gül ve telve etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gül ve telve etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Şubat 2021 Cuma

Gül Kangren Oldu, Seyhan Erözçelik, Gül ve Telve

Gül Kangren Oldu

Ayağı kesilen adam,
zaman zaman kesik ayağının
kaşındığını hissedermiş.

Çoktan patlamış olan iltaap,
bu yüzden hâlâ zonkluyor!

Güle kan girmiş.

Seyhan Erözçelik
Gül ve Telve

4 Şubat 2021 Perşembe

Gülün Hançeresi, Gül ve Telve - Seyhan Erözçelik

Hançeremde saksağan var,
kalbimde sansar...
Yürüdükçe ürkerdi kadınlar...

Bir sağa bir sola,
haykıra haykıra...

Ama benim sesim kısık artık.
Gültozları kaçtı boğazıma
Diken battı topuğuma...
En ince yerimden vurulmuşum ben.

Hançeremde saksağan vardı,
kalbimde sansar...

Aya baktım, topuğumdan vuruldum.

İflah olmaz artık bu dert.
Kimse sevmez aysarları...

Gün doğuyorsa eğer.
Yani gün doğuyorsa eğer...

Şimdi hançerem saksağan,
kalbimde sansar -

Gül yaprakları battı damarlarıma.

Sansar gözlerini kırpıştırdıkça
yapraklar yüzüyor kanımda.

Sansar kan pompalıyor gözleriyle,
sözleriyle...

Etözüm de bir gül gibi kuruyor.

Gül gibi.


Seyhan Erözçelik
Gül ve Telve


13 Aralık 2020 Pazar

Rosebud - Seyhan Erözçelik, Gül ve Telve

ROSEBUD (*)

Çiyler donmuş.Dolayısıyla kırağı yağmış.

Topuğuma kırağı battı.
Ve ben neden ölmedim? 
Çünkü kırağı kalbimde.
Ruhum kırağı. 

Çocukken topuğuma
kırağı battı benim. 
Annem söyledi, 
topuğuma kırağı batmış benim. 
Ve ben o zaman ölmüşüm.
Yani ben bir kez öldüm. 

Ben çocukken ölmüşüm. 

Annem söyledi.
Bir daha ölmem.
Annem söyledi,
ben çocukken ölmüşüm.
Bir daha ölmem ben. 

(Ölüm,
çocukluk hastalığıysa eğer!) 

Topuğuma kırağı batınca,
ben ölmüşüm. 
Topuğumdan, 
kırağıyla vurulmuşum.

Canevimden vurulmuşum.

Kırağı, birbirlerini kesen doğrularla, yani birbirini kesen eliflerle örülür.Gökten yağan eliflerle.Toz ve kırağı, birbirine karşıdır.Toz, elif haline varamaz.
Su olmadıkça, yağmadıkça.

Elifler, tozu yok eder.Yeryüzüne, tozun bulunduğu yerlere
yeni bir düzen getirir.

Birbirini kesen eliflerin düzeni.

Kesmek?

Bu en iyi kırağıdan anlaşılır.

Kırağının ömrü, bir çocuğun topuğuna,
yani benim topuğuma raslayınca
ya da güneş çıkıncaya kadardır.

Ay, kırağıyı etkiler.
Biçimlenmesinde payı vardır.

Kır!

Ruhta ağırdır.

Kırda gün ağarır, çocuk topuğuyla vurur.

Gökyüzü kırılır.

Elifler toz olur.

Gözümü kesen elifler toprağa dökülür,
benim peşime düşer.

Kırağı benim.

Ben, yani çocuk.Çocuğun saf yüzü.

(En şeytan yüzü.)
Kırağı çocuğu. Isırgan yaprakları büyüyor kalbimde.
Bir çocuğun topuğu, yani benim topuğum, kırdı kırağıyı.
Kırağı parçaları, kalpteki dokuları parçaladı, kesti. Kırağı eridi,
kesikler kaldı. Kırağı,
çelikten daha soğuk. Topuk, tozu eşeliyor.
Toz içinde bir şeyler bulmaya çalışıyor

Ama her şey donuk!

Sabah feci bir donla karşılaştık. Kırağı ve buz kırarken, baktım,
herkes aynı şeyi yapıyor.

Gökkuşağı insanların nasıl hoşuna gidiyorsa,
demek ki kırağıları topuklamak da hoşuna gidiyor.

Kırağının içi boş olduğu için, kırılırken çıkan ses de
o kadar ilginç.
(Olamaz! Yoksa Ahileas'ın çığlığı mı bu!)

Sanki bir çalgı gibi.
Çok ince cam bardakların kırılması gibi.

Belki de kristal bir kemiğin.

Hala dağılmadıysan,
sen bu şiiri unur,
beni unutma.
Ben,

gençlik ne demek,
biliyorum.

Zaren topuğumdan vurulmuşum-


1993-1996


Seyhan Erözçelik
(1962 - 2011)

(*) Rosebud: goncagül