...
"Hüzün saklanamayan şeylerden değildir." Kim kurmuştu bu cümleyi, ne zaman kurmuştu?Bilmiyordu."Bir Haziran günüydü evet" diye geçirdi kadın çinden bir şeylere inanmak istermiş gibi.Uzun boylu, kanepenin üzerine oturmuş dalgın dalgın kulak memesini okşuyordu.Kadından -savunmasız bir anını yakalayıp- bir parça almıştı nasıl olsa.Netameli de olsa bir bağ kurulmuştu aralarında ona göre.En doğrusu belki de akışına bırakmaktı.Kirli sakallıya göz ucuyla baktı, neşe içinde köşelerinde taba rengi üçgenler olan hasır bavulunu seviyordu.Şaşırarak düşündü: "Her şeyi sevemez ki insan, yaralanarak hiç sevemez." Kirli sakallı kucağındaki bavulla birlikte dans eder gibi yaparak bir şarkı mırıldandı bir süre.Uzun boylu iyice şaşırdı ve şöyle düşündü: "Yağmur yağsa bile bu kadar sevemez insan bir bavulu." (Ona göre yağmur her şeyi daha güzel ve iyi kılıyordu.) Acaba içind ne vardı bu bavulun, neden bu kadar seviyordu onu?Bunları bir an aklından geçiren uzun boylu adam kadına döndü ve sanki kadınla ilgili düşünceleri bir an bile yer değiştirmemiş gibi, "Parçan bende" diye mırıldandı ve ekledi: "Farkında bile değilsin sen hiçbir şeyin." Kadın duymazdan gelinmenin acısını biliyordu ve o yüzden duymazdan geldi.
...
Bir Bavul İçin Noktürn (Hiç Çekilmeyecek Bir Film)
Yalçın Tosun
Peruk Gibi Hüzünlü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder