14 Ağustos 2022 Pazar

Tekerleme - Asaf Halet Çelebi


...

Devler orada gözleri açık iken uyurlar ve kapalı iken uyanıktırlar.Mükemmel Türkçe bilen ve söyliyen zümrüdüanka kuşuna "Gak!" dedikçe et, "Guk!" dedikçe şarap verilir."Parmak neredesin?" denince, parmak "Sıcacık karındayım!" diye cevap verir.Peri kızı güvercin şekline girer silkinir ve kız olup suya dalınca elbisesi aşırılır.

Dikkat edilirse, bunlardaki çok derin istihzayı sezmemek kabil değildir.Türk ruhu harikuladeyi içinden karikatürize eder, çabucak inanmaz, fakat realiteyi mistikle karıştırmayı sever.

O, zamanı, zaman içinde görür.Sarayburnu'ndan bir adım attımı kendini Kasımpaşa'da bulmaktan hoşlanır.Az gidip, uz gidip dere tepe düz gittikten sonra arkasına bakar ki bir arpa boyu yer gitmiş.Etini, dibi delik tencerede pişirmeğe kalkar.Kafasız kocakarının sakız çiğnediğini görür, babası, babası iken kızı babasının annesi olur ve babasını tıngır mıngır beşikte sallar.

...

"Bir varmış, bir yokmuş.Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, babam benim iken, ben babamın kızıydım.Babam benim oğlum oldu, ben babamın annesi.Arif olan ancak bilir bunun mânâsı."

"Bir varmış, bir yokmuş, zaman zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal iken, horoz imam iken, manda berber iken, annem kaşıkta, babam beşikte iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken.Babam düştü beşikten, alnı yarıldı eşikten.Annem kaptı maşayı, babam kaptı küreği, gösterdiler bana kapı arkasındaki köşeyi.O öfke ile denize basmıyayım mı, kıyıdır diye.Orada buldum iki çifte bir kayık, çek kayıkçı Eyube.Eyyubun kızları haşarı, bir tokat vururlar enseme, gözlerim çıktı dışarı.Orada gördüm bir kız adı Emine, gittim baktım evine.Bir tarafı tozluk dumanlık, bir tarafı çimenlik çayırlık, bir tarafı sazlık samanlık, bir tarafında boyacılar boya boyuyor renk ile, bir tarafta demirciler demir dövüyor denk ile, bir tarafta Memet Ali paşa cenkediyor şevk ile..."

"Bir balkabağından üç oğlan çıktı.İkisi gömleksiz, biri çırılçıplak.Çıplağın üstünde üç kuruş buldum.Aldım pazara gittim.Pazarda koltuğa sığmaz bir karpuz satıyorlardı.Şunu bir keseyim de yiyelim dedim.Karpuzu keserken bıçağımı içinde unuttum.Bıçağımı çekeyim derken ben içine girdim.(...)dönüp dolaşırken bir çobana rastladım."Ne yapıyorsun orada?" dedim.Bana "On senedir burada sürümü kaybettim.Hala bulamadım." dedi.Kafamı kaldırınca bir adam geldi, bana bir tokat vurdu.Kafam koptu, gitti pazara soğan, sarımsak satmağa.Koştum arkasından, başladık kavgaya."Kafamsın!" "Kafan değilim!" her ne ise kafam yerine geldi.Oradan üç evli bir köye vardık.Evlerin ikisi viran birinin de çatısı yoktu.Çatısı olmıyana girdim.Baktım, kafasız bir kocakarı sakız çiğniyor."Bana bir tencere ver!" dedim.Nine bana üç tencere verdi.İkisi kırık dökük, birinin hiç dibi yok.Dibi olmayanı aldım.Etimi onda pişirdim, yedim.Suyunu da cebime koydum.Baktım yine kafam yok.Araya araya yine buldum.Başladık yine kavgaya: "Kafamsın!" "Kafan değilim!", derken çekişe çekişe gittik Kadı kapısına.Kadı evinde yoktu.Çarşıda ağaçtan mercimek topluyordu.Kafamla ben gittik oraya.Kadı ağacın tepesinden bağırıyordu.Güç bela işittik.Dedi ki: "Sizin davanız çok çetindir.Kırk top kağıt, kırk kucak kalem lazım, bir de kırk basamaklı merdiven getirin de buradan ineyim."Kırk top kağıtla, kırk kucak kalemi aramaya gittik.Kırk ayaklı merdiveni de bulduk.Ağaca yasladık.Merdiven kadıyı çekmedi kırıldı.Kadı öldü.Kafam da yerine geldi."

Zannetmiyorum ki diğer milletlerin edebiyatında yukarıya bazı numuneler verdiğim tekerlemeler ayarında mücerred eserler bulunsun.


Asaf Halet Çelebi
Tekerleme
Ses, S. 3,2 İlkkanun 1938, s. 4-5

Asaf Halet Çelebi - Bütün Yazıları
Everest Yayınları
Hazırlayan: Hakan Sazyek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder