4 Temmuz 2019 Perşembe

turhan selçuk çizgileriyle "ağalı dünya", aşık ihsani



Ağa'nın Adamlarının Vurduğu Ziynet'e Ağıt:

Bu kez gelişinde bir gece kaldı,
Ertesi gün bulamadık özünü.
Aynı gece birileri ağanın,
Çizgi çizgi kanatmıştı yüzünü.

Kimselerin olmadığı bir anda,
Vurmuşlardı ağbeysini ormanda,
Babasını sap taşırken harmanda,
Anasını döverkene dizini.

Ondan kalıyordu ablasıgilde,
Ablacığı onun gelindi ilde,
Okuyordu orda, her yıl tatilde,
Gelir köyde geçirirdi yazını.

Geç zamandı köye bir haber düştü,
Seğirtti muhtara Korucu Rüştü,
Çoban Ali, onu dağda görmüştü,
Kel Ağanın ederkene sözünü.

Kancık, daha dünkü çocuk, yaşı ne?
Tek başına çıkmış, dağda işi ne?
Kaptık silahları, düştük peşine,
Tepe, bayır sürekoduk izini.

Yolda Kel Ağanın adamı Hazım,
"Kuduzdur" o dedi, ölmesi lazım,
Bunun üzerine kuşkulu Kazım,
Çekti vurdu komşusunun kızını.

Yanaştık yanına, yerde yıkıktı,
Eti gömleğinden çıkık çıkıktı,
Önce baktı, baktı, dişini sıktı,
Arkasından açık kodu gözünü.

Çizim: Turhan Selçuk


Rüstem'in Anasına Yakarışı:

Anacığım be, akşam eve dönünce,
Neden hep ağlıyon, gülsen olma mı?
Köyde bana "piç" diyorlar, ne dimek,
Birinden öğrenip gelsen olma mı?

Bugün, Abuzit'in süslü Memed'i,
Gördüydüm, elinde ağ ekmek yedi,
Bir ısırık istediydim vermedi,
Versin deyi haber salsa olma mı?

Okula komadı bizi Kel Ağa,
Odunu yoğumuş, iletti dağa,
Taş kestiydi, basamıyom toprağa,
Ayağıma papuç alsan olma mı?

Tahsildar, tefeci, hükümet, kanun,
Dam, su, inek, eşek hepsi mi onun?
Öyle ise şu dünyada ağanın,
Olmadığı bir yer bulsan, olma mı?

Çizim: Turhan Selçuk

Rüstem'in, Hapisten Çıktıktan Sonra Köylüleriyle Dertleşip Söyleşisi:

Aldı Rüstem:

Bana şu ağanın yerini bulun,
Binmesin bir daha sırtına kulun,
Mapusun, sakatın, öksüzün, dulun,
Hesabını soracağım ona ben.

Aldı Anası Nazlı:

Biz biri bulmayız, o harcar bini,
Nesini söyleyim, der, sini sini,
Kelağa yamandır koru kendini,
Kurbanlar olayım oğul, sana ben.

Aldı Rüstem:

Memleketi şeyhle ağa bürüdü,
Ödün alabildiğine yürüdü,
Fakir fıkaranın canı çürüdü,
Daha fazla dayanamam, buna ben.

Aldı Komşuları Mum Zeliha:

Hainin biri o, gösterme aman,
Vur, nerde görürsen yıkılsın hemen,
Bir canım var, gerekirse her zaman,
Vermeye hazırım, senden yana ben.

Aldı Diğer Komşuları Kul Emine:

İnsan idim kula değişti adım,
Gün geçmez bozulur, ağzımda tadım,
Ezildim, eridim, bittim kalmadım,
Kâfirin işinde günden güne ben.

Aldı Rüstem:

Madem ki rahat yok, sakata, sağa,
Öyle ise, durduğumuz ne çağa?
Haydin arkadaşlar kahrolsun ağa,
Yürüyelim, geçiyorum, öne ben.



Bizim köyün Kel Ağası bir sabah,
Çökmeye başladı, çöktü ha çöktü,
Boğazından aldığını burnundan,
Dökmeye başladı, döktü ha döktü.

Vermezken yoksula izbeyi, ini,
Bir yerin dibinde buldu kendini,
Topraksız yaşayan sular bendini,
Yıkmaya başladı, yıktı ha yıktı.

Gayri, ne bir zulüm, ne bir kolay kâr,
Hiçbiri kalmadı, ağaya bunlar,
Köyümüze ılık ılık kanunlar,
Akmaya başladı, aktı ha aktı.

Abdullah, onardı kırık dişini,
Kutnu ile sarmaladı döşünü,
Hardalların Rıza eğik başını,
Dikmeye başladı, dikti ha dikti.

Murtaza mapustan, Kevser dulluktan,
Mehmet ömrü boyu kula kulluktan,
Danalar, sıpalar boyunduruktan,
Çıkmaya başladı, çıktı ha çıktı.

Eğri Yusuf, Kırık Osman, Çil Mine,
Topalın Zeliha, Gülbahar Nine,
Herkes kendi emeğini kendine
Çekmeye başladı, çekti ha çekti.


Ağalı Dünya
Aşık İhsani
Çizimler: Turhan Selçuk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder