"Efendinin kaderi kölesinin alnında yazılıdır."
Türk Atasözü
...
Benim ceddim ezelden yeniçeridir.Bilir misin bu nesilden nefer çıkmış, zabit çıkmıi, ama ilaç için olsun bir tane çorbacı ya da daha üst zabit çıkmamıştır.Ben Sabit'in şeytanın bacağını kırmasını istiyorum.Silah taliminde bir mesele yok.İstekle öğreniyor ama bilmiyor ki, Bektaşiliğin fazlası onun kalbini yumuşatır, vurması gereken yerde gerektiği gibi vuramaz, can alması gerekirken bağışlar da, başına felaketler gelir.Bizim mesleğimizde merhamet ancak düşünülerek yapılacak bir şey, ne zaman zayıflık ve acizlik halini alacağını önceden göremezsin.Hayat denen oyunda bizim hissemize, az düşünce, çok karar düşmüş, bunu inkar edemeyiz.Bu çocuk iki arada bir derede kalırsa diye korkarım.Bir taraftan kıyıcılık, bir taraftan aşk yolu, zor iştir.Ademoğlunun içinde zorluklar, nefsinde daralmalar doğurur.İkisi birden olmaya kalkarsan hiçbirini olamazsın.Bunun için tarikatımızın büyükleri, "Her yerde olan hiçbir yerdedir, bir yerde olan her yerdedir." demişlerdir.Bu çocuk dervişlik, babalık yoluna girerse tarikatın çocuğu olur, ocağın değil.
...
Hazreti Ali ölmez boncuk gözlüm, her devrin bir Alisi vardır.Ortaya çıkmasını bekleriz.
...
...Yoksa görülmüş duyulmuş şey midir, "Sultanım ihtilal yapacağız haberin ola!" diye beyanname yazmak?Ocaklıdan haberin var mı Sarı?Sence kimler yapmıştır bu işi?Biraz düşündüm."Aklıma kimse gelmiyor Baba.Bildiğin gibi zabitlerin çoğu seferde.Muhafız olanları, çoğu Saray'a sadık adamlar.Her gün yiyip içip İslambul'da kalabildikleri için sultana dua ediyorlar.Bunu olsa olsa karakulluklardaki genç oğlanlar yapmıştır.""Yok Sarı, yok, bu genç oğlanların işi değil.Bu, akıllı, üstelik tecrübeli, üstelik eli kolu uzun adamların işi" "Fakat Baba Erenler, yazdıkları hepimizin istediği şeyler değil mi?" diye sordum."Mesele o değil Sarı.Anlamaz mısın, ne dediğin kadar nasıl dediğin de önemlidir.Şimdi aklıma gelen şu: Bunu ya Moskof ya Nemçeliler yaptı.Üstelik onlar da bu beyanname gibi işlere yabancı değildir.Ya kıl verdiler, bizim yoldaşlar da senin gibi "Nasılsa istediğimiz bu" deyip alet oldular.Ama şimdi Saray, "Görüyor musunuz ocaklıyı.Devleti Ali bin türlü dert içinde kafirle boğuşurken ihtilal beyannameleriyle bizi arkadan vuruyor" diyebileceklerdir.Üstelik ihtilal yapacaksan ilan etmezsin.Yaparsın olur biter.Nerede görülmüş ilan ederek ihtilal yapmak?"
...
Bak cumhuriyetçi Frenklerden padişah korkmaz.Bunların ödü patlar.Padişah, "Yahu bunlar krallarını kestiler," demez, ama ulema "Yahu bu dinsizler papazları doğramıştır," deyip telaşa kapılır.Ortada mesele yokken, bunlardan birine 'papaz' desen, yer yerinden oynardı.Bırak ulemayı, ahaliyi, cinler ile perileri bile seferber ederlerdi.Ama şimdi pabuç pahalı olunca kendi kaderleri için papazların kaderinden dersler çıkarmayı çok iyi bilirler.Mevleviler kadar, bu durum da onları çok huzursuz etmektedir.Ama kötü, kötü olan halkın bölünmesi, ulemada bu güç ve kabiliyet vardır.
...
Sabah kalktığımda ilk hissettiğim şey, omuzlarımın arasında bir kafa değil, bir kilise çanı taşıdığım oldu.Sokaktan gelen en küçük ses, evdekilerin yürürken ahşapta çıkardığı sesler, bu çana bir devin tokmağı gibi çarpıyordu.Bir çan ne kadar düşünebilirse ben de o kadar dün geceyi düşündüm ve birden "Eyvah" diye bağırdım.
...
"Büyük ağalara, kıdemlilere danışıyor musun?" diye sordumç"Yok ağam," dedi "ne danışacağım.Kimse yukarı bakmıyor, şimdi herkes aşağı bakıyor.Herkes kendi dibinin derdine düşmüş.Ne gelirse aşağıdan gelecek.Aşağıda da biz varız işte.Bir başımıza biz."
...
"Bekleriz Sarı Ağam" diyordu, "çubuğu yaktık, nargileyi doldurduk, zamanını bekleriz.Az kaldı, ha bugün, ha yarın.Aklında olsun, sokaklarda gecenin bir vakti, 'Sabahtır!' diye bir ses duyarsan, sakın çıkayım falan deme.Otur oturduğun yerde.Yeterince adam vardır.Sen bize oturduğun yerde faydalısın." "Demek bu kadar yakın," dedim."Eyvallah Ağam, bu kadar yakın," dedi.
...
"Rumeli'den geldi bir çıtak.
Bayram ertesi ya kılıç oynayacak ya bıçak"
Anonim, İstanbul destanından.
...
Silivri Kapısı'na kadar taşıttım Habib'i.Abdurrahman Derviş'in evine.Orada yıkadık.Temizledik.Gülsuları döktük.Gül gibi koksun istedik.Yine de olmadı.Sabah, her adımı rüşvet olan yeni bir yolculukla, darmadağın edilmiş, tüm yeniçeri ve Bektaşi mezarları dağıtılmış olan mezarlığa götürdük.Sırladık.Bir hafta sonra düz bir mezar taşı yaptırdım garibimin başına.Sadece "Hüvelbaki" yazıyordu üzerinde.
...
Reha Çamuroğlu
Son Yeniçeri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder