Evdeki bir sohbet sırasında Hüseyin Gümüş sorar:
"Sabahattin ne dersin, devrimi görebilecek miyiz?"
Sabahattin Kurt'un cevabı şimdi bile yürek sızlatıyor:
"Ne devrimi görmesi, altı ay yaşarsak iyi..."
"Çok yakışıklıydı, ama aynı zamanda çok özel bir insandı.Çok okurdu, bana da okumam için telkinde bulunur, kitaplar okutur, sonra sorular sorar, açıklamalar yapardı.Şimdi düşünüyorum da güzel bir diksiyonu vardı, bağırmadan, çağırmadan, sakin sakin konuşur ve hep o ikna ederdi.Başarılarını o kadar olağan bir sadelik ve tevazuyla anlatırdı, övünmeden, sadece sonucu söylerdi.Biz de öyle öğrenirdik, sınıfını geçtiğini, Harbiye'yi kazandığını, lisedeyken tiyatro ile de ilgilendiğini, mziğe merakını, okulu dereceyle bitirdiğini, evlendiğini...Ayın 30'u ağabeyimin yaşamında hep özel bir yıldönümünü işaretler: 30 Eylül doğum, 30 Ağustos Harbiye'den mezuniyet, 30 Mart ölümü...Hep ayın 30'unda önemli şeyler yaşamış." Kız kardeşi Fikret Alp
---
Küçük bir detay, Saffet Alp'in cenazesini alan ailenin dikkatinden kaçmamış, Alp'in sağ elinin serçe parmağı, yara bandı sarılı vaziyettedir.Ağabeyini çok derin bir sevgiyle aralıksız anan, hiç unutmayan ve ölümünü sindiremeyen küçük kız kardeş Fikret Alp, küçük bir kesik için duyduğu acı nedeniyle parmağına sardığı yara bandını hatırlayıp, "Bu küçük kesik için bile acı duyan ağabeyim, onlarca kurşun vücuduna isabet edince, hiç hak etmediği halde o kadar acıyı nasıl hissetti, nasıl dayandı diye soruyor gözyaşları içinde.
---
Okul yaşamında çok başarılı öğrenci olan Saffet Alp Harbiye'den ikincilikle mezun olur.Mezuniyet töreninde Süleyman Demirel, Saffet Alp'in koluna bir saat takar, mezuniyet hatırası olan kol saatinin arkasında Süleyman Demirel imzası vardır.Bir de fotoğraf çektirir Demirel, okul ikincisi teğmenle.
---
"12 Mart'a doğru giderken ağabeyim İstanbul'da subaydı.Ben Kayseri Kız Öğretmen Okulu'nda son sınıf öğrencisiydim.Dev-Lis'in kurucusu olma iddiasıyla gözaltına alınmıştım.Bu olaydan sonra bir mektup geldi ağabeyimden: "Geçmiş olsun, grip olmuşsun ama burada zatürre var." Ağabeyimin örgütsel faaliyetler içinde olduğunu mektubunda geçen bu şifreli sözlerinden anladım.Bir gün evimiz basıldı; polisler tutanakta "Aranan şahıs bulunamadı" yazınca ağabeyimin arandığını anladım." Fikret Alp
---
"Çok güzel ud çalardı.Çok şık giyinirdi ve giyimine özen gösterirdi.Bazı akşamlar bir araya geldiğimizde uduyla sanat müziği çalar, şarkılar söylerdik.Aslında o yıllarda bu olağan bir durum değildir, devrimci müzik, marşlar sert bir anlayış egemendi, ama biz yine de çalar, söylerdik.Çok yakışıklı ve zeki bir insandı, çok da iyi bir militandı.Teğmen maaşımız iyiydi, ama teşkilat işlerine verdiğimizden boğazımızdan geçmezdi." Ömer Laçiner
---
"Şen, şakrak bir aileydik.Evimizde cümbül-ş, dümbelek, gitar, bağlama, kaval, ud, akordiyon gibi enstrümanlar mevcut idi...Ailemizde sazlı şarkılı işler bitti, içe kapandık.Enstrümanlar bir köşelere atıldı, şimdilerde hatırlamıyorum; o enstrümanlar ne oldu, kimlere verildi?Kızıldere ailemiz için hayatı yok eden bir sürecin başlangıcı oldu." Fikret Alp
---
"Benim oğlum, yaralıyken bile aman dilemedi onlardan.." Annesi Arife Alp
Devrimci Bir Subay
Saffet Alp Kitabı
Ayrıntı Yayınları
Murat Bjeduğ
Saffet alp ailesine ulaşmaya çalışıyorum.
YanıtlaSilKeşke yardımcı olabilseydim.
Sil