2 Temmuz 2019 Salı

yerkuşağı, deniz gezgin

Uçamayışını unutmuştu, uçmayı asla.
---
Çünkü insan icadı gürültü, sese eklenen seslerle değil köşelere çarpmayla büyür ve sesin yutulduğu bir kaynağa dökülür, dünyaya.Moy'un camları, kapıları zorlayan sesi de o köşelerden birinde münasebetsiz bir leke gibi yerinden sökülmüş, kirazkuşlarını tadında boğan alkolün aynısıyla dişten tırnağa silinmişti.
---
Yağmur yaklaşıyor, bizim alabileceğimiz mesafedeki her yeri tutacak, şimdi bir sığınak bulmalı.
---
Hâlâ kuşken uçmak gerek ama korkudan kanatlanan da kuş mu?
---
...Öyleyse niçin bu keder, hayvanların kıpırtısızlığı, otların bitimi ve kök çürümesi...Buzullar erirken sular niye çekilir, ayın yüzünde açılan o kimselerin görmediği yara niçin?
---
Bir bildiği vardı da ondan, unutamıyordu, bütün bir dağı yalasa, ağzını bir kaya boyu tuzla da doldursa, tüm içini de tükürse yine iflah olmaz sanıyordu kendini.
---
Bütün hayvanların yalnız Latince adlarıyla anılması, ol denilince olmaları gibi.
---
Yaralı bir yabanılla bir evcil aynı acıyı duymaz, acı acı da olsa.
---
"Seni öldürüyoruz ama yok olmuyorsun"
---
Herkesin bildiği hikâyeler çizgilerini kusursuzca gizler, çok sevilir, dilden dile, dünyayla bir döne döne yerin göğün önüne çıkarlar.Gece gündüze, yer göğe, insan hayvana karışmasın diye çektiği çizgiler sesin boğazını sıkar.Ölüsünü gömmeyi kargadan öğrenen öbürünü soysuzlukla karalar.Leş yiyenin gagasıyla açtığı çukur, insanın dilini ısırıp da koyduğu ayraç.Yerini şaşırmamak için eğilip o çukura bakmaz, birbirine karışanları görmez.Yemeğine çukur açana hayvan, ölüsüne çukur açana insan der.Kendini bilen beşer, kimin ölü kimin diri olduğunu şaşırır, mezarların başında nöbet tutar, ölüleri rehin alır, ekmek yerine ceset gömer.
---
O hikâyeyi değil, hikâye onu hatırladı, ağından sıyrılan Şuri'yi, çürüyenlerden türemiş kara suların canını.

...

Deniz Gezgin
YerKuşAğı
Sel Yayıncılık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder