john berger etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
john berger etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ocak 2017 Pazar

fotoğraf makinesi & resim, görme biçimleri, john berger


Fotoğraf makinesiyle anlık görünümler birbirinden ayrıldı; böylece imgelerin zamana bağlı olmadıkları fikri ortadan kalktı.Başka bir deyişle makine geçen zaman kavramının (yağlıboya resim dışında) görünen şeylerin algılanışından ayrılamayacağını gösterdi.Görüşümüz neyi nerede gördüğümüze bağlıydı.Gördüğümüz şey de zaman ve yer içinde bulunduğumuz duruma bağlıydı.Her şeyin kayma noktası olarak kabul edilen insan gözü üzerinde toplandığını düşünmek olanaksızdı artık.
Elbette insanlar fotorğraf makinesinin bulunmasından önce herkesin her şeyi görebildiğine inanmıyorlardı.Oysa perspektifle görsel alan sanki ideal olan buymuş gibi düzenleniyordu.Perspektifle yapılmış her taslak ya da yağlıboya resim seyirciye dünyanın biricik merkezinin kendisi olduğunu söylüyordu.Fotoğraf makinesi -ondan daha çok da sinema makinesi- aslında böyle bir merkezin bulunmadığını gösterdi.
...
Fotoğraf makinesi, resmin fotoğrafını çekerek resmin imgesinin taşıdığı biricikliği ortadan kaldırmış oldu.Bunun sonucunda resmin anlamı değişti.Daha kesin söylersek resmin anlamı çoğaldı, birçok anlama bölündü.
...
Görme Biçimleri
John Berger

elçiler, holbein, görme biçimleri, john berger

...
Resimde iki adamın belli bir ağırlığı vardır.Adamlar fikirleri simgeleyen birçok nesneyle çevrelenmiştir.Oysa resimde ağır basan şey, adamları çevreleyen, onların vücutlarını örten malzemeler ve kumaşlardır.
...
Holbein'in Elçiler adlı yapıtının önünde gizemli, yan yatmış, söbü bir şey vardır.Çok çarpıtılmış bir kafatasıdır bu; çarpıtıcı bir aynada yansıyan bir kafatası.Kafatasının resme nasıl girdiği, elçilerin bunu neden istediği konusunda çeşitli yorumlar vardır.Yorumların hepsi bunun bir ölüm simgesi olduğunda birleşir.Ortaçağda, kafatası ölümün varlığını sürekli anımsatan bir imge olarak kullanılıyordu.
...
Resimde iki adam kendilerinden emin ve resmidirler: Aralarındaki ilişki açısından bakıldığında rahattırlar.Peki, ressama -ya da bize- bakışları nasıldır?Gözlerinden, duruşlarından, kimse onları tanımasa da olurmuş gibi bir şey okunmaktadır.Sanki başkaları onların değerlerini anlayamazmış gibi bir bakış.Adamların ait olmadıkları bir şeye bakar gibi bir halleri vardır.Onları çevreleyen ama adamların dışında kalmak istedikleri bir şeydir bu.En iyisini düşünürsek onları çevreleyen, onları alkışlayan bir kalabalık, en kötüsünü düşünürsek, rahatlarını kaçıran insanlar olabilir bunlar.
...
Üst raftaki bilimsel araçlar denizcilikte kullanılıyordu.Deniz yollarının tutsak ticaretine, ticaret gemilerine açıldığı sıralardaydı bu.Öbür kıtaların zenginlikleri bu gemilerde Avrupa'ya aktarılıyordu.Bu zenginliklerle sonra sanayi devriminin çıkış noktası olan kapital birikimi sağlandı.

1519'da Magellan, V. Charles'ın desteğiyle dünyayı dolaşmak için yola çıkmıştı.Magellan'la bu yolculuğu planlayan gökbilimci arkadaşı, kaandıklarının yüzde yirmisini ve ele geçirdikleri topraklardaki yönetim hakkını kendilerine ayıracaklarını İspanya Sarayı'yla yaptıkları bir anlaşmayla saptadılar.

