serdar kılıç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
serdar kılıç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Ekim 2022 Pazar

Dağdan Yuvarlandı Kayalarımız - Serdar Kılıç

Serdar Kılıç - Dağdan Yuvarlandı Kayalarımız

Tek kapıdan çıktım yüzüm peçeli,
Ahbaplar oturmuş iki geçeli,
Hulisi'm de alnı sıra perçemli.
N'eyleyim dünyada dünya malını,
Gönül arz ediyor eski halini.

Dağdan yuvarlandı kayalarımız,
Gam ile yoğruldu mayalarımız,
N’ola taş doğuraydı analarınız.
N'eyleyim dünyada dünya malını,
Gönül arz ediyor eski halini.

Mezarımı helvacıya essinler,
Al yeşili üzerime örtsünler,
Gelen geçen yazık olmuş desinler.
N'eyleyim dünyada dünya malını,
Gönül arz ediyor eski halini.

4 Kasım 2017 Cumartesi

gam elinden benim zülfü siyahım, doğadaki insan, serdar kılıç - pir sultan abdal


Gam Elinden Benim Zülfü Siyahım
Doğadaki İnsan - Serdar Kılıç


Gam elinden benim zülfü siyahım 
Peykan değdi sinem yaralandı gel 
Suna başın için ağlatma beni 
Bugün sevda candan aralandı gel 

Gamdan hisar oldu mekanım yurdum 
İşitmez avazım dinlemez virdim 
Bir değil beş değil on değil derdim 
Düğümler baş verdi sıralandı gel 

Hasretine vasıl olam mı böyle 
Mecnun'a da baki kalır mı Leyla 
Ölümlü dünyadır gel helâl eyle 
Yüklendi barhanam kiralandı gel 

Ne çekerse dertli sinem dağ olmaz 
Gürler gelir geçer ömür çağ olmaz 
Teşevvüştür yaralarım sağ olmaz 
Göğerdi çevresi karalandı gel 

Pir Sultan Abdal'ım haftada ayda 
Günler gelir geçer bulunmaz fayda 
Gönül Hak arzular canım hayhayda 
Toprağım üstüme kürelendi gel 

Pir Sultan Abdal


Gam Elinden Benim Zülfü Siyahım
Doğadaki İnsan - Serdar Kılıç

4 Temmuz 2015 Cumartesi

kahpe felek sana nettim neyledim, doğadaki insan, serdar kılıç


Kahpe Felek Sana Nettim Neyledim / Serdar Kılıç / Doğadaki İnsan


    Sivas/Divriği-Bekir Tektaş-Osman Özdenkçi
---

Kahpe Felek Sana Nettim Neyledim
Attın Gurbet Ele Parelerimi
Akıbeti Beni Sılamdan Ettin
Kestin Mümkünümü Çarelerimi

 Aman Aman Dağlar Duman Geçti Zaman Ben Varamam
 Aman Aman Dağlar Duman Halim Yaman


Ben Kemlik Görmedim Hüsnü Aladan
Gözlerim Mektubun Gelsin Sıladan
Ölürüm Kurtulamam Ben Bu Yaradan
Dost Olan Bağlasın Yarelerimi

 Aman Aman Dağlar Duman
Geçti Zaman Ben Varamam
 Aman Aman Dağlar Duman Halim Yaman

Şu Dağların Arkasını Bilirim
İflah Olmam Ben Bu Dertten Ölürüm
Vadem Yeter Çöl Gurbette Kalırım
Yine Ben Sarayım Yarelerimi

 Aman Aman Dağlar Duman
Geçti Zaman Ben Varamam
 Aman Aman Dağlar Duman Halim Yaman 

 

2 Temmuz 2014 Çarşamba

'doğadaki insan'dan bir karacaoğlan türküsü, niçin ağlamayım niçin gülmeyim, serdar kılıç


Niçin ağlamayım niçin gülmeyim
Deli gönül bir sevdaya bağlıdır
Özü şirin sözü şirin bir güzel
Gamzesi ok kaşı yaya bağlıdır

Karacaoğlan der ki düştü bir fırsat
Daha yadlarınan eylemem sohbet
Söküldü yürekten eski muhabbet
Şmdi gönlüm nazlı yare bağlıdır


3 Şubat 2014 Pazartesi

miguel, alfredo gomez cerda, walt whitman

Anne babaların çocuklarına sıklıkla söylediği bir tembih sözüdür; ‘sakın yabancılarla konuşma!’ Kahramanımız Miguel, eğer anne babasının sözünü dinleyen bir çocuk olsaydı, bu kitap kesinlikle çok sıkıcı olurdu. Şimdi bildiğiniz tüm tembihleri unutun ve akıllı, duyarlı, tatlı yürekli Miguel’le tanışın!
Sıradan bir çocuktur Miguel; en azından hikayenin başında. Arkadaşlarıyla top oynar, televizyon izler, bilgisayar oyunlarına bayılır ve her haftasonu ailesiyle alışveriş merkezine gider. Annesiyle babası, açıkçası pek de ilginç kişilikler değildir. İş hayatının yoğunluğunda sürekli koşturan, rutinle beslenen insanlardır… Ama Miguel’in hiçbir şeyi eksik değildir. Hatta babası seyahate giderken ondan ne isteyeceğini bilemeyecek kadar çok eşyası olduğunu farkedip şaşırır! Tam da bu döngünün ortasında bir gün alışveriş merkezinde kaybolur ve ailesini ararken karşısına yaşlı, garip bir adam çıkar. Üstü başı dökülen, yiyecek bir parça ekmek bulmak için çöpleri karıştıran bu adam, cebinden Amerikalı ünlü şair Walt Whitman’a ait bir şiir kitabı çıkararak büyülü bir dünyanın kapılarını aralar. Kitaptan okuduğu üç satır, Miguel’in hayatını değiştirecektir:

‘Her gün dışarı çıkan bir çocuk vardı
 Ve baktığı ilk şeyde
 Dönüşüverirdi o nesneye.’
Bu satırları duyduktan sonra dünyası tepetaklak olan fakat bir taraftan da sıkıcı ve sıradan yaşamından sıyrılarak etrafını fark etmeyi öğrenen Miguel, empati kurma konusunda hayranlık uyandırıyor. Evde çalışan Perulu Casilda, trafik ışıklarında su dolu kovalarla bekleyen Chiqui ve Loren, sırlarla dolu Mario, dilsiz küçük kız Afrika ve öğretmen Don Alfonso, Miguel için çok daha anlamlı hale geliyor. Dönüştükçe dönüşüyor, büyüyor Miguel! Gündelik hayatın akışında yanlarından geçip gittiği insanların aslında ne kadar zor koşullarda yaşadıklarını, geçmişlerinde ve hatta bugünlerinde büyük acılar barındırdıklarını öğreniyor, biraz canı yansa da… Ama büyümek böyle bir şey işte… Güle ağlaya olgunlaşıyor Miguel. Sizi de biraz ağlatıyor, benden söylemesi!
İspanyol yazar Alfredo Gómez Cerdá’nın daha önce başka kitabı Türkçeye çevrilmemiş. Oysa yüze yakın kitabı bulunuyor. Çocuk ve gençlik kitaplarıyla, tiyatro oyunlarıyla birçok ödül almış. Fransa, İtalya, Meksika, Norveç, ABD ve Kore kıymetini kavrayıp birçok kitabını yayımlamış. İletişim Yayınları sayesinde Türkiye de bu ülkeler arasına girdi. Üstelik Miguel, kısa sürede ikinci baskıyı yaptı. Orijinal adı; Cuando Miguel no fue Miguel. İspanyolca bilen bir arkadaşıma sordum ‘Miguel, Miguel olmadan önce’ anlamına geldiğini söyledi. Onun yalancısıyım. Ama bu açıklamayla kitap daha da güzelleşti. Dilerim çocuğunuzun dünyası da Miguel’le güzelleşir. Artık bu ayrımları yapmak çok zor biliyorum ama 9 yaş ve üstünün kitabı daha iyi kavrayacağına inanıyorum.
Son olarak; kapaktaki o yaşlı, sakallı, şapkalı adamın Walt Whitman’a ne kadar benzediğini söyleyip gidiyorum. İyi okumalar…

Gökçe Gökçeer