rus edebiyatı dersleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
rus edebiyatı dersleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Aralık 2019 Cumartesi

çehov üzerine, vladimir nabokov, rus edebiyatı dersleri


...



Yeni tanıştığı radikal gazeteci ve hikaye yazarı Korolenko'ya "Hikayelerimi nasıl yazarım biliyor musunuz?" demişti."İşte şöyle!"

"Masasına baktı" diyor Korolenko, gözüne çarpan ilk nesneyi alıp -kül tablasıydı bu- önüme koydu ve şöyle dedi: "İstiyorsan, yarın bir hikayen olacak.Kül tablası isminde."

O anda kül tablası büyülü bir dönüşüm geçiriyormuş gibi geldi Korolenko'ya: "Bazı belirsiz durumlar, henüz somut biçim kazanmamış serüvenler, kül tablasının etrafında billurlaşmaya başlamıştı bile."

...

Hiçbir yazar böylesine hazin karakterleri, Çehov kadar az vurguyla yaratmamıştır."Arabada" adlı öyküden yaptığımız şu alıntı özetliyor bu karakterleri: "Ne tuhaf, diye düşündü; Tanrı niçin zayıf, mutsuz, işe yaramaz insanlara bu kadar hoş bir tabiat, mahzun, hoş, nazik gözler bahşediyor -niçin bu kadar çekiciler?"


...

Aynı muhteşem hikayede (Çukurda), kıza Rusya'da nerelere gittiğini anlatan bir berduş köylü vardır.Köylünün dediğine göre bir gün, muhtemelen siyasi görüşleri nedeniyle Moskova'dan sürgün edilmiş bir beyefendi onunla Volga Nehri üzerinde bir yerde karşılaşınca, üzerindeki paçavralara ve yüzüne bakıp gözyaşlarına boğularak "Vah," demiştir, "ekmeğin kara, günlerin kara."

...
Nükteci insanlar için, Çehov'un kitapları hüzünlü kitaplardır; şöyle ki, ancak mizah anlayışı olan okurlar onlardaki hüznü takdir edebilir.Sesi kıs kıs gülmeyle esneme arası çıkan yazarlar vardır -bunların çoğu profesyonel mizahçılardır mesela.Bir de kıkırdamayla hıçkırarak ağlama arası bir şey olanlar vardır -Dickens bunlardan biridir.Ayrıca yazarın, güzel bir trajik sahnenin ardından tamamen teknik bir rahatlama sağlamak amacıyla bilinçli olarak başvurduğu o berbat türde mizah vardır -ama gerçek edebiyata yabancı bir numaradır bu.Çehov'un mizahı yukarıdakilerden hiçbirine dahil değildi; tamamen çehov tarzıydı.Ona göre hadiseler aynı anda hem komik hem de kederliydi, ama kederli tarafı görmeden eğlenceli tarafı da göremezdiniz; çünkü ikisi birbiriyle bağlantılıydı.

...



Gogol gibi bir söz mucidi değildir Çehov; günlük giysileri içinde gider partilere.Böylece Çehov, bir yazarın söz tekniğinde fevkalade bir canlılık bulunmadan veya cümlelerini eğip bükmeye fevkalade önem vermeden de mükemmel bir sanatçı olabileceğinin iyi bir örneğini teşkil eder.Turgenyev oturup bir manzarayı tartışmaya koyulduğunda, ifadelerinin pantolon ütüsü gibi düzgün olmasına dikkat eder; bacak bacak üstüne atarken gözü çoraplarının rengindedir.Çehov bunlara aldırmaz; bu hususlar önemsiz olduğundan değil -çünkü bazı yazarlar için, doğru terkip mevcut olduğunda bunlar doğal ve çok güzel bir biçimde önemlidir -ama Çehov'un terkibi sözel inceliklere hayli yabancı olduğundan.Bir parça kötü grameri yahut gazeteden alınmış gibi duran gevşek bir cümleyi önemsemezdi hatta.İşin büyülü kısmı Çehov'un, akıllı bir aceminin kaçınacağı kusurlara müsamaha göstermesine, kelimeler içinde sokaktaki adamı, tabiri caizse sokaktaki kelimeyi görmekten hayli memnun olmasına rağmen, sanatsal güzellik aktarımı hususunda zengin nesrin ne olduğunu bildiklerini sanan birçok yazara baskın çıkmayı başarmasıdır.

...

Çehov'un ince mizahı, yarattığı hayatların griliğine sinmiştir.



...

Çehov'un hikayelerinde sürekli tökezlemeler görürüz ama bu tökezlemeler, yıldızlara bakan birinin tökezlemeleridir.Mutsuzdur bu adam ve başkalarını da mutsuz eder; kardeşlerini, en yakınındakileri değil, en ırağındakileri sever.Uzak bir ülkedeki zencinin  hali, bir Çinli hamal, Urallar'daki bir işçi ona, komşusunun kara bahtından ya da karısının sorunlarından daha keskin bir manevi acı verir.

...

Daha da ileri gidip Dostoyevski'yi ya da Gorki'yi Çehov'a tercih edenlerin asla Rus edebiyatının ve Rus hayatının temellerini, daha önemlisi evrensel edebiyat sanatının temellerini kavrayamayacağını söyleyeceğim.Ruslar tanıdıklarını Çehov'u sevenler ve sevmeyenler olarak ikiye ayırmayı oyun edinmişlerdi.Sevmeyenler makbul insanlar değildi.


...

Öykü gerçekten sona eriyor sayılmaz.Çünkü insanlar yaşadıkça dertleri, düşleri ve umutları da olası ve kesin bir sonuca bağlanamaz.

...


Avrupalı yazarlar arasında iyiyle kötüyü, kötünün geleneksel şiirde olduğu gibi tek bir bülbül, iyinin ise doğada olduğu gibi birkaç taneyi birden öttürmesiyle ayırt edebilirsiniz.

...

Çehov'un kitaplarının (sıkıntılı çevirilerinin bile) mümkün olduğunca çok okunmasını ve okurken tıpkı yazarın arzuladığı şekilde hayaller kurulmasını içtenlikle tavsiye ederim.Yanağından kam damlayan Golyat'lar çağında, narin Davut'lara dair bir şeyler okumakta fayda vardır.Tüm o kasvetli manzaralar, iç karartan çamurlu yolların kıyısındaki kurumuş söğütler, gri göklerde kanat çırpan gri kargalar, sıradan bir köşe başında akla geliveren olağanüstü hatıra -totaliter devletlere tapanların bize vaat ettiği o güçlü, mağrur dünyaların parıltısı içinde, bu hazin donukluğun, bu tatlı güçsüzlüğün, Çehov'un yarattığı bu güvercin grisi dünyanın kıymetini bilmek gerekir.

Vladimir Nabokov
Anton Çehov Üzerine
Rus Edebiyatı Dersleri
İletişim Yayınları


nabokov ve yalınlık, rus edebiyatı dersleri

...
Eğitimcilerin değil de, eğiticilerin -kitapların içinden seslenmeyip de kitaplardan söz eden kişilerin- yazdığı o berbat ders kitaplarını görmüşsünüzdür belki; kuşkusuz görmüş olacaksınız.Size büyük bir yazarın asıl amacının, gerçekten de büyüklüğünün başlıca ipucunun 'yalınlık' olduğunu söylerler.Bunlar öğretmen değil, bozguncu.Böyle yoldan çıakrılmış kız ya da erkek öğrencilerin, şu ya da bu yazara dair yazdıkları sınav kağıtlarını okurken -belki de okuldaki ilk yıllardan anımsanan- 'biçemi yalın' ya da 'biçemi açık ve yalın' ya da 'biçemi güzel ve yalın' ya da 'biçemi oldukça güzel ve yalın' gibisinden deyimlerle sık sık karşılaşırdım.Ama 'yalınlığın' boş laf olduğunu unutmamalı.Hiçbir büyük yazar yalın değildir.Saturday Evening Post yalın olabilir.Gazete dili yalın olabilir.Upton Sinclair yalın olabilir.Annemiz yalın olabilir.Dergiler yalın olabilir.Lanet okuma yalın olabilir.Ama Tolstoy'lar, Melville'ler yalın değildir.

Vladimir Nabokov
Rus Edebiyatı Dersleri
İletişim Yayınları

20 Aralık 2019 Cuma

dostoyevski üzerine, vladimir nabokov, rus edebiyatı dersleri


1848'de birkaç Avrupa ülkesinde gerçekleşe ayaklanmalardan sonra, Rusya'da bir gericilik dalgası ortaya çıkmıştı; telaşa kapılan hükümet, muhaliflerin hiçbirine aman vermiyordu.Petraşevskiciler tutuklandı; tutuklananlar arasında Dostoyevski de vardı."Suç planlarına dahil olmaktan, Belinski'nin (Gogol'e yazdığı) yazdığı, Ortodoks Kilisesi'ne ve Yüce İktidar'a yönelik saygısızca ifadelerle dolu mektubu çoğaltmaktan ve özel matbaaları kullanarak diğerleriyle birlikte, hükümet karşıtı yazıları dağıtmaya teşebbüsten" suçlu bulundu.Petro ve Pavel Kalesi'nde yargılanmayı bekledi; kalenin komutanı, atalarımdan General Nabokov'du.

...

Dostoyevski Sibirya'daki dört esaret yılını, katiller ve hırsızlarla birlikte geçirdi; sıradan mahkumlarla politik mahkumlar arasında hiçbir fark gözetilmiyordu.Bu yılları "Ölüler Evinden Anılar" (1862) kitabında betimledi.Anlattıkları hoş şeyler değildir.Yaşadığı tüm aşağılamaları, zorlukları ve aralarında yaşadığı suçluları ayrıntılı olarak betimlemiştir.Dostoyevski bu ortamda aklını tamamen yitirmemek için, bir tür kaçış yolu bulmak zorundaydı.Kaçış yolunu işte o yıllarda geliştirdiği nevrotik Hristiyanlıkta buldu.Aralarında yaşadığı mahkumlardan baılarının, canavarlıklarının yanında zaman zaman insani özellikler göstermesi tabiidir.Dostoyevski bu belirtileri toplayıp, üzerlerine basit Rus insanının çok yapay ve patolojik bir idealizasyonunu inşa etti.Sonraları sapacağı manevi yolun ilk adımıydı bu.

...

"Duygusal" ile "duyarlı"yı ayırt etmemiz lazım.Duygusal biri boş zamanlarında gayet gaddar olabilir.Oysa duyarlı biri asla zalim değildir.
...
Duygusal etki, onun hoşlandığı türden bir çelişkiye yol açıyordu: erdemli insanları acınası vaziyete düşürmek ve bu vaziyetin içinden merhametin son bir nebzesini bulup çıkarmak.

...

Bütün karakterlerin "günahın içinden gelerek İsa'yı bulma"larından, yahut Rus yazarı İvan Bunin'in dobra dobra söylediği gibi, "İsa'nın her tarafa dökülüp saçılma"sından pek hoşlanmıyorum.

...

Edebiyatla uğraşmanın bir yönteminden daha bahsedeceğim; bu en basit ve belki en önemli yöntemdir.Bir kitaptan nefret etseniz bile, nefret ettiğiniz yazardan farklı ve daha iyi bir bakış açısı yahut daha iyi ifade biçimleri tahayyül ederek, yine sanatsal bir haz alabilirsiniz.

...

Dostoyevski'nin fiziksel çile ve aşağılanmanın namuslu kişiyi geliştireceğine tutkuyla inanmasının kökeninde, kişisel bir trajedi yatıyor olabilir.Sibirya'da mahpusken, içindeki özgürlük aşığından, isyankardan, bireyciden bir şeyler kaybettiğini, en azından hevesinin törpülendiğini hissetmiş olmalıdır; fakat oradan "daha iyi bir adam" olarak döndüğünü inatla savunmuştur.

...


Fare Deliğinden Notlar (1864) Üzerine
(Yeraltından Notlar)

Alçalmışlıktan keyif almak, Dostoyevski'nin gözde temaları arasındadır.

...

Fare-adamın isyanı yaratıcı bir dürtüye değil, kendisinin bozuk ahlaklı, ahlaki açıdan güdük biri olmasına dayanmaktadır; tabiat yasaları, yıkamayacağı taştan bir duvardır onun gözünde.Fakat burada yine bir genellemeye, bir alegoriye saplanırız; çünkü belirgin bir amaç, belirgin bir taş duvar çağrışımı yoktur ortada.Bazarov (Babalar ve Oğullar) bir nihilistin yıkmak istediği şeyin, köleliğe de cevaz veren eski düzen olduğunu biliyordu.Buradaki fare ise, kendisinin icat ettiği, taştan değil kartondan yapılma dünyaya garezini dile getirmektedir sadece.

...

Yedinci bölümün başında Dostoyevski'nin tarzının iyi bir örneğini buluruz; Garnett'in çevirisini gözden geçiren Guerney bu kısmı çok güzel aktarmıştır.

"Fakat bunların hepsi tatlı hayallerden ibaret.Söylesenize, insanların kötülük yapmasının gerçek çıkarlarını bilmemelerinden ileri geldiğini ilk ortaya atan kimdir, aydınlanan insanın gerçek çıkarını görünce, kötülük yapmayı hemen bırakıp iyi ve onurlu biri olacağını, çıkarının sadece iyilik yapmakta olduğunu anladığı ve hiç kimse de kendi çıkarlarına aykırı davranmayacağı için hep iyilik yapmak zorunda kalacağını ilk kim uydurdu?Hey gidi saf çocuk!Temiz yürekli bebek!Dünya kurulalı beri insanların yalnız kişisel çıkarlarını düşünerek hareket ettikleri görülmüş müdür?Peki göz göre göre, yani gerçek çıkarının nerede olduğunu bildiği halde bunu umursamadan, hiç kimsenin ve hiçbir şeyin onları zorlamadığı başka, tehlikeli bir yolu tutan ve kaderin kendilerine çizdiği yoldan yürümek varken, kasten yapar gibi yeni, çetin, saçma, karmakarışık bir yol keşfetmekte inat eden milyonlarca örneğe ne demeli?İnatçılık ve dik kafalılık onlara çıkarlarından daha tatlı geliyor anlaşılan."

Vladimir Nabokov
Çeviren: Yiğit Yavuz
Rus Edebiyatı Dersleri
İletişim Yayınları

19 Aralık 2019 Perşembe

turgenyev, babalar oğullar & bazarov üzerine, vladimir nabokov, rus edebiyatı dersleri


O günlerde Rusya koskoca bir rüyaydı: Kitleler uykudaydı -mecazen.Entelektüeller gecelerini uykusuz geçirirlerdi - fiilen; oturup konuşarak yahut sabahın beşine kadar düşünüp durduktan sonra yürüyüşe çıkarak.Kendini -soyunmadan- yatağa atmalar -ve- öylece-pinekleyip-oturmalar ya da elbisesini üstüne geçirivermeler falan vardı bolca.Turgenyev'in genç kızları genellikle yataktan hemen kalkıp tel çemberli eteklerini giyerler, yüzlerine soğuk su çarpıp, güller gibi taze halleriyle bahçeye koşarlar; oradaki çalılıkta kaçınılmaz buluşma gerçekleşir.

...

Turgenyev, Babalar ve Oğullar'da, 1840'ların iyi niyetli, beceriksiz ve zayıf insanlarıyla, devrimci yeni "nihilist" gençlik arasındaki  ahlaki çatışmayı sergiler.Bu genç neslin temsilcisi olan Bazarov, saldırgan şekilde materyalisttir; onun için ne din, ne estetik ya da ahlaki değerler söz konusudur."Kurbağalar"dan başka hiçbir şeye inanmaz; onların da tek anlamı, kendi pratik bilimsel deneylerinin sonuçlarıdır.Ne ayıp, ne utanç bilir.Tam anlamıyla etkin bir adamdır.Turgenyev Bazarov'u hayli takdir etse de, bu genç adam aracılığıyla pohpohladığını düşündüğü radikaller öfkeliydiler ve Bazarov'u, kendi karşıtlarını memnun etmek üzere çizilmiş bir karikatür  olarak değerlendirmişlerdi.Turgenyev'in, tüm yeteneğini tüketmiş, bitik bir adam olduğunu beyan ediyorlardı.Turgenyev ne diyeceğini bilemez haldeydi.İlerlemeci topluluğun sevgilisiyken, iğrenç bir umacıya dönüşmüş olarak bulmuştu kendini.Turgenyev çok kibirli biriydi; sadece şöhret değil, şöhretin dışsal belirtileri de çok önemliydi onun için.Çok gücenmiş, hayal kırıklığına uğramıştı.O sırada yurtdışındaydı ve hayatının geri kalanını yurtdışında geçirip sadece arada bir, kısa süreliğine döndü Rusya'ya.



Vladimir Nabokov
Çeviri: Ayşe Nihal Akbulut
Rus Edebiyatı Dersleri
İletişim Yayınları

17 Aralık 2019 Salı

gogol üzerine, vladimir nabokov, rus edebiyatı dersleri



Gogol Şeytan'ın varlığına, Tanrı'nın varlığına nazaran çok daha ciddi şekilde inanıyordu.

...

İnsan görüşüyle bir böceğin çok yüzlü gözünün algıladığı resim arasındaki fark, en iyi filtreyle yapılmış bir yarımton resimle, sıradan gazete baskılarında gördüğümüz, iri taneli filtrelemeyle elde edilmiş resimler arasındaki farka benzer.Gogol'ün eşyayı görme biçimiyle, ortalama okur ve yazarların eşyayı görme biçimini de aynı kıyaslamaya tabi tutabiliriz.Onun ve Puşkin'in ortaya çıkmasından önce, Rus edebiyatı yarı kör haldeydi.Sadece aklın yönlendirdiği anahatları algılayabiliyordu.Renklerin kendisini göremiyor, bir köpek misali, Avrupa'nın antik dönemden kalma basmakalıp isim-sıfat bileşimlerini kullanmakla yetiniyordu.Gökyüzü maviydi, şafak kırmızı, yapraklar yeşil, güzelin gözleri kara, bulutlar griydi, vs. Sarıyı ve menekşe rengini ilk gören Gogol (ondan sonra da Lermontov ve Tolstoy) olmuştu.Gökyüzünün gün doğumunda soluk yeşil, bulutsuz bir günde koyu mavi olması, 18. yüzyıl Fransız edebiyat ekolünün katı, basmakalıp renk şemalarına alışmış "klasik" tabir edilen yazarlara, sapkın bir saçmalık gibi gelirdi.Demek betimleme sanatının asırlar içindeki gelişimi, görüntü açısından, çok yüzlü gözün tek parça ve muazzam derecede karmaşık bir organ haline gelmesi, ölü ve donuk "kabul görmüş" renklerin yavaş yavaş gölgelenmeye başlayarak, şaşırtıcı hayranlık verici yeni uygulamalara imkan tanınması sürecinde izlenebilir.Rusya'dakiler bir kenara, herhangi bir yazar daha önce o çarpıcı anı, ağaçların altındaki toprakta güneşle gölgenin yarattığı hareketli şekilleri ya da gün ışığı yapraklar üzerine düştüğünde meydana gelen renk oyunlarını fark etmiş miydi, bilmem.Manet'in tabloları o günlerin uzun favorili cahillerini nasıl şaşırttıysa, Ölü Canlar'da Plüşkin'in bahçesinin betimlenişi de Rus okurunu öyle şaşırtmıştı:



...

Absürd, Gogol'ün gözde perisidir; fakat "absürd" derken, yabansı veya gülünç olanı kastetmiyorum.Absürd olanın tonları ve seviyeleri, trajik olanınki kadar çoktur ve üstelik, Gogol söz konusuyken absürd,  trajiğin sınırlarında dolaşır.Gogol'ün karakterlerini absürd konumlara yerleştirdiğini öne sürmek yanlış olur.Bir insanın yaşadığı dünyanın tümü absürd ise, onu absürd bir konuma yerleştiremezsiniz; yani "absürd"ten anladığınız, bir kıkırdama ya da omuz silkme ise.Ama kastınız acınası bir durum, insanlığın hali ise; bu kadar acayip olmayan dünyalarda yer alan ulvi emellerle bağlantılı şeyler, en derin acılar, en güçlü tutkularsa kastınız, o zaman elbette ihtiyacınız olan yarık oradadır ve Gogol'ün karabasanımsı, sorumsuz dünyasının orta yerinde kaybolmuş acınası bir ademoğlu, bir tür ikincil karşıtlıkla "absürd" olacaktır.

...

Gogol'ün tarzının dokusundaki boşluklar ve delikler, alsında yaşamın kendi dokusundaki kusurları ima eder.Çok yanlış olan bir şeyler vardır ve herkes, onlara çok mühim görüne meşguliyetlere sahip yumuşak huylu deliler iken, absürdce mantıklı bir kuvvet, onların beyhude işlerine devam etmelerini sağlamaktadır; hikayenin gerçek mesajı budur.Bu apaçık beyhudelik, beyhude alçakgönüllülük ve beyhude tahakküm dünyasında, tutkuyla, arzuyla ve yaratıcı çabayla erişilebilecek en yüksek paye, terzileri de müşterileri de kendine hayran bırakacak yeni bir paltodur.
...
Çok sayıda ülkeye gittim; tesadüf ettiğim, Gogol'ü hiç duymamış bazı kişilerin tutkulu düşlerini, Akaki Akakiyeviç'in paltosuna benzer şeyler süslüyordu.

...

Toparlarsak hikaye şöyle ilerler: Lakırdılar, lakırdılar, lirik bir dalga, lakırdılar, lirik bir dalga, lakırdılar, lirik bir dalga, lakırdılar, fantastik bir zirve, lakırdılar, lakırdılar ve tekrar hepsinin çıktığı karmaşaya dönüş.Elbette sanatın bu en üst noktasında, edebiyatın derdi, mazlumlara acımak yahut zalimleri lanetlemek değildir.Edebiyat şimdi insan ruhunun gizli derinliklerine hitap etmelidir ki, buralarda diğer dünyaların gölgeleri, isimsiz ve sessiz gemilerin gölgeleri misali geçip gider.

Vladimir Nabokov
Çeviren: Yiğit Yavuz
Nikolay Gogol
Rus Edebiyatı Dersleri
İletişim Yayınları

8 Temmuz 2018 Pazar

gogol'ün paltosu, vladimir nabokov, rus edebiyatı dersleri

...
Absürd, Gogol'ün gözde perisidir; fakat "absürd" derken, yabansı veya gülünç olanı kastetmiyorum.Absürd olanın tonları ve seviyeleri, trajik olanınki kadar çoktur ve üstelik, Gogol söz konusuyken absürd, trajiğin sınırlarında dolaşır.Gogol'ün karakterlerini absürd konumlara yerleştirdiğini öne sürmek yanlış olur.Bir insanın yaşadığı dünyanın tümü absürd ise, onu absürd bir konuma yerleştiremezsiniz; yani "absürd"ten anladığınız, bir kıkırdama ya da omuz silkme ise.Ama kastınız acınası bir durum, insanlığın hali ise; bu kadar acayip olmayan dünyalarda yer alan ulvi emellerle bağlantılı şeyler, en derin acılar, en güçlü tutkularsa kastınız, o zaman elbette ihtiyacınız olan yarık oradadır ve Gogol'ün karabasanımsı, sorumsuz dünyasının orta yerinde kaybolmuş acınası bir ademoğlu, bir tür ikincil karşıtlıkla, "absürd" olacaktır.
...
Çok yanlış olan bir şeyler vardır ve herkes, onlara çok mühim görünen meşguliyetlere sahip yumuşak huylu deliler iken, absürdce mantıklı bir kuvvet, onların beyhude işlerine devam etmelerini sağlamaktadır; hikayenin gerçek mesajı budur.
...
Çok sayıda ülkeye gittim; tesadüf ettiğim, Gogol'ü hiç duymamış bazı kişilerin tutkulu düşlerini, Akaki Akakiyeviç'in paltosuna benzer şeyler süslüyordu.
...
Akaki Akakiyeviç'in boyun eğdiği süre., yani paltonun yapılması ve giyilmesi, aslında onun soyunması ve adım adım, çırılçıplak bir hayalete dönüşmesi sürecidir.Hikayenin en başından itibaren, Akakiyeviç gerçekleştireceği doğaüstü yüksek atlayışa hazırlanır; onun ayakkabıları eskimesin diye sokakta parmak uçlarına basarak yürümesi veya sokağın ortasında mı kaldığının ayırdına varamaması gibi görünüşte zararsız ayrıntılar, kâtip Akaki Akakiyeviç'in yavaş yavaş erimesine sebep olur; öyle ki hikayenin sonuna doğru, kâtibin hayaleti, onun varlığının en elle tutulur, en hakiki paröçası haline gelir.
...
Son derece önemli bir bilgi, hikayenin temel yapısal fikri, burada Gogol tarafından maskelenmektedir (çünkü aslında hakikatin kendisi bir maskedir).Akaki Akakiyeviç'in paltosuz hayaleti sanılan adam, aslında onun paltosunu çalan kişidir.Ama Akaki Akakiyeviç'in hayaleti sadece paltosuzluğuyla göze çarpmış olduğu için, şimdi hikayenin en tuhaf paradoksuna düşen bir polis memuru, hayaleti tam da antitezi olan kişiyle, yani paltoyu çalan şahısla karıştırmaktadır.Demek hikaye tam bir fasit daireyi tasvir ediyor: Fasit bir dairedir bu; zaten tüm daireler fasittir; elmalar, gezegenler, yahut insan çehreleri kisvesine bürünmüş olsalar da.

Toparlarsak hikaye şöyle ilerler: Lakırdılar, lakırdılar, lirik bir dalga, lakırdılar, lirik bir dalga, lakırdılar, lirik bir dalga, lakırdılar, fantastik bir zirve, lakırdılar, lakırdılar ve tekrar hepsinin çıktığı karmaşaya dönüş.Elbette sanatın bu en üst noktasında, edebiyatın derdi, mazlumlara acımak yahut zalimleri lanetlemek değildir.Edebiyat şimdi insan ruhunun gizli derinliklerine hitap etmektedir ki, buralarda diğer dünyaların gölgeleri, isimsiz ve sessiz gemilerin gölgeleri misali geçip gider.
...

Vladimir Nabokov
Rus Edebiyatı Dersleri  / Nikolay Gogol - Palto (1842)
İletişim Yayınları
Çeviri: Yiğit Yavuz

betimleme ve görme biçimleri, vladimir nabokov, rus edebiyatı dersleri


...
İnsan görüşüyle bir böceğin çok yüzlü gözünün algıladığı resim arasındaki fark, en iyi filtreyle yapılmış bir yarımton resimle, sıradan gazete başlıklarında gördüğümüz, iri taneli filtrelemeyle elde edilmiş resimler arasındaki farka benzer.Gogol'ün eşyayı görme biçimiyle, ortalama okur ve yazarların eşyayı görme biçimini de aynı kıyaslamaya tabi tutabiliriz.Onun ve Puşkin'in ortaya çıkmasından önce, Rus edebiyatı yarı kör haldeydi.Sadece aklın yönlendirdiği anahatları algılayabiliyordu: Renklerin kendisini göremiyor, bir köpek misali, Avrupa'nın antik dönemden kalma basmakalıp isim-sıfat bileşimlerini kullanmakla yetiniyordu.Gökyüzü maviydi, şafak kırmızı, yapraklar yeşil, güzelin gözleri kara, bulutlar griydi, vs.Sarıyı ve menekşe rengini ilk gören Gogol (ondan sonra da Lermontov ve Tolstoy) olmuştu.Gökyüzünün gün doğumunda soluk yeşil, bulutsuz bir günde koyu mavi olması, 18. yüzyıl Fransız edebiyat ekolünün katı, basmakalıp renk şemalarına alışmış "klasik" tabir edilen ayzarlara, sapkın bir saçmalık gibi gelirdi.Demek betimleme sanatının asırlar içindeki gelişimi, görüntü açısından, çok yüzlü gözün tek parça ve muazzam derecede karmaşık bir organ haline gelmesi, ölü ve donuk "kabul görmüş" renklerin yavaş yavaş gölgelenmeye başlayarak, şaşırtıcı hayranlık verici yeni uygulamalara imkan tanınması sürecinde izlenebilir.Rusya'dakiler bir kenara, herhangi bir yazar daha önce o çarpıcı anı, ağaçların altındaki toprakta güneşle gölgenin yarattığı hareketli şekilleri ya da gün ışığı yapraklar üzerine düştüğünde meydana gelen renk oyunlarını fark etmiş miydi, bilmem.Manet'in tabloları o günlerin uzun favorili cahillerini nasıl şaşırttıysa, Ölü Canlar'da Plüşkin'in bahçesinin betimlenişi de Rus okurunu öyle şaşırtmıştı:



Vladimir Nabokov- Rus Edebiyatı Dersleri
Ölü Canlar - Gogol

puşkin şiiri


O meşhur haklara pek kıymet biçmem ben,
Çoklarının ki onlardır başını döndüren.
Gücenmem tanrılara da bahşetmediler diye bana
Vergilere itiraz etme bahtiyarlığını ya da
Çarların bitmek bilmez savaşlarına;
Ve vız gelir bana esasen basın özgür mü
Budalanın gözünü boyarken yahut hassas sansür
Dergi yazılarında sıkıştırırken maskarayı köşeye.
Bütün bunlar, bilirsiniz işte, yine sözcükler, sözcükler,
                                                                                  sözcükler.
Başka daha iyi hakları şair önemser
Başka, daha iyi bir özgürlük gerekir ona
Çara tabi yahut halka bağlı olmuşsun -
Fark eder mi bizim için?Canları sağ olsun.
                                                                    Kimseye
Hesap vermemek - bir tek ve yalnız kendine
Hizmet etmek, hoş tutmak gönlünü ve iktidar için ya da bir
uşak kaftanı
Bükmemekte mesele ne boynunu ne fikrini ne vicdanını;
Kendi keyfin için diyar diyar gezinmek,
İlahi güzelliklerine doğanın hayret ederek,
Ve sanat ve ilham yaratıları karşısında
Titreyip coşmalı insanın sarsılan ruhu.
- İşte mutluluk burada! İşte hak bunda...

Çeviren: Yiğit Yavuz
Rus Edebiyatı Dersleri/Vladimir Nabokov

(Şiiri, Rusça aslından çeviren Günay Çatao Kızılırmak)