Alt raftaki küre Magellan'ın bu yolculuğunu gösteren yeni bir küredir.Holbein Fransa'da bulunan ve soldaki elçiye ait olan toprakların adını küreye yazmıştır.Kürenin yanında bir aritmetik kitabı, bir ilahi kitabı,bir de ud vardır.Bir ülkeyi sömürgeleştirebilmek için insanlarını Hıristiyan yapmak, onlara hesap öğretmek gerekiyordu; böylece onlara dünyada en ileri uygarlığın Avrupa uygarlığı olduğu kanıtlanıyordu.Elbette Avrupa sanatı bunun dışında değildi.

Elçiler-Holbein
Görme Biçimleri
John Berger

yoksul balıkçı çocuklar, frans hals, görme biçimleri, john berger


Sıradan "gündelik yaşam" resimleri -Hals gibi bir ustanın elinden çıktıkları zaman bile- çok değişikti.
     Yoksul insanlardır bunlar.Yoksullar da sokakta ya da köylerde görülür.Oysa bir evin içinde gösterilen yoksullar insana güvenlik duygusu verir.Bu resimlerdeki yoksullar sattıkları şeyleri sunarken gülümsüyorlar.(Dişleri görünecek biçimde gülümsüyorlar; resimlerde zenginler hiç böyle gülümsemez.) Varlıklılara gülümsüyorlar -kendilerini onlara kabul ettirmek, aynı zamanda bir şey satmak ya da bir iş çıkarmakumuduyla gülümsüyorlar.Böylesi resimler iki şeyi bir arada söyler: Yoksullar mutludurlar; varlıklılar dünya için bir umut kaynağıdır.

Görme Biçimleri
John Berger

frans hals, yaşlılar bakımevinin yöneticileri, görme biçimleri, john berger

...Frans Hals'ın yaptığı son iki büyük resim, on yedinci yüzyılda Hollanda'nın Haarlem kentindeki Yoksul Yaşlılar Bakımevi'nin erkek yöneticileri ve kadın yöneticilerini gösteren resimleridir.Bunlar ısmarlanmış seyirlik portrelerdir.O zamanlar artık seksenin üstünde yaşlı bir adam olan Hals, yoksuldur.Yaşamının büyük bir kısmı borç içinde geçmiştir.Bu resimleri yapmaya başladığı 1664 yılının kışında kendisine genel vakıftan iki yük tezek verilmiştir, yoksa soğuktan ölecektir.Hals'a modellik edenler işte böyle bir vakfın yöneticileridir.
...
Erkek ve kadın yöneticiler karşılarında duran Hals'a, ününü yitirmiş, vakıf yardımıyla yaşayan yoksul, yaşlı adama bakmaktadırlar: Hals onları her şeye karşın nesnel olmaya (yani bir yoksulun bakışından kurtulmaya) çalışan yoksul bir adamın gözleriyle inceler.Resimdeki dram budur aslında."Unutulmaz Çelişki"nin dramı..

