelliğinden dolayı seviye değişikliği kaçınılmazdır; mütemadi tutarsızlıklarla bir yükselir bir alçalırsınız, yine de durmadan yol alırsınız; bütün bu rotanın en sıkıcı kısmı ise denizcilerin "uzun düzlük" dedikleri kısmıdır. -durgun bataklıklardan geçen, altmış mil boyunca tutarlı dümdüz bir yüzey."

...

*Ralph Waldo Emerson'ın "Kendi Ayakları Üzerinde Durma" (1841) başlıklı denemesinde geçen "Tutarlılık, dar kafalıların üzerimize saldığı bir öcüdür." sözüne nazire.

...

Egbert benim hem müridim hem de şairim.Çünkü şiir, mürekkep ve kafiyeyle değil, düşünce ve eylemle yazılır; her kim onu nerede ararsa, ancak bu yolla, yararlı bir eylem yoluyla bulur onu.

...

Herman Melville
Sağlam Adam
Bir Maskeli Geçit
İletişim Yayınları
Çeviren: Ayşe Deniz Temiz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder