...
Almanlar sistemli bir yöntemle inim inim inletirler insanları.
Bu nedenle oldum olasıya etkili sonuç alırlar.Küstahça gururları onları öyle bir duruma sokar ki, kendilerinin dışında her şeye karşı bir can alıcı gibi olurlar.
Onların bulunduğu yerde mantık hak getiredir.
Güçlerinin yettiği her yerde kıllarını bile kıpırdatmadan zulümlerini sürdürürler.
...
Ben de kaç kez kendi filmimi gördüüm bu duvarlarda.Icığını cıcığını biliyorum artık onun.Şimdi elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım bunu.Anlatacaklarım bitmeden ip boğazıma geçse de, bu filmi "mutlu son"la sonuçlandıracak milyonlarca insan kalacak yeryüzünde.
....
Hey dostlar, canlar, sizleri gördüm mü dünyalar benim oluyor.Ama böyle bir arada değil.Bir arada olduk mu ya tahtalı köyü boylarız ya da kodesi dosdoğru.İki şey var önümüzde:Ya gizliliğin, illegalitenin kurallarına uyacaksınız ya da bir iş görmekten uzak duracaksınız.Çünkü hem kendinizin hem de başkalarının başını derde sokmuş olursunuz.
...
Beni gördükleri falan yok.İstediğim gibi ateş edebilirim, ama tabancalarını silahsız üç erkekle iki kadına çevirmiş öyle duruyorlar.Önce ben ateş edecek olsam, benden önce bizimkiler can verecek.Tabancayı kendime sıksam, kurşuna dizmeler alıp yürüyecek bu sefer.Üstelik ilk kurban bizimkiler olacak.Ateş mateş etmezsem, altı ay, bilemedin bir yıl kalırlar içerde.Sonra bir devrim falan olur çıkarlar.
...
Ama bir konuşacak olsaydım...Yo, yo, korkmayın, konuşmayacağım.İnanın bana.Ne de olsa ölüm uzaklarda bir yerlerde değildir herhalde.Şimdi bütün bu olanlar bir düş.Korkulu, hastalıklı bir düş.Hababam iniyor sopalar.Sonra kafamdan boca ediyorlar suyu.Vur Allah vur..."Konuşsana be!Konuş diyorum!Konuş!" Dan dun yine girişiyorlar.Ölemiyorum bir türlü.Hey anam-babam, ne diye bunca sağlam, dayanıklı yarattınız beni?
...
Kapının kilidi gıcırdıyor.İki adam hazırola geçiyor put gibi.Üniformalı iki SS içeri girip benim giydirilmemi emrediyor.Pantolonumun her bacağında, ceketimin her kolunda bunca acı sızı saklı olduğunu şimdiye dek hiç bilmiyordum.
...
Her şeyi bildiğinize göre ne diye konuşayım?Boşu boşuna bir ömür sürmedim ben.Boş, saçma bir hayat yaşamadım.Ölürken de buna gölge düşürmeyeceğim.
...
Ölmedi sandığımız nice insan bir de bakıyorduk ki ölmüş gitmiş.Ama öldüğüne inandığımız birisinin yaşıyor olması binde bir görülen bir şeydi.
...
Hücremiz kuzeye bakıyor.Sırf bazı yaz akşamlarında güneşin battığını görebiliyorum.O da o gün hava pırıl pırıl açıksa.Ah baba, ah, güneşin doğuşunu bir yol olsun görmeyi ne kadar isterdim!
...
"Mahpus damlarına düşmüş canlar
Ömür çürütenler buz gibi zindanlarda
Nice ırak yollar da olsa aramızda
Değiyor saçlarınız saçlarımıza"
...
Hey kokmuşlar, bir arkadaşın hayatı pahasına yaşanılan hayat da hayat mıdır yani?
...
Bu davranışla bana hiçbir kötülüğü olmamıştı onun.Ben zati düşmüştüm Gestapo'nun eline.Derdime kim dert katabilirdi daha?Üstelik tam tersi oldu.Bütün aramalar taramalar onun vermiş olduğu somut bilgilere dayanıyordu.Onun Gestapo'ya söyledikleri bir zincirin ucu gibiydi tıpkı.Zincirin öbür halkaları benim elimdeydi.Gestapo'nun isteği zinciri son halkasına kadar ele geçirmekti.Eğer sıkıyönetimden sonra benimle birlikte bizden bir yığın insan sağ kalabilmişse bu nedenledir.Gelgelelim, o görevini yerine getirseydi bizlerden hiçbirini suçlamayacaklardı.Biz onunla çoktan ölmüş olacaktık, ama öbürleri sağ salim kalıp çalışmalarını sürdüreceklerdi.Ödlek insanlar ölürken yalnız hayatlarını değil, başka şeylerini de yitirirler.O da öyle oldu.Daha başka şeylerini de yitirdi.Şanlı, şerefli bir devrimci ordusunu bırakıp kaçtı.En rezil düşmanın karşısında bile küçülttü kendisini.Daha sonra bazı şeyleri az buçuk onarmaya çalıştıysa da hiçbir arkadaşının güvenini kazanamadı.Hapishanede de olsan, başka yerde de olsan, bundan daha berbat ne olur ki?
...
Usanmayın.Zaman gelecek, bugünlere "mazi" denecek.Büyük bir dönemden, tarihi yaratan birtakım adsız kahramanlardan söz edilecek.Adsız kahraman diye bir şey olmadığını herkes bilse ne iyi olurdu.Bir zamanlar onlar da bizim gibi insandı.Adları, sanları, kendilerine göre bir görünüşleri vardı.Umut içinde yaşıyorlardı.Gönülleri bin bir istekle doluydu.En geride çarpışmanın çektiği acı, adı oldum olasıya dillerde dolaşan en ilerde çarpışanın çektiği acıdan daha az değildi.Gönül isterdi ki, dostlarımız gibi, ailemizdeki insanlar gibi, kendimiz gibi yakın olalım onlara.
...
Kitaplarımdan başka hiçbir şeyim yoktu hayatta, onun da Gestapo okudu canına.
...
Ne belalı günlerdi o günler.Ama Lido bir gün boş vermedi, yılmadan usanmadan çalıştı.Parti'nin "Üst kesimindekilerle" ilişkileri o kuruyordu.Gözünü budaktan esirgemeyerek en tekinsiz işlere girdi.İzi yitirilmiş kişilerle ilişkiler kurup canı tehlikede olanları kurtarmaya çalıştı.Direnmelerin pörsüdüğü yerlere bir yılan balığı gibi sokulup o eski gamsız kasavetsiz haliyle işler becerdi.Ama onun bu aldırışsız halinin altında büyük bir sorumluluk duygusu yatıyordu.
...
Rus bolşevikleri iki yıl yasadışı çalışan birisinin dört dörtlük bir devrimci olacağını söylemişlerdi bir zamanlar.Ama onlar için mesele kolaydı.Moskova'da tehlike içinde misin, çek git Petrograd'a.Oradan da Odesa'ya.Hiçbir allahın kulunun seni tanımadığı milyonluk kentlerde kaybol git.Ama bizde bir Prag vardı.Bir sürü kışkırtıcının bir aray geldiği bu kentte insanların yarısı bilir, tanırdı seni.Yıllar boyu dayandık durduk orada.Gestapo'ya yakayı ele vermeden beş yıl yasadışı eylemlerde bulunan arkadaşlarımız çıktı yine de.Çünkü çok şey öğrenmiştik.Çünkü düşman güçlü de, hain de olsa zır cahildi.Yıkıp yok etmekten başka bir bildiği yoktu.
...
"Sen benim yakaladığım en büyük balıksın" diyordu.Beni genellikle ağır toplardan biri olarak nitelendirdikleri için, koltukları kabarıyordu.Belki de bu nedenle ömrüm bir parça daha uzamış oldu.
...
Yanlışlıkla tutuklanan PTT görevlisi, aşağıda salıverileceğini beklerken, adının çağrıldığını duyup arasına katıyorlar.Sonra da kurşuna diziyorlar bir güzel.Aradan iki gün geçince görüyorlar ki, ad benzerliği olmuş meğer.Kurşuna dizilecek başkasıymış.Tabii o da kurşuna diziliyor.Böylece düzeltiliyor yanlış.
...
Renek (Josef Teringl): Sapına kadar inanmış biri.Canını verir şöyle.Petschek adliye sarayında olup bitenlere, bizim ordaki direnişimize o da katıldı.Yedikleri içtikleri bir giden canciğer arkadaşı Pepik Bervida da has, yiğit bir adam.
Doktor Milos Nedved: Gencecik.Filinta gibi yakışıklı.Saygıdeğer.Tutuklu arkadaşlarına ettiği yardımı Osvecum'da canıyla ödedi.
Arnost Lorenz: Kimseyi ele vermedi.Konuşmadı.Bu nedenle karısını kurşuna dizdiler.Bir yıl sonra "400"ün "hausarbeiter"lerini, birlikte çalıştığı tüm arkadaşlarının canını kurtarmak için tek başına idama gitti.
...
Benim rolüm de sonuna yaklaşıyor artık.Bu sonu yazamıyorum tabi.Çünkü bilmiyorum.Bu bir rol değil, yaşamanın ta kendisi.
Yaşamak denilen şeyde seyirci falan yok öyle.
İşte perde açılıyor.
...
Julius Fuçik
Darağacında Röportaj
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder