michel foucault etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
michel foucault etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ocak 2017 Cumartesi

yazma zevki, michel foucault, güzel tehlike

...
Yazma zevkinden söz ettiniz ve örnek olrak Roussel'i verdiniz.Roussel'in durumu bana çok özel bir durum gibi geliyor doğrusu.Roussel yazının mikro tekniklerini adeta çok güçlü bir mikroskopla büyütmüş, bu arada tematik düzeyinde de dünyanın büyüklüğünü tam anlamıyla Lilliputvari mekanizmalara indirgemiştir.Roussel'in durumu yazının aşırı büyümesi, yazıdan yazıya doğru bir sorundur.

Ama biz yazma zevkinden söz ediyoruz.Peki yazmak bu kadar eğlenceli midir?Roussel "Bazı Kitaplarımı Nasıl Yazdım" başlıklı metninde, yazması gerekeni ne sıkıntılarla, ne esrimelerle, ne zorluklarla, ne bunaltılarla yazdığını hatırlamajtan bir an olsun geri durmaz; söz açtığı tek mutluluk anı ilk kitabını bitirdiği zaman yaşadığı coşku ve aydınlanmadır.Bu neredeyse biricik deneyimin dışında, bana öyle geliyor ki, yaşamöyküsünün kalanı son derece karanlık, tünelde geçmişe benzeyen uzun bir yolculuktur.Seyahat ederken kimseyi, hatta manzarayı görmemek için arabasının perdelerini çekiyor olması, Roussel'in bir tür büyülenme, mutluluk, şeylerin ve varlığın genel hüsnükabulü içinde yazmadığının kanıtıdır.

Bunlara rağmen yazma zevki diye bir şey var mıdır?Bilmiyorum.Kesin olan bir şey varsa o da, yazma zorunluluğudur.

Güzel Tehlike
Michel Foucault

9 Ocak 2013 Çarşamba

delilik ve toplum, michel foucault

 "Deli, sorumsuz hakikattir"


...Ortaçağ Avrupa'sında deliyi karakterize eden şey neydi?Deli esas olarak hareketli kişiydi; yani bir yere ya da bir senyöre bağlı olmayan , bir şehre yurttaşı olarak bağlı olmayan, şehirden şehre, şatodan satoya, evden eve dolaşan kişiydi, özellikle başıboş bir serseriydi, coğrafi açıdan olduğu kadar hukuki açıdan da marjinaldi, ona ne bir meslek, ne bir mülk, ne de aidiyet atfedilebilirdi.Çok daha kesin bir biçimde, on yedinci yüzyıldan itibaren deli esas olarak çalışamaz durumda olmasıyla tanımlandı.Gerçekten de, on yedinci yüzyılda deliye esas olarak çalışamaz durumda olduğu için bir tedavi, daha doğrusu sistematik ve genel önlemler uygulanmaya başlandı.Deli, on yedinci yüzyılda özündeki aylaklıktan ya da çalışma kurallarına boyun eğmeyi becerememesinden yola çıkarak tanındı.Biraz önce sözünü ettiğim ve on sekizinci yüzyıl sonunda Fransa ve İngiltere'de açılmış olan ve bazı insanların serbest bırakıldığı büyük hastaneler on yedinci yüzyılda, esas olarak, büyük kapitalist ticaret toplumlarının oluşturduğu dönemde çalışacak durumda olamayan insanları tıkmak içindi.Bir anlamda aylakların, çalışmaya koşulamaz olanların alanında, bulunduğu yerde, deliler fark edilmeye, tecrit edilmeye ve kapatılmaya başlandı...

İktidarın Gözü
Michel Foucault