Talip Apaydın (Çifteler Köy Enstitüsü Öğrencisi) :
Çok zor söylemek bunu, ama doğru dürüst karnımız doymuyordu.Yani sabahleyin un çorbası veyahut bulgur çorbası, öğleyin etli fasulye diyorlar, ama et çok az, bulgur pilavı falan.Böyle son derece kısıtlı yiyeceklerle geçti öğrenciliğimiz.
Öğrencilerin bunları yedikleri bir gün, enstitüye gelen İnönü'ye özel olarak yemek çıkarılınca okul karıştı.Cumhurbaşkanı için özel yemek çıkması, tam bir adalet ve eşitlik duygusuyla yetiştirilen enstitülerin itirazına yol açtı.
Bu tür itirazların dillendirileceği yer, cumartesi toplantılarıydı.
Bütün enstitülerde cumartesi günleri eleştiriye ayrılmıştı.O gün bütün okul öğrencileri, öğretmenleri ve müdürleriyle buluşur, geçen haftanın bir değerlendirmesini yapar, uygulamaları eleştirirlerdi.
Eleştirilen, kimi zaman, temizliği iyi yapmayan görevli öğrenciler olurdu, kimi zaman işlere yardım etmeyen öğretmenler, kimi zaman da yemeğini beğenmedikleri aşçılar...Ve savunma, alanın ortasında herkesin gözü önünde yapılırdı.
İnönü'nün geldiğinin ertesi yapılan cumartesi toplantısında eleştirilerin hedefi, Cumhurbaşkanı için özel yemek hazırlatan enstitü müdürü Rauf İnan'dı.
İhsan Güvenç (Çifteler Köy Enstitüsü Öğrencisi) :
Biz dedik, 'Bu ayrıcalık niye yani...' Rauf Bey söz aldı.'Tamam ayrıcalık onun Cumhurbaşkanı ya da İnönü olduğu için değil, şeker hastası olduğu için' dedi.'Perhizli...Sizden de hasta olanlara ayrı yemek çıkarmıyor muyuz, revirde yatan arkadaşlarınıza, zafiyet geçirenlere her gün pirzola çıkmıyor mu, çıkıyor.' 'Tamam' dedik o zaman, 'prensip' bozulmadı, Cumhurbaşkanı için bile.'
Köy Enstitüleri
Can Dündar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder