feridüddin attar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
feridüddin attar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Şubat 2016 Salı

mahmud ile yol başındaki derviş, feridüddin attar, ilahiname


Vaktiyle Mahmud ordusuyla gidiyordu
Yolda karşısına bir derviş çıktı

Şah ovada ona selam verdi
Derviş de selamını alıp yoluna devam etti

Temiz yaradılışlı şah askerlerine dedi
Kendini beğenmiş şu dervişe bakın

Derviş ona dedi: Akıllı biriysen
Derviş senin gibi olur; niye bana nispet edersin?

Yüzden çok şehre, köye gittim
Her mescitte senin yoksulluğunu gördüm

her evde arpa arpa, hatta yarım arpa
Senin gibi yoksul için vergi topluyorlar

Hiçbir pazar, dükkan görmedim ki
Senin zulmünnden oradan feryat yükselmesin

Şimdi, gözün iyi görüyorsa
Bak, ikimizden hangisi yoksul acaba?

Feridüddin Attar
Mahmud ile Yol Başındaki Derviş
İlahiname

emirülmü'minin ali ile karınca, feridüddin attar, ilahiname














Bir gün sıcak basmışken Ali gidiyordu
Yolda giderken bir karıncaya zarar verdi

O karınca çırpınıyor, kıvranıyordu
Ali onun acizliğini görünce çok üzüldü

Korktu, son derece muzdarip oldu
Böyle bir aslanın hali bir karınca yüzünden altüst oldu

Çok ağladı, birçok yönteme başvurdu
Sonunda karınca tekrar yürümeye koyuldu

Geceleyin rüyasında Mustafa'yı gördü
Ona "Ali! Yolda acele etme" dedi

İki gündür bir karınca yüzünden
Gökler yas tutuyor senin yüzünden

Kendi gidişinden haberdar değilsin
Yolda giderken bir karıncayı incitirsin

İncittiğin o karınca çok manalı bir varlıktı
Karıncanın işi gücü Allah'ı anmaktı

Ali'nin vücuduna bir titremedir geldi
Allah'ın aslanı bir karınca yüzünden tuzağa düşmüştü

Peygamber dedi: Rahat ol, üzme kendini
O karınca Allah katında şefaatçin oldu

Yarabbi, bu işte Haydar'ın bir kastı yoktur
Şimdi bu yana düşmanlıksa, doğru değildir

Değerli insan! Bil ki bu, din derdindendi
Bu aslan bir karıncaya karşı öyleyken böyleydi

Cesarette güçlü olan Haydar gibi biri
Gördün işte, bir karıncanın terkine bağlıydı

...
Feridüddin Attar
Emirülmü'minin Ali ile Karınca
İlahiname

ilahiname'den, feridüddin attar


Umut denizinde kan oldu gönlüm
Perişan halde kaldım; nasıl umut ederim  

(Münacaat)
---
Buradan kıl ucu kadar yükselirsem
Kanatlarım yanar tecelli nuru yüzünden

(Peygamberin Miracı)
---
Hepsi de gayretli himmetli çocuklardı
Başı dik durmayı adet edinmişlerdi  

(Birinci Makale)
---
Benim muradım budur; gerçekleşmezse
Dinim olmasın benim divanelikten başka 

(Birinci Makale)
---
Putun karşısında başımı yere koymam
Pervasızca bedenimden kesilse de başım

Sevgiline aşkında bir muhannesten geriysen
Geride değilsin ama bu yolda bir karıncadan  

(Rum'da Esir Düşen Alevi ile Alim ve Muhannes)
---
Bir köpekten aşağı olursun dinle şu sözü
Bir köpekten çok görürsen kendini  

(Adil Nuşirevan ile Yaşlı Ekinci) 
--- 
Alemdeki bütün cüzler dert sahibidir
Başını ortaya koyup meydana çıkmıştır  

(Azrail ve Süleyman ile O Adam)
---
Hak derdiyle dertlenmiş gönül üzerine
Altmış dokuz buluttan keder yağar  

(Mancınık Taşıyla Yaralanan Genç)
---
Aşığın ne yaptığını sen ne bilirsin
Darağacı onun secde ettiği yerdir  

(Fahreddin-i Gorgani ile Sultanın Kölesi)
---
Hangi gönül Tanrı ile diriyse
Kötülerin kınamasından zerre kadar korkmaz 

(Darağacındaki Hüseyin Mansur-i Hallac)
---
Kendi gönlünden haberi olmayan biri
Bir başkasının gönlüne nasıl bulur yolu?  

(Yusuf-i Hamedani)
---
Her nasılsa bir hırsızın elini kestiler
Ses etmedi; elini aldı gitti 

(Eli Kesilen Hırsız)
---
Madem bu kadeh kuyuya düşmek gibidir
Bu yolda düşmek haram olsun sana 

(Babanın Cevabı)
---
Üstümüze bir gül yaprağı düşecek olsa
Bizden daha zavallı kimi görebilirsin? 

(Ateş ile Kav)
---
Daha sonra dedi: Münezzeh Rabbim
Bir avuç topraktan gelen küstahlık nedir?

(Mahşer Günündeki Günahkar)
---
Gönlün nedir? Musa.Nefsin Firavun
Yüz renkli ateşten tastır dünya dediğin 

(Sultan Sencer ile Abbase-yi Tusi)
---
Madem alemdeki her zerre bir engeldir
Bir zerren varsa, hesabını verirsin  

(Sultan Sencer ile Abbase-yi Tusi)
---
Senin hükmünle çıktım bu evden
Madem sen varsın; işte gittim ben divanen

(Tanrı'ya Sırrını Açan Divane)
---
Seni kendi haline bırakmayacaklardır
Senin bunca ömrünü kaza etmen gerekir  

(Bozorchmir ile Enuşirvan)
---
Madem bugün zevalsiz bir mülk yoktur
Bugün ne ararsın onu?Çünkü kemali yoktur  

(Sultan Mahmud Avda)
---
Fakrın sırrını gören büyükler
Mevcut saltanatı verip dervişliği aldılar  

(İbrahim Edhem ile Hızır)
---
Fakrın sırrını gören şahlar
Bir ihtiyarın gölgesine sığındılar  

(Süpürgeotu içinde Para Kesesi Bulan Adam)
---
Doğuda yaşayan bir ihtiyar varsa
Tesadüfen ayağı tökezlese taşa

Bir yerde kırık bir köprü olsa
Bir keçinin yolunu kesmişse

Sen batıda olsan, senden korkmazlar
Hey habersiz! Sana sormalarından kork 

(Harun ile Behlül)
---
Hey dünya!Bizi yetiştirmekten kazancın
Ne olacak kanımızı dökmekten başka  

(Doğan ile Tavuk)
---
Biricik insan! Saçların pamuk gibi ağarmış
Zamane seni pamuk atar gibi atacak  

(Fatma'nın Çeyizi)
---
Ama fillerin ayakları altında ölmek
Cimrilerin elinden ekmek yemekten iyidir 

(İsa Hikayesi)
---
Alçak birinin ekmeğiyle doymaktansa
Kılıç yarası daha uygun düşer sana 

(Adil Nuşirevan)
---
Bir günlük yaşama umudu yoktur
Yüz yıllık gam onun canında toplanmıştır  

(Dünyayaı Kötüleme-1)

İlahiname
Feridüddin Attar
Farsça'dan Çeviren: Mehmet Kanar

3 Ağustos 2014 Pazar

mantıku't tayr, kuş dili, feridüddin attar

Bırakın da kendi kuyumun içinde kendi Yusuf'umu arayayım.Belki kaybettiğimi bulur, ben de onunla sevinçle uçarım.
---
Kalbi bozulmuşların içinde aşk barınmaz.
---
Çuldan yatak dahi, yol kesenin olur.Onu da atmak, ya da doğru yolda yakmak gerek.
---
Nasip, insanın hayali kadardır ve bir hayaldir.Hiç kimse halin ve hayalin ne kadar olduğunu bilmez.
---
Madem ki bir hakikat güneşi vardır, her zaman var olacaktır, öyleyse ne zerre kalsın ne gölge.
---
Ne birisinin gönlüne girebildim, ne de kendi gönlüme sığabildim.
---
Kırk seneye yakın bir zaman oldu; kendimden habersiz bir ömür sürüyorum.

Mantıku't Tayr
Feridüddin Attar