mustafa kutlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mustafa kutlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Nisan 2014 Pazar

cüz gülü, mustafa kutlu, sır


Nâgehan ol şâra vardım, 
Ol şârı yapılır gördüm, 
Ben dahi bile yapıldım, 
Taş u toprak arasında”
                                                                 Hacı Bayram-ı Veli


Gecenin bir vaktinde şehre girdim.
Sokaklarda ne bekçi vardı, ne asker. Hiçbir evin kapısı kilitlenmemişti. Gece gündüz ahalinin üzerine rahmet yağıyordu. Her mahalle bir mektep, her fert talebe idi. Bilenler bilmeyenlerden mesul, güçlüler zayıflardan sorumlu idi. Hastalar hastalıkları için üzülmüyor, sağlar sağlık sebebi ile kasıla kasıla gezinmiyordu. İnsanların elinde para, mektupların üzerinde pul yoktu.
Kimse amir değildi ve memur da yoktu.
Bu şehrin bir kapısından girip, diğer kapısından çıkıncaya kadar bildiklerimi unuttum, unuttuklarımı hatırladım. Var olan varlığım yok olmuş, yoktan varedilmiş idim.
Oradan bize tayy-ı mekân nasip oldu.
Sarığımın arasına bir katmerli gül sıkışmış onu, yani ondan yayılıp duran rayihayı, o küçümen balçığa katıp, parmak kadar saman çöpü ile karıştırdım. Bu ıssız dağ başına bu tekkeyi kurup çattım. O çocukların bakışlarından, gülüşlerinden, yüzlerinden, sözlerinden toplanıp gelen ne varsa, hayatımın bu son cüzüne, o ak sayfanın kenarına nakışlandı.
Esrarımın aslı budur.

Cüz Gülü
Sır
Mustafa Kutlu

19 Haziran 2013 Çarşamba

huzursuz bacak, mustafa kutlu


Onu biraz Ahmet Hamdi Tanpınar'a benzetiyorum.Lakabını biliyorsunuz: "Kırtıpil"dir.Devrinde kıymeti bilinmemiş olsa da, sonradan ülkenin en parlak edebiyat adamı diye kabul edildi.Kendi isteği dışında "Edebiyatçılar Birliği Başkanı" seçmişler, galiba yurtdışındaymış kendisi, "Dönünce ilk işim istifa etmek olacak" diyor, hatıralarında..
---
Yahu robot gibi adam; gel diyorsun geliyor, git diyorsun gidiyor.Bu sebeple çabuk yükseldi babam.Genç yaşta profesör oldu.Kimse onun yükselişinden pirelenmedi, önünü kesmeye kalkışmadı.
---
Bir yere ve bir kimseye bağlanmadan serseri mayın gibi sürükleniyorum.Bu tatsız bir şey ama kabul ettim.Gidiyorum, bakalım hangi kayalığa çarpıp batacağım.
---
Biz böyleyiz işte, ikinci el bir hayata evet demişiz.Varoluşçuluk, sürrealizm, bugün için postmodernizm hep öyl.Çıkara çıkara Türk Einstein'ini, Sivaslı Sindi'yi çıkarıyoruz.Gelişen bir şehrimizi "Doğu'nun Paris'i" ilan ediyoruz.
---
-Ee, sen neler yapıyorsun?Halâ aynı fikirlerde misin?
Hiç duraksamadım:
-Evet.Halâ zenginlerin servetinden fakirlerin hakkını nasıl alabiliriz, bunun formülünü arıyorum.
---
Kaynağını hatırlamıyorum ama İlhanlılar dönemi İran şehirlerinin giriş, çıkışlarında üzerinde insan (maketi?) asılı darağaçları olurmuş.Yani bu beldede yasalara uymazsanız, başınıza gelecek olan budur manasına.Trafik işaretleri de Avrupa'da böyle algılanıyor.
---
Ecdadımız içinde bazı sanatçılar benlik davası gütmemek için eserlerinin altına imza atmamıştır.Var olmak, kesretten kurtulup vahdete erişmektir."Ah teslimiyet" sözü bu manadadır.
----
-Kafamı karıştırdın.
-İyidir.Denizler durulmaz dalgalanmadan.

Huzursuz Bacak
Mustafa Kutlu