6 Aralık 2013 Cuma

tahta at, soren kierkegaard, meseller


İçsel acı çekme, dışarıdakiler tarafından yanlış anlaşılmasını nasıl deneyimler?

Eski zamanlarda, bir ordu çok zalimce bir cezayı, bir tahta atı sürmek olarak uyguladı.Talihsiz adam, çok keskin bir sırtı olan tahta atın üzerine ağırlıklarla oturtuldu.Bu cezanın uygulamaya konulduğu bir keresinde, suçlu acıyla inlerken, surda yürüyen bir köylü geldi ve suçlunun cezasını çekmete olduğu tatbikat yapılan yere bakmak için durdu.Acı içinde kıvranan ve böylesi bir mankafanın görüntüsünden rahatsızolan talihsiz adam köylüye bağırdı: "Neye bakıyorsun sen öyle?" Ama köylü şöyle cevap verdi: "Eğer kimsenin sana bakmasına dayanamıyorsan, başka bir sokakta sürebilirsin atını." Tıpkı suçlunun atını sürmesi gibi, şimdiki yıl da benimle koşuyor.

Tahta At
Meseller
Soren Kierkegaard

minare gölgesi, engin ergönültaş

"Ben aslında öldüm anne..."
                                        Abdulkadir

Yanık yanık okunan sela, damlara sürtünüyor, selvilere...Yokuşlardan Haliç'e doğru akıyor.Kurban kanı gibi.Ilık ılık.Her şeyin, taşların bile ölümlü olduğunu, "aman irkilmesinler" demeden, hiçbir şeyi saklamadan, apaçık, ama her şeyin, taşların bile başlarını teker teker okşaya okşaya, derin bir merhametle anlatıyor.Meryem her şeyin öleceğini anlayacak yaşta değil.
---
Fırsatmış...Benim hayatım tamamen fırsat...Hepsi kaçıcak.Gel seyret bak nasıl kaçıyorlar.
---
Atilla bak bak...kuşlara bak!" dedi Gülnur.Kafasını gökyüzüne kaldırmıştı.Atilla "gördüm" dedi, kafasını kaldırmadan..Su birikintilerinde görmüştü...
---
Akşam ezanıyla bütün renkler, turuncular, kavuniçiler, tozpembeler, firuzeler, kan kırmızıları, hepsi birbirlerine bulaşa bulaşa, sıra sıra gökyüzüne konup konup, göçtüler.Sonra kainatın esas rengi arz-ı endam etti.
Zengüle Hacı mahallesine karanlık çöktü.
---
Sultan abla, bitmiş sela'nın ardında bıraktığı boşlukta, istediği şeyin, 'ölmek' olmadığını, ölmekten korktuğunu idrak ediyor.Aslında, ansızın yok olmak istediğini, ölmek değil.Ölüm zor iş.Yıkamasınlar, çenesini bağlamasınlar.Mezarlar, kefenler falan olmasın.Birdenbire yok olsun.Kediler de kendisiyle beraber yok olsun.Ölürse onlara kim bakacak.Arkasında hiçbir şey kalmasın..Eşyalar da; elbiseler, çamaşırlar, ayakkabılar, eski resimler..Hepsi yok olsun.Ev tertemiz, bomboş kalsın.Yeni kiracılar taşınsın.Ama, burada bi kadın varmış falan da demesinler.Hiç kimse hakkında konuşmasın.
Birdenbire yok olmaktan da daha fazlası, hiç doğmamış olmak esas istediği şey.Doğmadan önce neredeyse, orada olmak.Hiç yaşamamış olmak,  hatırasız, hiçbirşeysiz.Ne kendi tanıdığı, ne onu tanıyan...
Ruhu muhu da olmasın.Ölümden sonraki hayat da olmasın.En çok ondan korkuyor.Cehennemden değil, cennet de olsa, bir daha bir şey görmek istemiyor.İyi şeyler de olacaksa, onları da istemiyor.İyi anılarını da hatırlamak istemiyor.Hepsini unutsun.
--- 
Sanki karlar burada biraz daha yavaş düşüyorlar.

Minare Gölgesi
Engin Ergönültaş

13 Ekim 2013 Pazar

karanlık armoniler, bela tarr


"Siz Barbaros'un Preveze'deki
Müthiş yalnızlığının
Evcilini görmelisiniz bir de bendeki!"
Metin Altıok


aim for a smile, slowblow


"Ben böyle başkalarının acılarını bilmekten çıkan hiçbir teselliyi kabul etmiyordum."

che flores, nicolas sorin, dias de pesca


Che Flores
Nicolas Sorin
Dias De Pesca (2012)

yavaşlık, milan kundera


Her şey düzenlenmiş, ayarlanmış, yapay, her şey bir oyun, hiçbir şey içten değil ya da başka bir deyişle her şey sanat.Öyleyse: geciktirimi, kesinsizliği uzatma sanatı, daha iyisi: esrime, coşum durumunda olabildiğince uzun kalma sanatı.
---
Milyonlarca televizyon seyircisinin açgözlülükle seyrettikleri ölen Somalili çocuklar artık ölmüyorlar mı?Ne oldular acaba?Şişmanladılar mı, yoksa zayıfladılar mı?Somali diye bir ülke var mı hala?Dahası hiç var olmuş muydu?Bir serabın adı olmasın sakın?
---
Yapacağımız tek şey, seçmediğimiz insanlık durumuna karşı başkaldırıdır.
---
Hızın derecesi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır.Bu denklemden değişik doğal sonuçlar çıkartabiliriz, örneğin şu: Çağımız hız iblisine teslim ediyor kendini ve bu nedenle kendi kendini kolayca unutuyor.Oysa bu savı tersine çevirip şöyle söylemeyi yeğliyorum: Çağımızda unutma arzusu bir saplantı haline gelmiştir, bu nedenle, bu arzuyu tatmin etmek için hız iblisine teslim olmuştur çağımız; kendi anımsamak istemediğini bize anlatmak için hızını artırır; çünkü kendinden bıkmıştır; kendinden tiksinmektedir; belleğin küçük titrek alevini söndürmek istemektedir.

Yavaşlık
Milan Kundera

hayalet köpek, samuray tarzı, jim jarmusch


Ghost Dog, The Way Of  The Samurai, Jim Jarmusch

hagakure: saklı yapraklar


Bir şeyi okurken içinizden okuyunuz, sesli okursanız sesinizin devamı gelmeyebilir.
---
Kişi, her sabah ve her akşam tekrar tekrar zihnini öldürüp, kaybedecek bir şeyi yokmuş gibi yaşarsa, savaş yolunda özgür benliğini bulur görevini yaşamı boyunca lekesiz yerine getirir.
---
Miğfer hakkında:
Olağan koşullarda ağır olduğu düşünülür ama, kale gibi yerlere saldırırken, ok, mermi, kaya ve kütük gibi şeylerin atılması durumunda hiç de ağır olmadığını anlarsınız.
---
"Sanat kişiyi kurtarır" sözü başka yörelerin sözüdür.Bizim ailemizde sanat kişiyi mahveder.Hangi konuda olursa olsun, bir sanatı olan kişi sanatçıdır, savaşçı değildir."şu adam savaşçıdır!" dedirtmek için titizlenmeniz gerekir.Bir parça bile sanattan anlamanın savaşçılığa zarar vereceğini kavradığınız anda, tüm sanatlar yararlı olur.
---
Büyük komutanların sözleri arasında pervasızca söylenmiş sözler de vardır.Pervasızca dinlememek gerekir.

Hagakure: Saklı Yapraklar
Yamamoto Tsunetomo


ulaşır sana, aylin aslım


Köyümde açmıştır şimdi nar çiçekleri özlem özlem
Yüreğimden sevda sevda türküler söylesem sana
Tel örgüler arasından ulaşır m'ola
O en güzel yarınlara erişir m'ola...

Kör baskılar, karanlıklar, demir kapılar, taş duvarlar
Olsa da dört bir yanımda söylerim türkümü sana
Kuş sesinden, dağ yelinden ulaşır sana
Ulaşır sana o en güzel yarınlarda erişir sana...

Yürek Çağrısı/Grup Yorum

oda musikisi, selim ileri


...Yaşlı, yalnız bir insanım.Çalışmaya başladığımda otuz üç yaşındaydım.Böylesine uzun bir ömrü tüketmeme karşın hangi yalnızlıklarla akşam saatleri sokağa çıkıldığını, yollara düşüldüğünü henüz öğrenebilmiş sayılmam.

Oda Musikisi
Selim İleri