Görme Biçimleri
John Berger

3 Ağustos 2014 Pazar

düğüne, john berger

Körlük de sinema gibidir, çünkü gözler burnun iki yanında değil, hikaye nereye çekiyorsa ordadır.
---
Bir adamı karanlıkta, denize bırakıp gitmeyi hiç denediniz mi?O kadar basit bir iş değildir bu.
---
Bir zamanlar neyin nasıl olduğunu her şeyden çok kuş sesleri hatırlatır bana.
---
Herifçioğlu güneş gözlüklü, omuzuna bir de fotoğraf makinesi asmış.Güneş gözlüğü yüzünden gözlerini göremiyorum.Hem insan eski Mısır'da hiç güneş gözlüğü takar mı?
---
Babam şu bilimsel ilkeyi açıklamıştı bana.her şey nasıl yaslandığına bakar.Tekerlekli bir araç viraj almak ya da yön değiştirmek isterse, işin içine bir merkezkaç gücü girer, diyor babam.Bu güç bizi enerjiyi korumaya çalışan süredurum yasasına göre dönemeçten düz çizgiye çekmeye çalışır.Bir köşeyi dönerken en az enerji gerektiren durum düz gitmektir, işte o anda bir zorlanmayla karşılaşırız.Ağırlığımızı dönemece doğru veririz, böylece motosikletin ağırlık merkezini kaydırırız.Bu da merkezkaç gücü ve süredurum yasasını dengelemiş olur!Kuşlar da havada aynı şeyi yaparlar.Yalnız diyor babam, hava kuşların yolculuklara çıktıkları değil, yaşadıkları yerdir!
---
Tekerlekleri her yöne dönen bir sedyede dışarı çıkaracaklardır beni.
---
Hiçbir şey düzlük kadar gizleyici değildir.Demiryolcu ovayı boydan boya geçiyor.İnsan ayağı bir cesede takılıncaya kadar bir gece önce orada nasıl bir şiddetin yaşandığını bilemiyor.
---
Kendimi verme hünerim alındı elimden.Kendimi birine sunacak olsam, ölüm sunarım ona.Sokakta yürürken delikanlıların bana baktıklarını görünce, hep ölüm olduğumu hatırlıyorum.Bana bir kere, iki kere ya da yüz kere yaklaşacak olsan, ben de seni seversem, ölürsün.Ama kaput kullanınca bir şey olmaz, diyorlar.Kaput olunca kauçuktan bir zar giriyor seninle ölümün arasına, seninle benim arama da kauçuktan bir zar.Kauçuk yalnızlık..Sonsuza kadar kauçuk yalnızlık.Hiçbir şey birbirine değmiyor artık.
---
Afedersin, diye mırıldanıyor.
Aynı boktan kelime, diyorum kendi kendime, geğirdiklerinde, ayağınıza bastıklarında kullanılan aynı kelime.bu yüzden avazım çıktığı kadar bağırıyorum.
---
Onu hasta eden, ama ölümünü bir süre geciktiren ilaçlar veriyorlar ona.Bu süre içinde acı var, bekleyiş var ama umut yok...Hiçbir şey her şeye nasıl dönüştürülür?
---
Şurdaki buji yığınını görüyor musun?Bir tren vagonunu dolduracak kadar çok.Aslında, Gino, bunların porselen kısımları yeniden kullanılabilir.Birbirinin benzeri olan şeyleri bir araya koyarsan, aynı olanlarla olmayanları ayırırsın.Ömrüm boyunca bunu yaptım.Herkes her şeyi birbirine karıştırıyor.Her şeyi aynı yere atıyorlar.Çöplükler böyle oluşuyor.Çöp diye bir şey yok oysa.Kaldırıp attığımız şeylerin karışıklığıdır çöplük.
---
Geleceğiniz yok sizin.Şurdaki radyatörlerin bile daha çok geleceği var sizden.
---
Bak, şunu iyi anla, çektirdiğin bir şeydir acı, çektiğin değil.Çöptür acı çekenler.Kendilerini savunamazlar, bu da onların çöp olduğunu gösterir.Nasıl konuştuklarına bak, çektirmen gerektiği için çektirdiğin şeydir acı.Bu da senin efendi olduğunu gösterir.
---
Düşünün bir kere, insan çevresinde kendisinin deli olduğuna inanan bir sürü başka insanla altı ay boyunca nasıl bir arada yaşayabilir?
---
Alışkanlığımızı kaybetmişiz.
Uçma alışkanlığımızı mı?
Hayır, uçurumda yaşama alışkanlığımızı.
---
Sonsuzluktan önce ne yapacağız?
Acele etmeyeceğiz.

Düğüne
John Berger