15 Ağustos 2022 Pazartesi

At Hakkında - Asaf Halet Çelebi / Bütün Yazıları


Eskiden at diye sırıklara biner ve "sakın ha atım teper" diye sağa sola savururduk.Bununla beraber fasulya sırığı hiçbir zaman ata benzemezdi.

Hiç benzemeyen şeyleri nelere benzetmemişizdir.Eski şairler de, gözleri ve ağzı olduğu için ata benzemesi ihtimali daha çok kuvvetli olan sevgililerini hiç benzemedikleri güle ve aya benzetirlerdi.Güvercine ve geyiğe benzetenler şüphesiz daha yaklaşmışlardı.Ata benzetilmesinde ben hiçbir beis görmüyorum.

Allah vermesin Guliver'in anlattığı, insanların hayvan akıllı ve atların insan akıllı olduğu o Hyummhmmm memleketinde olsaydık ne yapardık?Atlar bizim üzerimize binemese de bir arabaya koşturup kendileri içine oturamazlar mıydı?

Equus atın dedesiydi; ve şimdiki attan farklı idi, bununla beraber onun zamanında Neandertal adamı şöyle dursun Pithecanthropus bile yoktu.Equus'lar kendilerinden sonra gelen dedelerimizi görünce acaba hayret etmişler midir?Bununla beraber daha sonraları, ilk defa sırtlarına atlamak küstahlığında bulunan insanlara fevkalade hiddet ettikleri bence muhakkak gibidir.Fakat onların mı insanları, insanların mı onları harbe alıştırdığına şüphe ediyorum.

Eski zamanda konuşan, insan darda kalırsa yaksın da yetişeyim diye üç kılını veren atlar varmış.Fakat ben bunun ne dereceye kadar doğru olduğunu bilemiyorum.Yalnız o atlar şimdi hiç bulunamıyor.

Asaf Halet Çelebi
At Hakkında
Ses, S. 3 Ağustos 1939, s. 7.

Asaf Halet Çelebi - Bütün Yazıları
Everest Yayınları
Hazırlayan: Hakan Sazyek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder