bayramilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bayramilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Mart 2018 Pazar

sütçü beşir ağa, melamilik ve melamiler, abdülbaki gölpınarlı

Beşir ağanın Silivri'ye yakın bir yerde bir çiftliği varmış.Yazın oraya gider, kışın İstanbul'da oturur; çiftliğinden getirdiği ineklerin sütünü sattırırmış."Sütçü Beşir Ağa" telkibine sebep budur.Kendisi fevkalade nafiz olduğu gibi Koniçe'li bulunduğundan yeniçeri ocağının erkânı da hemşehrileri idi.

Müstakim zade'nin risalesindeki bir hikayeden anlaşıldığına göre züvvarı o kadar fazla idi ki huzuruna ancak nöbetle girilebiliyordu.

Bundan maada İskenderiye'den gelen birçok Bektaşi ve Hurufi arnavutlar da hemşerisi olmak münasebetiyle konağında misafir oluyorlardı.Bu gibi halat, hakkında sui zannı badi olduğu gibi bilhassa tarikat şeyhlerinin hasedini de celbediyordu."Ümmi"liği de şeyh efendilere vesilei taarruz olup hakkındaki dedikodu büyüye büyüye devlet ricaline kadar aksetti.

Nihayet Dördüncü Mehmed'in Edirne'ye ve Sadrı azam Köprülü zade Fazıl Ahmet Paşa'nın Avusturya seferine hareketleri esnasında halkı tedhiş ve iskat için Şeyhulislam Sun'i zadenin fetvasile Fener bağçe'de 90 yaşını mitecaviz bulunduğu halde Fener dahilinde ihnak edilmiş ve cesedi denize atılmıştır.Kendisile beraber 40 müridi de boğulmuştur.(1073)

Hamzaviler, bu kırk kişinin Beşir Ağanın katlinin ertesi günü "Babı fetva"ya gidip "Beşir ağanın itikadında bulunduklarını; binaen aleyh kendilerinin de pirleri gibi idam edilmelerini, idam edilmedikleri takdirde pirlerinin zulmen şehit edildiğinin sabit olacağını" ifade etmelerile, bunların koyverilmesi, hakikaten Ağanın katlinin gayri meşru bulunduğunu kabul etmek olacağından, Ağa gibi Fener'de boğdurulduklarını mütevatir bir rivayet halinde söylerler ve ilel an Fenere çıkmazlar.Şayet giderlerse ancak methalden ziyaret ve Beşir ağanın ruhaniyetine teveccüh edip dönerler.Bu akide, diğer tarikat erbabında da vardır.Anlaşılıyor ki Beşir ağa bütün tarikat ehline nafiz olmuştur.
---
Sütçü Beşir Ağa'nın mektubundan:
...
Yolunuzu candan izleyüp ma'nata vüsul içün Cenabı Rabbül alemin huzurunda teveccühi tam ile müteveccih olup bilhasıl kelimattan feragat eyleyesiz!ma'rifet zannedüp sattuğunuz kelimattan zarar terettüp eyledüğün bilmez misiniz?

Haramdan perhiz eyleyüp devre müteallik kelimatı min ba'din lisanınıza getürmiyesiz.Her kim mütenebbih olmaz ise ve hilafı şer'i şerif hareket eder ise bizden değildir.Lisanı kesilmek gerek!...

Ve tenezzülü dil ile idüp secde misali yer ve diz öpmiyesiz; rızam yoktur.Musafahayı ehli şer' kabul eder.Tenezzül, gönülden olur.Birlik içündür."

Abdülbaki Gölpınarlı
Melamilik ve Melamiler
Sütçü Beşir Ağa

1 Nisan 2012 Pazar

zahit bizi tan eyleme

Melami Hamzavi ve Bayramiler
(1611-Muhyi'nin Ölümü)

zahit bizi ta'n eyleme
hak ismin okur dilimiz,
sakın efsane söyleme
hazrete varır yolumuz.

sayılmayız parmak ile,
tükenmeyiz kırmak ile.
taşramızdan sormak ile,
kimse bilmez ahvalimiz.

erenlerin çoktur yolu,
cümlesine dedik beli,
gören bizi sanır deli,
usludan yeğdir delimiz.

muhyi sana ola himmet,
aşık ise cana minnet.
cümle alemlere rahmet,
saçar şu yoksul elimiz.

Şiirin ozanı Muhyi, tekke şeyhi.1611'de İstanbul'da ölüyor.
Melamilik: 800'lü yıllarda İran-Horasan'da ortaya çıkan bir dinsel akım.İlk Melamiler, çoklukta Horasanlı olduklarından, "Horasan Erenleri" adıyla anılırlar.

Melamilik'e 1400'lü yıllardan sonra Bayramilik (Bkz. Hacı Bayram), 1600'lü yıllarda da Hamzavilik karıştı.Hamza Bali, 1601'de öldürülünce taraftarları, Hamzavi adıyla anılmaya başlamıştı.Gerek Bayramiler, gerek Hamzaviler Ehlibeyt sevgisini önde tuttuklarından, rafızilikle suçlanarak toplu kıyıma uğratıldılar.

Geleneğe göre, Hamzaviler zincirlere vurulup Tuzla Deresi'ne atılmaya götürülürken bu ilahiyi söylerlermiş...

http://www.youtube.com/watch?v=IR58VGgITU8

Halk Şiirinde Başkaldırı
Şükrü Günbulut