abdülkadir geylani etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
abdülkadir geylani etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Nisan 2016 Pazar

gerçek fakirlik & sufiler, cilaü'l hatır, abdülkadir geylani

"Sufiler, ahirete nisbetle akıllı, dünyaya nisbetle delidirler.Kalp açısından akıllı, nefis açısından delidirler.Onları hakir görmeyin.Onlara eziyet etmeyin.Onlara zulmetmeyin.Onlara yardım edenler onlardandır."
--
Birisi "havatır"ı (ilhamı) sordu.Dedim ki: Havatırın ne olduğunu sen ne bilirsin ki?Senin havatırın şeytandan, kendinden, hevandan ve dünyandan..
---
Bişr-i Hafi şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Bana gücümün üstünde bir yük verdin.Adımı yücelttin, insanlar arasında şöhret oldum.Allah'ım! Beni kıyamet günü rezil rüsvay eyleme.Çünkü ben "meşhur bir medh u sena ve gizli bir ayıp" olduğumu biliyorum.
---
Sufilerin yüzleri üstünde uyuyup kalmaları bu yüzdendir.Bu yüzdendir ki, onlar vahşi hayvanlara karışmışlar, onların yediği otlardan yemişler, onların içtiği sudan içmişlerdir.Böylece onların gölgeleri, korunakları güneş, lambaları ise ay ve yıldızlar olmuştur.O'na vuslattan önce taate ve kurbiyete çok çok özen gösterin.O'na karşı cüretlenme ve isyanlar ile nefislerinizi karartmayın.

Gerçek Fakirlik, Kasr-ı Emel
Sekizinci Sohbet
Cilaü'l Hatır
Abdülkadir Geylani

5 Nisan 2015 Pazar

abdülkadir geylani'den sözler, geylani külliyatı


*Oğlum! Kötülerle beraber olmak, seni iyiler hakkında kötü düşünmeye sevkeder.

*Sabredenlerin hangi sebeplerle, nelere sabrettikleri Allah'a aşikardır.

*Dünyaya aldırmaz ki ona boyun eğsin.

*Onlar uyku basmadıkça uyumazlar, zorda kalmadıkça yemezler, mecbur kalmadıkça konuşmazlar, dilsizlik onların adetidir.Rablerinin yazgısı konuşturur onları.

*Onu önce dilleriyle, sonra kalpleriyle, sonra da sırlarıyla zikrederler.

*Neyin yanında durursa o, Allah'a perde olur.

*Bu yol kalbin yoludur, yakınlık da sırrın yakınlığıdır.

*Oğlum! Dilsizliği alışkanlık edin, şöhretsizlik elbisesini kuşan, insanlardan kaçmak da yegane hedefin olsun.Gözden kaybolmak için yerin içine girmeye bir yol bulabilirsen, çekinme gir.

*Her birinizin yalnızca bir kalbi vardır.Onunla nasıl olur da hem dünyayı, hem ahireti sevebilirsiniz?

*Yerinizi bilin ve kendinizi Allah'ın yerleştirmediği yerlere koymayın.Bundan dolayı sufilerden biri "Her kim yerini bilmezse kader, ona yerini öğretir" demiştir.

*Onların dilsiz gönülleri vardır.Onlar, kendilerinden ve başkalarından vazgeçmişlerdir.

*Dünyayı kalbinden ve elinden çıkarmalısın.Bunu yapamıyorsan hiç olmazsa bırak elinde kalsın ama kalbinden çıkar.Kalbin güçlendiği zaman elinden de çıkar ve fakir ve yoksullara, Allah'a muhtaç olan kullara ver.

*Oğlum! Afiyet, afiyet aramayı terketmekle başlar, zenginlik zengin olma sevdasından vazgeçmekle başlar.Deva aramayı bırakmadan deva gelmez.

*Cahil dünyada sevinir, alim ise kederlenir.

*A hayırsızlar! A dünya ile oyalananlar! Yakında dünya size baskın yapacak ve sizi boğacak.Dünyada topladıklarınız ve tadına vardığınız hiçbir şey size fayda vermeyecek.Aksine bütün bunlar üzerinizde büyük bir yük olacak.

*İsa (a.s) güzel bir koku kokladığı zaman burnunu kapatır ve "Bu dünyadandır ve sizin aleyhinizde bir delildir" derdi.

*Bayezid Bistami'nin yanına birisi girdi ve sağa sola bakınmaya başladı.Bayezid Bistami Hazretleri ona "Hayırdır" dedi.O da "Namaz kılacak temiz bir yer arıyorum" dedi.Bunun üzerine Bayezid Bistami "Sen kalbini temizle de her nerede namaz kılarsan kıl" dedi.

*Dünyadan ve dünyayı toplayıp bir yere yığmaktan doymuyorsun.

*Bu dünya bir pazar yerinde ibarettir.Bir süre sonra orada kimse kalmayacak.Gece olunca pazarcılar gidecekler.

*Salih kullardan birisi şöyle demiştir: "Dilencilik eden bir genç gördüm ve ona 'Çalışsan senin için daha iyi olur' dedim.Bu sözüm yüzünden tam altı ay gece namazından yoksun bırakılmakla cezalandırıldım."

*İnsanlar hakkında Allah'a uy, Allah hakkında insanlara uyma.

*Cehenneme giren herkes, soğuk bir kalple girecektir.

*İnançlı kimse dünyada gariptir.Zahid ise ahirette gariptir.Arif kul ise Allah'ın dışındaki her yerde gariptir.

*Oğlum! Haram lokma yemek kalbini öldürür, helal lokma yemekse diriltir.Lokmanın biri kalbini aydınlatır, biri karartır.Lokmanın biri seni dünya ile oyalar, biri ahiretle meşgul eder.

*Safa, Allah sevgisiyle olur, ötesi bulanıklıktır.

*Nefsin yiyeceği başka, kalbin yiyeceği başka, sırrın yiyeceği başkadır.

*Köleler ve hükümdarlar bence birdir.

*İnsanlar senin kalbine yerleşmiş dururken, senin halvete girmen Allah'la bir yakınlaşma olmaksızın yalnız başına oturman demektir.Hatta bu durumda senin arkadaşların nefsindir, şeytanındır, heves ve arzularındır.

*Arif kula en ağır gelen şey, insanlarla oturmak ve konuşmaktır.

*Mümin hal sahibidir, hal ise değişkendir.Arif ise makam sahibidir, makamında değişkenlik olmaz.Mümin, halinin değişmesinden ve imanının gitmesinden korkar.Onun kalbinde daima üzüntü, yüzünde ise güleryüz vardır.Hüznüyle dolaşır.Sen onunla konuşurken yüzüne güler, kalbi ise üzüntüsünden paramparçadır.

*Senin müslümanlığın sakat, imana nasıl varacaksın?İmanın sakat, yakine nasıl ereceksin?Yakinin sakat, marifete ve veliliğe nasıl geçeceksin?

*Allah'ım! Bütün iyilikleri ellerimize ve dillerimize yağdır.

*Yazık sana, dünya tutkusu ile kibri birleştirdin.

*Hatıra kalbe gelir.İşaret ise nefsinden, heva ve hevesinden, yerilen huylarından ve bütün insanlardan vazgeçmiş olan ve afiyet, temizlik ve nimet içinde olan sırra yöneltilen gizli bir sözdür.Orada o mağara arkadaşları (ashab-ı kehf) gibi evrilir çevrilir.Allah o mağara arkadaşları hakkında şöyle buyurur: "Biz onları sağa ve sola döndürürüz."

*Ey alim! İlmini dünyaperestlerin yanında kirletme.Yüce olanı alçak olana değişme.Yüce olan ilimdir, alçak olansa onların ellerindeki dünyalıktır.

*Kalbinde ne varsa, organlarına o sızar.

*Dünya ile gönül bağın olmadığı iddiasındasın ama dünyayı istiyorsun.Senin zahidliğin kötürüm, ayakları yok.Tek arzu ve isteğin dünya ve insanlar.

*Doğruluk Allah'ın tellalı, yalan ise şeytanın tellalıdır.

*Şuraya otur ki, sözüm senin kalp toprağında da bitsin.

*İsterdim ki her geceyi başka bir yerde geçireyim, şehirden şehire, köyden köye yolculuk edeyim ve ölünceye dek gurbette ve insanlardan saklı uzak kalayım.Benim arzuladığım şey buydu ama Allah bunun tersini diledi, böylece kaçtığım şeyin tam ortasında buldum kendimi.

*Ebu'l-Kasım Cüneyd el-Bağdadi (r.a) "Benden bana ne?" derdi.Sufi, varlığından kurtulmuş olan kimsedir.Onun kalbi, kendisiyle Rabbi arasında aracı olur.

*Kalbin, ashab-ı Kehf'in eşik kapısının önünde yatmakta olan köpekleri gibi olmadıkça temizlenmez.

Geylani Külliyatı
Abdülkadir Geylani

4 Ocak 2015 Pazar

sufiler, cilaü'l-hatır, abdülkadir geylani


...Onların kalpleri ile ailelerinin arası ayrılmıştır.Onların başına deli-divane eden iş gelmiştir.Dükkanlarını kapatmışlardır.Çölleri ve sahraları mesken tutmuşlardır.Sükunları yoktur.Onların geceleri gece değildir, gündüzleri gündüz değildir.Yanları yataktan nefret eder.Kalpleri kızgın tavadaki tane gibidir.Kalpleri ondan nefret eder ve kaçar.Tefekkür tavasındaki tane...Muhasebede, münakaşada, münazaada olan tane...İşte akıllı, zeki ve uyanık olanlar bunlardır.Onlar dünyayı da, içindekileri de tanımış olan kimselerdir.Onun hilelerini, büyülerini, sıkıntılarını ve onun kendi çocuğunu bile boğazladığını bilmişlerdir...

Sufiler
Cilaü'l-Hatır
Abdülkadir Geylani

kadere rıza belaya sabır, cilaü'l-hatır, abdülkadir geylani

Ey Allah'ın kulları!Zulümden kaçının.
Çümkü o kıyamet günü karanlık getirir.
Zulüm yüzü ve kalbi siyahlaştırır.
Mazlumun bedduasından, ağıtından sakının.
Mazlumun kalbinin yanmasından sakının.

Cilaü'l-Hatır
Abdülkadir Geylani

3 Ocak 2015 Cumartesi

el-fethu'r-rabbani, altmışıncı sohbet, abdülkadir geylani

Öyle helaller vardır ki uzaklardan saklanır, yakınlara verilir, kin besleyenlerden saklanır, sevenlere verilir, insanların çoğundan saklanır da bir iki kişiye verilir.Bu kalp sağlam olup bulanıklığı gidince Allah'ın çağrısı altı yönden gelir.Bütün peygamberlerin, sıddîklerin ve velilerin çağrısını işitir.İşte o zaman Allah'a yaklaşır ve hayatı Allah'a yakınlık , ölümü de uzaklık olur.Allh'ın kendine fısıldamasına razı olur ve bu onun için her şeye değer.Dünyanın kendinden uzaklaşmasına hiç aldırış etmez.Açlığa, susuzluğa, çıplaklığa ve onurunun kırılmasına hiç aldırmaz.

Altmışıncı Sohbet
El-Fethu'r-Rabbani
Abdülkadir Geylani