...Öksürük
nöbetleri öyle güçlüydü ki öksürükten belim bükülüyordu, böyle eğilip
bükülüp tüm gücümü toparlamadığımda öksürüğe dayanamayacak gibiydim.Tren
personeli öksürüğümü işittiklerinde korkacaklar diye düşünüyordum ama
öksürük bu personele aşinaydı, onu kurt öksürüğü diye
adlandırmışlardı.Nihayet, ben de kendi öksürüğümde bir kurt uluması sesi
sezmeye başlamıştım.Barakanın önündeki küçük sıraya
oturuyor, uluyarak trenin geçişini selamlıyor, yine uluyarak
uğurluyordum.Geceleri tam yatacakken kerevette diz çöküyor, hiç olmazsa
uluma sesinden kurtulabilmek için başımı postların içine
gömüyordum.Gövdemdeki bir damarın ne zaman çatlayıp bu hale bir son
vereceğini merak eder olmuştum.
Kalda Hattından Anılar Franz Kafka Çin Seddi'nin İnşası