Boynuzlu hayvanlardan biri
Aslanı yaralamış nasılsa,
Birkaç yerinden.
Küplere binmiş haşmetli:
Canı yanmasın diye bir daha
Yemek yerken,
Sürgün ettirmiş hemen
Bütün boynuzlugilleri.
Boğalar, koçlar, keçiler,
Hep yurtdışı edilmişler:
Boynuzlu hayvan ara da bul,
Ne geyik kalmış ne gazel.
Bir tavşan, bu korkulu günlerde,
Kendi gölgesini görmüş yerde:
Bakmış dimdik iki kulak, tıpkı boynuz.
- Yandık, demiş tavşan;
Ya savcının biri çıkar,
"Böyle uzun kulak olmaz, boynuz bunlar" diye tutturursa?
Hemen gitmiş cırcırböceğine:
- Komşu, demiş; hakkını helal et,
Bana haram gayrı bu memleket:
Kulaklarıma boynuz denmeden
Gitmeyelim buralardan;
Fazla uzun mübarekler!
Hem kısa da olsalar,
Bu zamanda korkulur;
Kuzu kulağı bile boynuz olur.
- Ne boynuzu, demiş cırcırböceği;
Aptal yerine koyma beni.Seninki boş kuruntu:
Allah'ın yarattığı kulak
Boynuz olur mu?
- İsterlerse olur, demiş tavşan;
Boynuzun dik âlâsı olur hem de.
Ağzınla kuş tutsan
Laf anlatamazsın o zaman.
La Fontaine
Çeviri: Sabahattin Eyuboğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder