2 Aralık 2025 Salı

Varamayan - Ahmet Büke

 

...

Borlulu Ahmet'in acemi ocağındaki ilk gecesidir

Karnım doydu benim.
Parlak tasta mercimek yemeği.Demir tasta bulgur aşı, soğuktu biraz o.Sonra yanında üzüm hoşafı içtim.

Anam hoşaf bulan geç ölür derdi.Koyun kadar ömrü kaldı onun.Benim günlerim var daha.Karnım tok ya ondan biliyorum.Ben yokken anam ölür belki.Belki de kalır."Günler çabuk geçer" derdi bana.Şimdi saçımı kellediler.Hamama gittik."Kurna başına beş Mehmed" dediler.Çantama havlu koymamış anam.Evde kapının berisindeki yüklüğümüzde vardı.Ocağımı özledim.Burnumun direğini sızlatıyor yüklüğün kokusu.Çizgigli yorganlarımız vardı.Başka?Uzun, hayıt kokan yastıklar bir de.Yüklüğün kapısındaki iki çivide anamla ikimizin havlusu asılıydı.İnşallah unutmam bunları.Hep unuturum ben.Her şeyi unuturum.

Başımı yorgana gömünce yanımdaki çocuk, Trabonluymuş, "Yapma öyle" dedi.Onbaşı kızarmış.Bir de bu askerlik bitermiş.Öyle, dedi.Biter de ya yolları unutursam.Ya dönemezsem anama.

...

Anası her gün öğlene doğru döndüğünde Ahmet'i aramaktan, kara köpekleriyle birlikte bir çörtüğün dibinde ya da kozlukta onları bulmaktan yılmıştı.Aklı çıkıyordu kaybolup gidecek ya da köpek üzerine yatacak onu boğacak diye.Sonunda Ahmet'i divanın bacağına iple bağlamayı akıl etti.Bu defa da köpek kemire kemire urganı koparıyordu.Gitti damdan mal zinciri getirdi.Onunla bağladı.Anasının ardından gidemeyen Ahmet ağlayıp inlemeye başladı.Köpekle birlikte o kadar çok uludular ki komşular çekişti kadına.Hatta gidip muhtara şikayetçi oldular.

...

"Kim ölmüş?" dedi Ahmet.

"Kim bilmiyorum, erin birisi işte.Bu gece burada nöbette iki piyade varmış.Birisi şairmiş galiba?"

"Şair ne ki?"

"İşte güzel sözler falan yazıyormuş.Yani her yere.Koğuşa, çarşaflara, dolapların içine, yemek masalarına.Bunu bir-iki uyarmış çavuşlar.Bırakmamış alışkanlığını.Hep ceza nöbeti alıyormuş.Durmadan tele veriyorlarmış çocuğu.İşte bir gece bu nöbet defterine baştan sona şiirler yazmış.Nöbetçi subay görünce tutanak tutmuş.Ertesi gün içtima alanına bandoyu getirmişler.Mızıka çalmış, bölükçü dövmüş çocuğu."

"Ee, sonra?"

"Sonrası o işte.Çocuk başka bir ceza nöbetinde, aha işte bu kulede, vermiş mermiyi, namluyu almış ağzına, basmış tetiğe..."

...

Ahmet anasını karanlık odada sessizce dinledi."Bak oğlum" dedi.İnsan dediğin yozdur.Hem de Kayacık kayasından daha karadır yüzü.İnsan ne işe yarar?Bir boka yaramaz.Ama karga dediğin mübarek hayvandır.Onu bunu ayırmaz, bulduğunu yer.Sonra bak insanlar ceviz dikmez.Fenalık getirir diye.Halbuki en büyük fenalık kendinden çıkar.Bu hayvanacıklar cevizleri alır, dar günler için saklar, bazılarını unutur.Unuttukları çatlatır kabuğunu, toprağa sarılır.Ağaç olur.Ya erin kestiği, yaba yaptığı, sandık ettiği ceviz böyle olur.Karga hiç vurulur mu?Büyük günah.Sakın yapma, sütümü helal etmem." dedi.

...

Mutlu akmayan her gün zorludur.

...

Varamayan
Ahmet Büke

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder