Çalışma: Emmanuel Viard |
...Çocukluğuna bakarken bir felakete bakar gibi oluyormuş, nereden bakarsa baksın, çocukluğuna bakmak bir felakete bakmaktan başka bir şey değilmiş, tıpkı cehenneme bakmak gibi.Ne zaman çocukluğuna bir kapı açsa, zifiri karanlığa kapı açmış oluyormuş.İçeriden gelen tek şey soğuk ve insafsızlıkmış.
---
Bütün bu hastalıklar ilk etapta, organik izlenimi uyandıran ruh hastalıklarından başka bir şey değilmiş.Aslında organ hastalığı diye bir şey yokmuş.Konrad'ın Fro'ya söylediğine bakılırsa yalnızca ruh hastalığı diye bir şey varmış ve bütün ruh hastalıkları, yani bilinen, ki bilinmeleri aynı zamanda araştırılmış oldukları anlamına gelmiyormuş, ve her halükarda kesinlikle ruh hastalıkları olan bütün hastalıklar, doktorların karaktersizliği ve karaktersiz ihmalkarlığı ve karaktersiz kendini beğenmişliği ve karaktersiz alçaklığı ve öküzlüğü yüzünden sonunda organ hastalıklarına dönüşüyormuş.Konrad'ın söylediğine göre, organ hastalığı denilen şeyin suçlusu doktorlar, ruh hastalığı denilen şeyin suçlusuysa doğa, başka bir ifadeyle yaratılışmış.
---
Sicking civarında söz konusu olan daima erken ölenlermiş, burada ölen her kişi erken ölenmiş, herhangi bir zamanda bu bölgede ölmüş olan herkes erken ölen olarak nitelenebilirmiş, yani: Burada her insan, normalde öleceğinden daha erken ölüyormuş.
---
Konrad'a göre yalan, neredeyse bütün insanlarla tek iletişim aracıymış.
---
Gerçek şuymuş ki bütün düşünürlerin otuz yaşına kadar bir konusu olur ve bu konu günün birinde, kırk yaşından itibaren zihinlerini tamamen doldururmuş ama pek azı kırk yaşından itibaren böyle bir konuyla fingirdeşir ve aslında onu ilerletirmiş de ama en geç otuz beş ya da kırk yaşından itibaren vazgeçer ve kendilerini cemiyete ya da lüks hayata kaptırırlarmış.Bunun acı yanı ise, yüzlerce ve binlerce önemli incelemenin , dünyadaki karanlıkları aydınlatma yolunda işe yarayabilecek metinlerin bu şekilde yitip gittiği gerçeğiymiş.
---
Bu çağın en tipik özelliği, içinde yaşayan düşünürlerin artık düşünmemeleriymiş.
---
Konrad'ın söylediğine göre, biri ona eşlik etse bile insan yalnız başına ilerlermiş, yalnız başına ve gittikçe büyüyen bir yalnızlığa doğru iilerlermiş.
---
Aylardır işçilerle, oduncularla, korucularla vesaire tek kelime sohbet etmemiş, aylardır ormana gitmemiş, köyü yarım yıldır görmemiş, gerçi köye gidiyormuş ama sadece bankaya, bir miktar para çekmeye çalışıyor, çekiyor, kireç ocağına dönüyormuş, yaşamak için çok düşük ama aslında geberebilmek için çok yüksek bir miktarmış bu.
---
Ve ben hemen, diyor Konrad, yatağa doğru yürüyorum ve diyorum ki, gördüğüm kadarıyla yatağınız açılmış, yatağınızı açmışsınız, muhtemelen artık yatmak istiyorsunuz, yoksa acaba yatmış mıydınız?..Ve diyorum ki: Rahatsız olmayın, istiyorsanız yatın, ben sadece odanızda kısa bir süre bir ileri bir geri yürümek istiyorum, sizin odanızda, biliyorsunuz, artık bunu kendi odamda yapamıyorum.
---
Rahatsız ediyorsam rahatsız ettiğimi söyleyin...Tabii ki rahatsız ettiğimi, sizi sürekli rahatsız ediyorum, diyorum, diyor Konrad, yıllardır rahatsız ediyorum...Sizinle bu evde oturduğum yıllardır..Ben sizin rahatsızlık rahatınızım.
---
Konrad'ın Fro'ya söylediğine göre mesela insan bir cümle, herhangi bir cümle söylüyorsa ve bu cümle, büyük bir örnek vermek gerekirse, büyükçe ya da büyük denilen yazarlarımızdan birine aitse, insan bu cümleyi kirletmiş olurmuş, çünkü kendini denetleyemezmiş, bu cümleyi söylememek, hiçbir şey söylememek de kirletmekmiş, dolayısıyla nereye gidersek gidelim ve ne tarafa bakarsak bakalım her zaman kirleticiler görürmüşüz, sayıları milyonları, daha net söylemek gerekirse milyarları bulan kirleticiler topluluğu iş başındaymış, bu sarsıcıymış, eğer insan sarsılırsa, ama insan artık sarsılmıyormuş, bugünkü insanın tipik özelliği hiçbir şekilde ve hiçbir şeyden ötürü sarsılmamasıymış.Sarsıntı ikiyüzlülük tarafından ortadan kaldırılmış, sarsıcı olan ikiyüzlülükmüş, mesela insanı daha çok sarsanlar daha büyük ikiyüzlülerden başka bir şey değillermiş.
---
Sona vardığımızı ikimiz de biliyoruz, yine de her gün sona varmamış gibi davranıyoruz, en sonunda onlar, yani Konrad ve karısı, sona vardıkları gerçeğinden zevk almaya bile başlamışlar..
---
Kafanda ne olduğunu görmek istemiyorum, senin (yani Konrad'ın) kafanı boşaltsalar içinden korkunç şeyler dökülür, pislik, çürümüş, tanımlanamayan, ürkütücü, tamamen değersiz şeyler.
---
Konrad'ın kafasında hiçbir şey, yeni başlanmış ya da ilerlemekte olan bir zihinsel ürün için dünyada hiçbir şeyin tabiri caizse güzel bir yerden daha zararlı olmadığı gerçeği kadar net değilmiş, güzel bir şehir bir zihinsel çalışmanın en iyi, en esaslı planını mahvedermiş, güzel bir manzara beyni rahatsız eder, tabiri caizse harikulade bir doğa kafayı mutlak surette zayıflatırmış.
---
Bizim ülkemiz bir fikirler mezarlığı ve engellenmiş yüksekten uçmalarla dolu sapıkça bir boşluk, güzelliğiyle bizim vatanımız sürekli bir çuvallamadan, aşağılamadan, büyük olanın bastırılmasından başka bir şey değil.
Kireç Ocağı
Thomas Bernhard
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder